İthalatın önlenemez yükselişi

REEL sektöre yönelik çeşitli veriler ekonomik büyümenin eskiye göre yavaşladığına işaret ediyor. Buna karşılık, ithalat artışının aynı paralelde hız kesmediğini görüyoruz.

Son yayınlanan dış ticaret verilerine göre, bu yılın ocak ayında toplam ithalat, geçen yılın aynı ayına göre, yüzde 54 artarak 10.6 milyar dolardan 16.3 milyar dolara geldi. Son on iki ayda ise toplam ithalat artışı yüzde 24’e dayandı. Geçen yılın ocak ayında yıllık ithalat 142 milyar dolarken, bu yıl 176 milyar dolar oldu.

İthalatın alt kalemleri Türkiye ekonomisindeki yapısal bazı özellikleri daha iyi ortaya koyuyor. Aynı düzeyde milli gelir üretebilmek için giderek daha fazla ara malları ithalatı yapmak zorunda kalıyoruz. Bu eğilimin bir kısmı artan enerji maliyetlerinden kaynaklanıyor. Yine de, milli gelir üretmenin ithalata olan bağımlılığı artıyor.

2007 yılının başından beri ara malları ithalatı yıllık yüzde 22-25 civarında artarken, yatırım ve tüketim malları ithalatı ekonomideki beklentilere paralel olarak dalgalanmalar gösteriyor. Örneğin, 2006 yılının ortasından 2007 yılının ortalarına kadar yatırım ve tüketim malları ithalatındaki artış giderek yavaşlıyordu. On iki aylık bazda yatırım malları ithalatındaki artış 2007 yılı ortasında yüzde 9’a kadar düşerken, tüketim malları ithalatındaki artış ise aynı dönemde durdu. Bu iki kalem değişen ekonomik beklentilere çok çabuk tepki gösterirken, ara malları ithalatında benzer bir tepki gözlenmiyor.

HIZLANMA VAR

Yatırım talebinin artışında yavaşlama ve tüketim ithalatı artışındaki durma 2007 yılının üçüncü çeyreğindeki milli gelir büyümesindeki yavaşlama ile tutarlı idi. Grafikten de görüldüğü gibi, yatırım malları ithalatı geçen yılın eylül ayından itibaren yeniden hızlanmaya başladı. Yıllık bazda, yatırım malları ithalatındaki artış bu yılın ocak ayında yüzde 18 oldu. Aynı şekilde, tüketim malları ithalatı geçen yılın temmuz ayından itibaren yeniden artış eğilimine girdi. Yıllık artış bu yılın ocak ayında yüzde 18’i geçti.

İthalatta yaşanan gelişmeler iç talep artışının artık hızlanmakta olduğuna ve ekonominin yeniden ısındığına işaret ediyor. Son yayınlanan milli gelir verileri de bu eğilimi teyit ediyor. Büyük bir olasılıkla da, milli gelir büyümesinin yılın son çeyreğinde yükselmekte olduğunu göreceğiz. Eğer bu doğru değilse, yurt dışı kredi olanakları açıkken ve döviz kurları son yılların en düşük düzeylerindeyken, ekonomik birimler spekülatif ithalat yapıyorlar demektir. Bunun olasılığı düşük görünüyor. En azından, geçen yılın dördüncü çeyreğinden bu yılın ocak ayına kadar iç talep artışında bir hızlanma olduğunu düşünmek çok yanlış olmayacaktır. Dolayısıyla, geçen yılın son çeyreğine yönelik milli gelir büyümesi (tarım hariç) üçüncü çeyreğin oldukça üzerinde çıkabilir.

Türkiye’de dış ticaret gelişmeleri genel ekonomik görünüme çok çabuk tepki verebilen bir alandır. Bu eğilimler yurtdışındaki gelişmeler ve onların Türkiye ekonomisine yansımalarıyla çok çabuk değişebilir. Örneğin, yurtdışı kredi olanaklarının sıkışmasıyla, yatırım ve tüketim malları ithalatındaki eğilimler çok çabuk terse dönebilir. Ara mallar ithalatındaki uyum ise daha uzun süre alabilir.

Son dört-beş aylık ithalat verileri enflasyonla mücadeleyi çok fazla kolaylaştıran bir ortamda olmadığımıza işaret ediyor.
Yazarın Tüm Yazıları