İzmirli Devrim Çukur’a Avrupa Konseyi’nden görev

İhtisasını rekabet hukuku üzerinde yapmış. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Avrupa Birliği Çalışmaları’ndaki doktorasını “Sosyal Diyalog” üzerine tamamlamış.
Bununla da yetinmemiş; London Metropolitan University’de marka, patent ve endüstriyel haklar üzerine, Intellectual Property Law’da da uluslararası ticaret hukuku ve uluslararası ticari sözleşmeler üzerine özel dersler almış.
Devrim Çukur, 29 Mart 2009 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi’nden Karabağlar’dan İzmir İl Genel Meclisi’ne, buradan da İzmir İl Encümenliği’ne, oradan da Meclis’in Avrupa Birliği ve Uluslararası İlişkiler Komisyonu başkanlığına seçildi.
Yıllardır siyasete yeni ve nitelikli insanların girmesini savunuyorum. Türkiye’de bazı şeylerin değişmesini istiyorsak, bunu siyasetten başlatmak zorundayız.
Geçmişin siyaset anlayışını bir yana bırakarak, kısır döngülerden kurtularak geleceği kurgulamalıyız.
Bunu da yeni isimlerle yapmalıyız.
Devrim’in böyle bir adım atmasını en başından beri destekledim.
Çünkü, hangi parti olursa olsun; genç insanların politikayı zaman içinde değiştireceğini düşünüyorum.
Nitekim, yanılmadığımı kanıtlayan önemli bir gelişme oldu.
Devrim Çukur, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’ne Türkiye Delegesi ve “Sürdürülebilir Kalkınma Komitesi” üyesi olarak seçildi.
Bu aslında İzmir için bir ilk...
Böyle bir Kongre’de ilk kez İzmir’den seçilmiş bir yerel yönetici aktif görev yapmış oluyor.  Çukur, her ne kadar İl Genel Meclisi üyesi sıfatıyla seçilmiş olsa da, İzmir’i tüm yerel yönetimler anlamında temsil ediyor.
Devrim’in “Sürdürülebilir Kalkınma Komitesine” seçilmesi de Türkiye adına gurur verici bir gelişme.
Çünkü yerel yönetimlerle ilgili olarak Avrupa Konseyi’nde karara bağlanacak, birçok raporun altında Türkiye adına Devrim Çukur’un imzası olacak.
Daha da önemlisi 47 üye ülkeden birinin veya birkaçının yerel yönetimlerle ilgili demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konularında izleme raporlarını hazırlamak da yine Devrim Çukur’un da içinde bulunacağı ekibe düşecek. Bunlar İzmir adına, Türkiye adına önemli görevler...
¡¡¡
Devrim Çukur da üstlendiği bu görevlerden dolayı son derece heyecanlı...
Çukur’un bölge ekonomisinin gelişmesi için yakın planları da şöyle:
“Öncelikle 47 ülkenin en önemli kentlerinin yerel yöneticileriyle birlikte görev yapacağımdan, bunların İzmir’i tanımaları ve İzmir’le bu kentler arasında ekonomik, kültürel ve iş hayatı anlamında bir köprü kurulması için çalışacağım.
İzmir için etkin bir lobi çalışması yürüteceğim.
İzmirli yerel yöneticilerin başta Avrupa Birliği projeleri olmak üzere, her türlü uluslararası projelerinde partner bulmaları konusunda onlara bir irtibat noktası olmak istiyorum.
İzmir’deki yerel yönetimlerin, Avrupa Konseyi kararları ile şekillenen yerel yönetimde Avrupa standartlarına uygun hale getirilmesi için İzmirli tüm yerel yöneticilerimize destek olmalıyız..
İzmir’in en önemli gündemi olan ekonomik kalkınmada bir İzmir modeli yaratmak hedefi için çalışacağım. Bu amaçla gerek konseyde, gerek Sürdürülebilir Kalkınma Komitesi’nde yapacağım çalışmalarla, İzmir’de yatırım ortamının gelişmesi, uluslar arası ekonomik çevrelerin İzmir’i ve iş dünyasını tanıması için gayret sarfedeceğim. Kırsal bölgeler için yerel dinamiklerden yola çıkarak kalkınma modelleri geliştireceğim.
İzmir’in ve Türkiye’nin yerel yönetim gündeminde olan sorunları, uluslararası platformda dile getireceğim.
Avrupa Konseyi’nin ‘çocuk dostu şehir’ ve ‘Avrupa müzeler forumu’ gibi özel programlarına İzmir’in hazırlanması ve bunlarda aday olması ve temsil edilmesi için çaba göstereceğim.
İzmirli gençlerin Avrupa Konseyi’nin eğitim ve staj imkanlarından yararlanması için onlara destek olacağım.”
¡¡¡
Avrupa Konseyi’nin yerel yönetimler konusunda dünyada yer alan tek resmi organizasyon olan Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi... 1957 yılında kurulmuş olan Kongre, 1994 yılında bugünkü yapısına kavuşmuş ve temel çalışmalarını Strasburg’da sürdürüyor.
Devrim Çukur’un, bu görevi başarıyla sürdüreceğinden eminim.
Tekrar ediyorum.
Siyaset yeni yüzleri bulup çıkarmak zorunda.
Halkımız bunu istiyor.
Ve gençlerine çok güveniyor.