İzmir’de yeni bir kültür merkezi

ARKAS KOLEKSİYONU’nda yer alan Post Empresyonizm (Yeni İzlenimcilik) tablolarını görmek üzere İzmir’e gittim.

Resimler, Arkas Kültür Merkezi’nde sergileniyor.

İzmir’de yeni bir kültür merkezi

Katalogun Önsöz’ünde koleksiyonun sahibi Lucien Arkas, koleksiyonculuktan neyi anladığını, neyi hedeflediğini açıklıyor:
“Koleksiyonculuğun yalnızca bir ‘toplama’ uğraşısı olmadığı ve sanatın izlediği seyri tutarlı bir disiplin çerçevesinde tutabilmek bilinciyle yola çıktık. Uzun yıllara yayılan çalışmalarımız sonucunda Arkas Sanat Koleksiyonu’nun kendi tarzında Türkiye’deki sayılı sanat koleksiyonları arasında yerini aldığı inancındayım.
Koleksiyon iki ana başlık üzerinde ‘Türk Resmi’ ve ‘Post-Empresyonizm’ olarak yıllarca sürmüş bir tutkunun neticesinde oluşturuldu. Yıllar içinde oluşan birikimi ve bugün dokuz yüzü aşkın sanat eserinden oluşan koleksiyonu uygun mekânlarda sanatseverlerle bir araya getirmek benim için önemli bir hedefti.
Fransa Büyükelçiliği tarafından İzmir’in tarihini de yansıtan eşsiz bir binanın Arkas Holding’e tahsisinden sonra restorasyonunu gerçekleştirerek Arkas Sanat Merkezi’ne dönüştürmek bize hız kazandırdı. İzmir’in sanat ile buluşmasında yeni bir sayfa açarak buradan Türkiye’ye ulaşma ve sanatı toplumun gündelik yaşantısının bir parçası yapabilme hedefimiz gerçek oldu.
Geçmişle bugün arasında bir elçi olan sanatı, sevenleriyle buluşturmanın ve paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”
Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas’ın bine yakın eserden oluşan bir koleksiyonu var. Eserlerin bir kısmı evinde bir kısmı da evinin bahçesinde yaptırdığı galeride bulunuyor, bunları ancak evine gelen konuklarına gösterebiliyordu.
Oysa o, bunları sanatseverlere de iletmek, koleksiyonunu onlarla da paylaşmak istiyordu.
SERGİ BİNASININ SERÜVENİ
SANAT Merkezi için bir mekân aranıyordu.
Sonunda İzmir’de tarihi kimliğe ve öneme sahip bir bina bulundu, restorasyonu yapıldı.
Tarihi geçmişi ve beyaz mermer mimarisi ile İzmir’in eşsiz yapılarından biri olan Fransız Konsolosluk binasının denize bakan bölümü 20 yıllığına Arkas Holding’e tahsis edildi.
Bina iki yılı aşan sürede restore edildi. Binanın tarihini hatırlayalım:
1875 yılında Fransız hükümetinin hizmetine tahsis edilen bu bina 1904 yılında, depremde zarar görmüş, ancak 1905-1906 yıllarında yeniden yapılmıştı. Bina kendisini İzmir yangınında da korumayı başarmış. 1922 yılındaki İzmir yangını, 19. yüzyılın başlarında dönemin ünlü Fransız tiyatro sanatçısı Sarah Bernhart’ı sahnesinde ağırlayan İzmir Operası’nı (Le Grant Theatre de Smyrne) tarihin karanlığına gömmüş. Ama ünlü opera binasının yanı başındaki Fransız Başkonsolosluk binası, talihin yardımıyla kendisini büyük yangından kurtarmayı başarmış. Bina günümüze kadar İzmir’de Fransız yurttaşlarına hizmet ederek varlığın korumaya devam etti.
Sabah 10.00 ile 18.00 arası sergiyi gezebilirsiniz.
İstediğiniz takdirde size bir rehber de yanınıza verilebiliyor. Giriş ücretsiz.
Şimdiye kadar 4.000 kişi sergiyi gezmiş, bu ilgi üzerine de sergi ocak ayı sonuna kadar açık kalacak.
Lucien Arkas, “Resimler bizim olduğu için belli bir tarih arasına sıkıştırmaya gerek duymadık, daha da uzatırız” diyor.
Gezerken ya da gezmeden önce bir katalog edinirseniz daha bilgili gezebilirsiniz sergiyi.
Katalogda sergide yer alan sanatçılar hakkında bilgi verildiği kadar, dönemler, akımlar hakkında da kısa bilgiler yer alıyor.
O konuya da yarınki yazımda değineceğim.
Yazarın Tüm Yazıları