İzmir'in ampute köpekleri

Güncelleme Tarihi:

İzmirin ampute köpekleri
Oluşturulma Tarihi: Ocak 14, 2018 10:30

İzmir'in ampute köpekleri

Haberin Devamı

Davut CAN/İZMİR, (DHA)- İZMİR'in Karşıyaka ilçesindeki Geçici Köpek Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi, trafik kazalarında yaralanan ampute köpeklere yuva oldu. Merkezdeki diğer köpekler tedavileri tamamlandıktan sonra yasa gereği daha önce yaşadıkları yerlere bırakılırken, sokak şartlarında yaşamlarını sürdüremeyecek durumda olan ampute köpekler ise sahiplenilmediği taktirde, ömürlerinin sonuna kadar burada kalıyor.
Karşıyaka Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü'ne ait Geçici Köpek Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi, çeşitli nedenlerden ötürü gelen birçok köpeğin yanında, trafik kazalarında yaralandıktan sonra bacaklarını kaybeden ve sokak şartlarında yaşamaları mümkün olmayan 5 köpeğe de yuva oldu. Karşıyaka Belediyesi bünyesindeki 7 veteriner hekimden biri olan Serdar Akçan, köpeklere amputasyon uygulamasını yapmak zorunda kalmamaları için vatandaşlara büyük görev düştüğünü belirterek, "Çeşitli insan faktörleri ve trafik kazası gibi sebepler yüzünden kemik çapı dağılmış, bacaklarını geri dönüşümsüz olarak kullanamayacak durumda olan köpekler için amputasyon yoluna gidiyoruz. Bu konuda süre çok önemli, özellikle vatandaşın bize ihbar etme süresi çok önemli. Geç kalınırsa, bacaktaki nekroze yapının, damar ve sinir yapısının durumuna göre amputasyon işlemi kararı hekim tarafından gerekli görülürse verilir. Bize gelme süresi ne kadar kısa olursa, ampute edilme riski olan uzvun kurtarılma olasılığı o kadar fazla olur" dedi.
'SAHİPLENMEK İSTEYENLERDEN ONLARA ÖNCELİK VERMELERİNİ İSTİYORUZ'
Köpeklerin merkezlerinde geçici olarak kaldığını ama ampute köpekleri sokağa bırakmadıklarını belirten Akçan, "4 bacaklı köpeklerimiz dahi sokak yaşamında zorluk çekerken, 2 ya da 3 bacaklı köpeklerimiz için şartlar çok daha zor oluyor. Hayvan sahiplenmek isteyenlerden, bunlar gibi gözünü, bacaklarını ya da diğer uzuvlarını kaybetmiş canlılara öncelik vermelerini istiyoruz. Bugüne kadar 1-2 tane sahiplendirme yaptık ama buradaki 5 tane canımız da sıcak bir yuvaya muhtaç. Bu, buradaki şartların kötü olduğu anlamına gelmiyor, bir aile ortamının onlara daha iyi geleceği anlamına geliyor" dedi.
'BENİM NEDEN BACAĞIM YOK DEMİYORLAR'
Karşıyaka Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü'ndeki bir diğer veteriner hekim Alper Fahri Kaçamak, ortalama köpek ömrünün 15-16 sene olduğunu ve sokak şartlarında yaşayan bir köpek söz konusuysa bu sürenin daha da kısaldığını belirterek, "Ortalama 8-9 yaşlarında bir köpek hayatının büyük kısmını yaşamış olarak bize geliyor. Bu yaştaki köpeklerimizde aynı insanlar gibi solunum, eklem problemleri, sindirim, kalp damar, katarakt ve beslenme problemlerine bağlı olarak obezite gibi hastalıklar görülebiliyor. Dolayısıyla bunlar bizimle daha uzun süre kalmak zorunda kalıyor" dedi. Köpeklerde varoluşsal problemler olmadığını belirten Kaçamak şunları söyledi:
"Köpekler, 'Benim neden bacağım yok' diye bilinçli şekilde içlenmiyorlar. 2 bacakları da olmasa, insan sevgisiyle ve yeterli mama desteğiyle diğer köpekler kadar, hatta onlardan daha mutlu ve huzurlu şekilde yaşamlarını sürdürebiliyorlar. Tabii ki ampute köpeklerimizin sokakta yaşama şansları yok. Neden yok? Sokaklar kalabalıklaştı, araç trafiği olsun, insanların anlayışsızlığı olsun, artık onlar için yaşanabilir bir ortam yok."
'KARŞIYAKA'YA BU 500 KÖPEK NEREDEN GELDİ?'
Akçan, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile sokak hayvanlarını kısırlaştırma görevlerinin belediyelere verildiğini vurgulayarak, bazı belediyelerin imkansızlıklardan ötürü bu görevi yerine getiremediğini ve buna bağlı olarak sokaktaki kedi-köpek popülasyonunun önüne geçilemediğini söyledi. Bugüne kadar yaptıkları kısırlaştırma işlemleri baz alındığı takdirde Karşıyaka sınırlarında artık köpek kısırlaştırmıyor olmaları gerektiğini dile getiren Akçan, "Fakat biz geçen yıl yaklaşık 500 köpek kısırlaştırdık. Öyleyse bu 500 köpek nereden geldi? Ya bilinçsizce sahiplenildi, petshoplardan alındı, arkadaşlardan sahiplenildi, çocuklara oyuncak olarak alındı veya başka belediye sınırlarından malesef bizim sınırlarımıza bırakıldı. Bu saydığım sebeplerden ötürü Karşıyaka bölgemizdeki kısırlaştırılması gereken köpek olmaması lazımken, bu sayı her geçen gün artıyor" dedi.
Kısırlaştırmanın sokaktaki kedi-köpek popülasyonunu dengelemek ve bulaşıcı enfeksiyonların eleminasyonu konusunda en insancıl yol olduğunu belirten Akçan şunları söyledi:
"Örneğin, annede bulaşıcı enfeksiyon varsa ve bu hastalığa karşı dirençliyse, doğum yaptıktan sonra sütle yahut plasental yolla ya da temas yolayla yavrularına bulaştırıyor. Halbuki anne kısır olsa, bu hastalık yavrularına geçmeyecek doğan bir yavru olmadığı için ve o hastalık orada tıkanıp kalacak. Kısırlaştırma düzenli yapılmadığı için malesef nesillerden nesile geçen, kanlı ishal ya da distemper gibi sonu yüksek oranla ölümle biten hastalıklar var."

FOTOĞRAFLI

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!