İyilik yap, gör gününü

Güncelleme Tarihi:

İyilik yap, gör gününü
Oluşturulma Tarihi: Kasım 08, 2001 00:00

‘‘İYİLİK yap, iyilik bul.’’‘‘İyilik et denize at, balık bilmezse Halik bilir.’’Atalarımız iyilik yapmanın iyi bir şey olduğu hususunda birleşmiş, konuyla ilgili birer söz söyleyerek üzerlerine düşeni yapmışlar.Atalarımıza katılmıyor değilim. İyiliğin kötü bir yatırım olduğu söylenemez. Özellikle çok uzun vadeli yatırımı sevenler için; yani öteki dünyaya kadar uzanan...Ama bu dünyada bir beklentiniz varsa, hele iyilik ettiğiniz insandan... Ödediğiniz her kuruş verginin size hizmet olarak geri döneceği masalı ne kadar gerçekse, bu da o kadar gerçektir.Kısaca...Atalarımıza rağmen veciz bir sözüm var.‘‘Birinin seni sevmesini istiyorsan, sakın ona iyilik yapma.’’Bu sözüm kulağınıza küpe olsun.* * *Bugün atalardan göründü bana.‘‘Sana taş atana ekmek at’’ demişler.Demişler de... Torunlara gelene kadar taşla ekmek yer değiştirmiş.E, normaldir. Küçüklüğünde kulaktan kulağa oynayanlar bilir, ilk kulağa giren cümleyle son ağızdan çıkan cümlenin birbiriyle alakası yoktur.Uzatmayayım,‘‘Birine ekmek atacaksanız kafanıza kask takmayı unutmayın.’’Bu da bana ait bir başka veciz söz.* * *Peki nedir bunun sebebi? Yani insanoğluna neden iyilik yapılmaz?Sebebi, ‘‘insan’’ olma hali.İnsan denen yaratık minnettar olmayı sevmiyor. Minnet duyması gereken durumlarda onun yerine kin bağlıyor.Sevmediği bir şey daha var insanın.Acz içerisinde olduğunun bilinmesi.Kim ki birinin eksikliklerinden, aksayan yanlarından, zaaflarından haberdardır, onun hayatından yok olması kaçınılmazdır.Özellikle, sınıf atlamışsa o biri, bir daha görünmeyin gözüne. Siz görünseniz de o sizi görmez zaten. ‘‘Bir zamanlar...’’ını bilenden kaçar.* * *Eşlerin birbirini aldatmasının, terk etmesinin, hatta aşkların bitmesinin altında bile benzer sebepler yatmaktadır. Yeni birine kendini anlatmanın dayanılmaz cazibesi.Ne mühim. Ne güzel. Ne başarılı. Ne akıllı.Ne zeki. Ne esprili olduğunu anlatmanın...Evdekiyse zaman içinde ciğerimizi okumuş, on para etmediğinin idrakine varmıştır.En zayıf hallerimizin şahididir o. Bu sebepten kaçacak delik aramamız tabiidir.Geçenlerde Sevgili Gülden Aydın'ın Fikret Şeneş'le yaptığı röportajda beni doğrulayan bir anekdot vardı.Fikret Hanım çok emek verdiği eşi tarafından bir başka kadın için terk edildiğinde, nerede yanlış yaptığını düşünmüş. Bir süre sonra, bir tiyatro eserini seyrederken bulmuş cevabını. ‘‘Kimse borçlu olduğu insanı sevmez’’ diyormuş sahnedeki oyuncu.* * *Bir de iyiliğin sürekliliği durumu var.Birini gözünüze kestirin.Ortada hiçbir sebep yokken, hiç icap etmezken, her gün evine bir kutu baklava gönderin.Yıllarca sürdürün bunu. Hiç aksatmadan her gün.Sonra kesin göndermeyi.Sizin için tez zamanda ‘‘kesik parmağa işemez’’ dediğini duyarsınız.Yapar, yapar, yaparsınız... Bir gün yapmazsınız, ‘‘Hiç yapmadı’’ olur.* * *Özetle...Yakınlarınıza ve sevdiklerinize size minnettar kalmalarına sebep olacak davranışlarda bulunmaktan kaçının. Tabii onları kaybetmek istemiyorsanız. Kimsenin sırlarına, zaaflarına vakıf olmayın. O sizinle paylaşmak istese de buna izin vermeyin. Çok şey bildiğiniz için bir süre sonra sizden nefret edecektir.Kötülük unutulmaz.İyilik de unutulmaz. Ama nesi unutulmaz? Sadece onun ‘‘iyilik’’ olduğu.* * *Çok mu bilmişlik tasladım?Ama tecrübe denen bir şey var ve zaman içinde bende de oluşuyor, n'apiim...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!