İyi yaşlanmayı biliyor musunuz?

Yaşlanmaya karşı çıkıp "Anti Aging" deyimine takılıp kalanların aynı zamanda kötü birer şarap tüketicisi olduğunu düşünüyorum! Sebebi, yaşlanan her şey gibi şarabın da, insanın da yıllandıkça yeni lezzetler, değerler ve derinlikler kazandığını bilmemdir.

Yaşlanmak (özellikle bilgi gücünün, bilek gücünü çoktan yendiği günümüzde) mevcut değerlerimize yeni değerler katan bir süreç. İyi yaşlanmayı bilenler, iyi üretilip doğru saklanan şaraplar gibidir. Zamanla sertliklerinden, sivriliklerinden ya da fazlalıklarından kurtulurlar. Dinginleşip, olgunlaşırlar. Kısacası, yaşlanmak insana "katma değer" kazandıran bir süreçtir.

İyi bir şarabın kalitesi sadece doğru saklandığı ve uzun süre yıllandığı için artmaz. İçindeki kokuları, aromaları, mineral, antioksidan, lezzet ve tatları kazandığı özel topraklar, büyütülmesi, toplanması ve hazırlanması sürecinde gösterilen dikkatler de o şaraba değer katar. Bir şarap uzmanı değilim ama iyi fermante edilen, yeterli kimyasal değişimlere, enzimatik çarpışmalara, oksitlenme ve benzeri paslanmalara rağmen canlı kalan şaraplar daha değerli olmalı diye düşünürüm. Bu, biraz da Sezen Aksu’nun "Acının insana kattığı değeri bilirim" derken anlatmak istediği gibi bir şeydir!

YÖNETİLEBİLİR GENETİK PROBLEMLERDEN KORKMAYIN

Enis Güner’in aile mirasıyla ilgili ciddi bir sorunun olmadığını söyleyebilirim. Hipertansiyon ve kolesterol yüksekliği problemlerinin muhakkak ki bir miktar genetik mirasıyla ilişkisi var ama her iki problem de "yönetilebilir genetik problemler" arasındadır. Sağlık bilincine sahipseniz, bu iki mirası hemen kabul etmeyebilir hatta sonsuza kadar erteleyebilirsiniz. Neler yapacağınızı birçok kez yazdık, okudunuz: Kilo kontrolü, stres yönetimi, uykuya yeteri kadar özen ve düzenli bir aktivite planı. Enis Güner’in genetik miras notu fena değil: 8

STRES TOPU OLMAYIN

Enis Bey’de ciddi bir stres yönetimi problemi var. Kötü bir stres yönetiminin sonuçlarını çoktan yaşamaya başlamış: Gerilim tipi baş ağrıları, dikkat eksikliği, uyku problemleri bundan kaynaklanıyor. Enis Güner’in stres yönetim notu çok düşük: 6

Güner’in hareketli bir yaşam sürdürdüğünden ben de kuşku duymuyorum. Yüzme, bisiklete binme, rüzgar sörfü, yelken ve yürüme yeteri kadar çeşitlendirilmiş bir aktivite planı. Bu güzel alışkanlığını sürdürmesini diliyor, biraz tehlikeli hobisi için de kutluyorum. Anlaşılan daha çok adrenaline ve serotonine ihtiyacı var. Enis Güner’in aktivite notu da yüksek: 9

HERKES SAĞLIKLI YAŞIYOR!

