Jessica Alba: Jason Statham'ın hayranıyım

◊ Merhaba nasılsınız?
- Teşekkürler çok iyiyim.

◊ Yeni filminiz “Mechanic: Resurrection” hayırlı olsun, soluksuz izledim...
- Teşekkürler, beğendiniz mi?

◊ Çok beğendim. Jason Statham’la da çok yakışmışsınız...
- Değil mi! Ben de aynı şeyi düşünüyorum. Kimyamız çok iyi tuttu ve çekimlerde harika vakit geçirdik. Jason’ın zaten hayranıyım. Birçok filmini izledim, onunla birlikte bir projede yer almak harikaydı.

KAVGA SAHNELERİ İÇİN ÖZEL DERS ALDIM

◊ Biraz filminizden bahsetmek ister misiniz?
- Tabii ki. Bu film, 2011’deki “Mechanic”in devamı. Yapımcımız, James Bond gibi başarılı bir seri yaratmak istiyor. Jason ile karakterlerimiz çok güçlü ve sert. Jason’un karakteri, süper zeki bir suikastçı, inanılmaz çalışan bir beyne sahip. Filmde görüntüler güzel, sahneler güzel, konu güzel. Benim için de güzel bir geri dönüş oldu. Aksiyon filmi tutkunlarının kesinlikle beğeneceğini düşünüyorum.

◊ Peki filme, özellikle de kavga sahnelerine nasıl hazırlandınız? Bu arada çok fit görünüyorsunuz...
- Her proje özel bir emek istiyor. Zaten spor yapıyorum ama film için özel eğitmenlerle çalıştım. Kavga sahneleri için de kendimi yüzde yüz hazır hissedene kadar özel ders aldım.

ÇOCUKKEN HASTANELERDE ÇOK ZAMAN GEÇİRDİM

◊ Gelelim markanıza... The Honest 2011 yılında kuruldu, beş yılda 1.7 milyar dolarlık bir şirket oldu. Nedir bu başarının sırrı?
- Her gün ofise gidip sanki okula yeni başlayan bir öğrenci gibi yeni şeyler öğrenip uyguluyorum. 5 yılda büyük yol aldık. Her işin her aşamasında yer almak ve büyük bir özveriyle çalışmak bizi bugünlere getirdi.

◊ Bu markayı yaratma fikri nasıl oluştu?
- Ben, hasta olduğum bir çocukluk dönemi geçirdim. Hastanelerde yaşıtlarımdan çok daha fazla zaman geçiriyordum. Hastalık sebeplerimin çoğu da çevreseldi. O sebeple kimyasal madde içermeyen organik ürünler her zaman ilgi alanım oldu. İnsan sağlığıyla ilgili endişelerim ve onlara farklı ürünler sunma isteğim, bana bu markayı yaratma fikri verdi.

İŞBİRLİKÇİ BİR PATRONUM

◊ Peki nasıl bir patronsunuz?
- İşbirlikçi bir patronum. Çözüm üretmek ve zorlukların üzerinden gelmek, en sevdiğim özelliklerim. İnsanların ürün alırken yaptığı seçimleri anlamaya ve kavramaya çalışıyorum sürekli. İş arkadaşlarımla da birebir çalışıyor ve onların fikirlerini aktif bir şekilde dinliyorum.

◊ Güçlü bir patronsunuz, zorlukların sizi yıldırmadığını söylüyorsunuz. Filmlerinizde de güçlü ve savaşçı kadın rollerini seviyorsunuz, değil mi?
- Evet, kesinlikle seviyorum. Oyunculuğa 12 yaşında başladım. Dediğim gibi hasta ve hassas bir çocukluk geçirdim. Pek arkadaşım da yoktu, yalnız bir çocuktum. Oyunculuk benim için başkası gibi olup başkası gibi davranacağım bir fırsattı. Çünkü istediğim ya da hayal ettiğim bir çocukluk yaşamıyordum. O hasta küçük kızdan sadece oyunculuk yaparak kaçabiliyordum. Belki de kadın süper kahramanları ya da aksiyon filmlerindeki güçlü savaşçı kadın rollerini sevmemin nedeni budur.

◊ The Honest’tan sonra insanların size karşı tutumlarında farklılıklar oldu mu?
- Kesinlikle. İnsanlardanfarklı bir saygı görüyorum artık. Kolumda başka bir bileziğim de var ve insanların beni farklı gördüklerini hissediyorum. Forbes’un kapağında olmak, işkadını olarak da anılmak çok gurur verici şeyler.

◊ Parayla aranız nasıl peki?
- Ben büyürken annemle babam üç farklı işte çalışırdı. Çok uzun yıllar anneannemle yaşamak zorunda kaldık. Çalışmaya başladığım ilk yıllarda parasal olarak güvende olmak ve her ay faturaları ödemek için maaş beklemek zorunda kalmamak benim ilk amacımdı. Şimdi ihtiyacım olandan çok fazla bir paraya sahip olmak beni sorumluluk sahibi bir insan olmaktan uzaklaştırmadı. Her zaman uzun vadede planları olan ve düşünen bir insanım. Yaşadığım hayat ve koşullar için de her zaman şükrediyorum.

İSTANBUL HARiKA BİR ŞEHİR

◊ “Mechanic” serisi farklı ülkelerde geçiyor. Belki serinin diğer filmine Türkiye ve İstanbul’u da eklersiniz...
- Neden olmasın? İstanbul’a gittim. Çok beğendim, harika bir şehir... Şehirden etkilendim ve oradayken harika vakit geçirdim.

İLK ÇOCUĞUMDAN SONRA ANNEME SARILIP ÖZÜR DİLEDİM

◊ Son sorum, çocuklarınızla ilgili. Her şeyin ötesinde annesiniz, son cümlelerinizi annelik üzerine alabilir miyiz?
- Annelik, hayat değiştiren bir deneyim. Belki size garip gelecek ama şimdi anne olmadan yaşamayı düşünemiyorum. Çocuklarımın mutluluğu ve sağlığı önceliğim. Diğer her şey onlardan sonra gelir. Sana bir şey itiraf edeceğim; ilk çocuğumdan sonra anneme sarıldım ve ağladım. Gençlik dönemimde anne ve babama karşı biraz asiydim, anneme sarıldım ve ağlayarak yaptığım her şey için ondan özür diledim.

Altın Kelebek gecesi çok güzeldi

◊ Daha önceki İstanbul ziyaretinizde Altın Kelebek ödül törenine de katılmıştınız...
- Evet, çok güzel bir geceydi... Ödül alanların heyecanını izlemek çok hoşuma gitmişti. Ayrıca İstanbul’da yemekler ve Boğaz turu inanılmazdı...