İyi takımız

KARŞILIĞI puan olmayan maçlara pek kulak asmıyorum. Ama bu bir milli maç. Ciddiye alıp, öyle oynamak lazım. Bizim çoçukların oynadığı gibi. Bir ilk yarı seyrettim, hakikatten çok iyi takım olduğumuza bir daha kanaat getirdim.

Bir kere şu gerçek, biz İtalya'dan daha iyi takımız. Oyunu ikiye bölüp, iki ayrı ayrı devreyi, iki ayrı da oyuncuları yorumlamak istiyorum.

İlk yarı fevkalade top oynadık. Kendi istediğimizi İtalyanlar'a kabul ettirdik. Gaza basacağımız yerde bastık. Fren yapacağımız yerde de, fren yaptık. Bunu yapan 4 tane kısa boylu marifetli çocuk. Yıldıray, Emre, Tugay, Okan bu takımın başrol oyuncuları. Topu istedikleri gibi kullanabiliyorlar. Ve dünyada hiçbir takımın yapamadığı kadar kısa kollektif paslar yapıyorlar. Bu rakip için büyük sıkıntı. O sıkıntıyı da İtalyanlar dün akşam çekti.

İkinci yarı bu saydığım 4 tane becerili adam oyundan çıkınca, oyun dengelendi. Ama asla teslim olmadık. Bu hazırlık maçı, neyin hazırlığı, tabii ki İngiltere maçının. Biz dün akşam ilk yarıda oynadığımız futbolu oynarsak, İngilizler bizi 40 gün 40 gece oynasalar yenemezler.

Attığımız muhteşem bir gol var. Emre'nin ayağına sağlık. Tek kelime ile şapka çıkartılır. Yediğimiz gol kalitemize yakışmadı. Fatih ne yaptı, anlamış değilim.

İlhan tatsız

Kaleci Ömer için de söyleyeceklerim var. Bir kaleci kaleyi terk edip çıkıyorsa, o top kalecide kalır. Yok çıkmıyorsa, kalesinde bekler en son müdahaleyi de kalesinde yapar. Ömer arada derede kaldı, Fatih'in hatasına ortak oldu.

Dün akşamki oyunda seyrettiğim İlhan'dan hiç tat alamadım. Alınacak gibi de değildi. Oyunda kaldığı müddetçe akılda kalan bir tek kaçırdığı gol var. O golü çoçuklar atar. Onun dışında yaptığı tek bir müsbet hareket yok. İlhan bundan sonra futbol topunu düşünmeli. Ruh hali dağılmış bir oyuncunun iyi top oynaması mümkün değil.

Böyle maçların hakemleri için yorum olmaz. Zaten benden de yok. Sonunu şöyle bağlayalım. Bu hazırlık maçlarının ikinci yarılarını sevmiyorum. Sekizer, dokuzar oyuncunun girip çıkmasından zevk almıyorum. Bir şeye daha inanıyorum, kenardaki adamlar da kimin ne kadar oynadığının farkına varmıyor.
Yazarın Tüm Yazıları