Beslenme alışkanlıklarına gelince besin seçimlerinin, öğün alışkanlıklarının ve beslenme planının mükemmele yakın olduğunu söyleyebilirim. Sırası gelmişken sayfamızda değerlendirdiğimiz "yaşam tutkunları"nın neredeyse tamamına yakını birer beslenme gurusu gibi davranmaya başladı. Yaptıklarını okuyunca ben bile komplekse giriyorum. Ya birileri bizi işletiyor(!) ki, sanmıyorum- ya da yazıp çizdiklerimiz epey yararlı oldu. Umarım bu olumlu gelişmelerden yolunu şaşırıp gece kuşları haline gelen bazı dostlarımız da, özellikle kebap sever, toksin üreticisi retoks ustalarımız, nasibini alır. Enis Güner sigara kullanmamakla, tuzu sınırlamakla, şekerle ilişkisini rafa kaldırmakla puanları sildi süpürdü. Enis Bey’in yaşam tarzı alışkanlıkları notu da yüksek: 9

YAŞLANMAKTAN DEĞİLGEÇ KALMAKTAN KORKUN

Doğal, içten gelen, değiştirilemez ve son derece keyifli bir süreç olan yaşlanmayı engellemeye çalışmayın. Hayatı "toyluktan, yüzeysellikten ve hamlıktan" kurtarma süreci olan yaşlılığı engellemek için paranızı da zamanınızı da harcamayın. Yaşlanmanın size verimlilik, bilgelik, zarafet ve tecrübe katan, lezzetinizi, tadınızı ve ağırlığınızı arttıran, tıpkı bir şarap gibi size gövde dolgunluk ve farklı aromalar sağlayan bir süreç olduğunu unutmayın. Varsın biraz boyunuz kısalsın, eklemleriniz tutulsun, saçlarınız kırlaşsın, varsın kırışıklıklarınız birazcık artsın. İyi ve güzel yaşlanmak kendinize verebileceğiniz en güzel ödüldür. Diğerlerini de iyi yaşlanmanın küçük birer bonusu gibi kabul edin...

Sorun yaşlanmakta değil, bunu kokmadan, çürümeden, paslanmadan, tam tersine yeni lezzetler, tatlar kazanarak başarabilmektedir. Umarım bir şarap uzmanı, "şarabın hikayesini en iyi bilenlerden biri" Enis Güner bunu başarır. Enis Güner’e sağlık, huzur, başarı ve iyi bir yaşlanma süreci diliyorum.

NASIL YAŞIYORSUNUZ?

Enis Güner (36)

Sevilen Şarapları

Yönetim Kurul Üyesi

Şu yaşa kadar bahar nezlesi dışında bir sağlık sorunuyla karşılaşmadım. Ailemde ise bazı hastalıklar görüldü: Guatr, hipertansiyon, yüksek kolesterol. Bu yüzden ileri yaşlarını çok sağlıklı geçirmiyorlar. Benim de daha çok stres kaynaklı bazı sorunlarım var tabii: Yorgunluk gibi, dikkat eksikliği gibi, gerilim tipi başağrıları gibi, gece uyumada zorluk gibi. Uyku sorununu gece erken yatarak çözmeye çalışıyorum. Öğlen yarım saatlik uyku da iş performansımı artırıyor.

Günlük yaşamım çok hareketli. Ayrıca, sporla haşır neşirim. Bir kere deniz tutkunuyum. Yelkenle uğraşıyorum, rüzgar sörfü yapıyorum. Özellikle bağların arasında yürümeye bayılıyorum. Yüzme ve bisiklet de cabası. Hiç olmadı yürüme bandında ter atıyorum. Ayrıca amatör olarak uçak pilotluğu yapıyorum. Uçmayı çok seven bir kişi olarak, piste döndüğümüzde şarj olduğumu hissediyorum. Belki de bu aktivitelerin katkısıyla kilomu hep belli bir düzeyde tutuyorum. Ne öğün arasında, ne gece atıştırma huyum yok. Sosyal ortamda bile boğazıma hakim oluyorum. Her yemekte bir-iki bardak kırmızı veya beyaz şarap içiyorum. Bu sayede yemeği uzatıyorum. Ayrıca akşam erken yemek yiyor ve masadan doymuş kalkmamaya özen gösteriyorum.

Soframa gelince: Deniz ürünlerine, özellikle de dil balığı ve levreğe bayılıyorum. Zaten bu sayede kırmızı etten uzak duruyorum. Hele kuzu etini ve sakatatı ağzıma koymuyorum. Zeytinyağlı dolmalar ve ıspanak da favori yiyeceklerim arasında. Tatlılardan uzak duruyorum. Tuz kullanmamaya özellikle dikkat ediyorum. Günde 2-3 adet Türk kahvesi ve yine 2-3 adet filtre kahve içiyorum. Sigara içmiyorum. Bünyeme destek amaçlı olarak B vitamini kullanıyorum.

AKLINIZDA OLSUN

YAŞLANDIKÇA VÜCUDUNUZU DAHA İYİ DİNLEYİN

Vücudunuzdaki sorunlar size her zaman "davul zurna"yla duyurmaz. Hücre, doku ve organlarınızdaki problemler bazen size bir şeyleri sessizce anlatmaya çalışır. Sorunlar ya müphem ağrılar, izahı zor yorgunluklar, anlamsız uykusuzluklar ya da cilt döküntüleri, denge problemleri, hatırlama güçlükleri, bulantıyla ortaya çıkar. Bazen de göğüs ağrısı veya göğüste basınç hissi, kas ve eklemlerde hafif ağrılar, uyuşmalar, kramplar, soluk alıp vermede eskisine oranla daha fazla zorlanmalarla kapınızı çalar. Özellikle 50 yaş sonrasındakilere bu küçük işaretlerin önemli sağlık problemlerinin ilk ve tek belirtileri olabileceğini unutmamaları gerekiyor.

BİR CEVAP

KIRMIZI ŞARAP NEDEN YARARLI?

Kırmızı şarapta sağlığa yararlı birçok madde var. Bunların en önemlileri antioksidan etkili resveratrol, proantosiyaninler, kateşin
ve epikateşinler ile fenolik asitlerdir. Resveratrol ve kateşinin damar duvarında nitrik oksit oluşumunu arttırarak damarları koruduğu, kan akışını düzenlediği ve hatta tümör girişimini önlemeye yardımcı olduğunu ileri sürenler var. Resveratrolün ayrıca ciddi bir yaşlanma geciktirici olduğunu gösteren çalışmalar da yapıldı. Harvard Üniversitesi’nden bazı araştırmacılar, bu maddenin yaşlanmayı geciktirici bazı genlerin olumlu yönde etkileyebileceğini ileri sürdü. ABD’deki çalışmalar kırmızı şarabın koroner kalp riskini azalttığını, Alzheimer ve yaşlılığa bağlı bunamayı yavaşlatabildiğini gösterdi. Hatta işi daha ileri götürüp şarap şişelerinin üstüne "sağlığa yararlıdır" diye yazdıralım teklifini yapanlar bile oldu.

Biz kırmızı şarabın sağlık yararı için tüketilmesini uygun görmüyoruz. Düşük alkollü bir içecek de olsa, şarap her zaman "alkollü içki" kabul edilmelidir. Bütün alkollü içkilerdeki gibi sık ve fazla tüketildiğinde, karaciğer yağlanmasından siroza, hipertansiyondan beyin ve sinir sistemi harap etmeye kadar değişebilen pek çok doku ve organ hasarına yol açar. Şarabın baş ağrısı yapabileceğini, özellikle migreni olanlara önerilmediğini de hatırlatalım. Eğer reflü probleminiz varsa bu sorununuzu da azdırabileceğini belirtelim. Sadece sağlıklı olmak adına şarap içmek zorunda olmadığınızın altını çizelim.

Alkolü içecekler arasında bir tercih yapılması gerektiğinde, ölçülü olmak koşuluyla şaraba ilk sırada yer verilmesini tavsiye ediyoruz. Ünlü doktor ve bilim adamı Pasteur’ün de şarabı içkilerin en sağlıklısı olarak tanımladığını hatırlıyoruz. Ölçü günde erkekler için iki, kadınlar için bir bardak şarabın üstüne çıkılmamasıdır.

Enis Güner’in not ortalaması: 8
Yazarın Tüm Yazıları