It's your Business: İş dünyası aile içi şiddetle yüzleşiyor

2008'de ilk kez Türkiye'nin içinden demiryolu geçen tüm şehirlerini Hürriyet Hakkımızdır Treni'yle ziyaret ettiğimizde, hangi şehrin valisiyle karşı karşıya oturup sorsak, "Gururla söylemeliyim ki, şehrimizde aile içi şiddetten eser yok" demişti. Biz de, şikayetin olmamasının şiddet olmadığı anlamına gelmediğini söyleyip, böyle bir şikayetin yapılabileceği bir mekanizma olup olmadığını sormuştuk; yoktu. İkinci tren yolculuğunda "Hımm evet, bazı başvurular oldu"...

Haberin Devamı

diyorlardı, üçüncüsünde ise bu sorunun çözümüne dair yaptıklarını anlatıyorlardı. Bugün eğitim ya da araştırma için Anadolu şehirlerine giden sosyal çalışmacılara, yerel yöneticilerin “şehrin en önemli sorunları” arasında saydığı konulardan biri aile içi şiddet ve cinsel istismar. Devlet aile içi şiddetin dev boyutlarıyla henüz baş edemese de yüzleşti. Şimdi sıra iş dünyasında…

***

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu, Hollanda Konsolosluğu ve UNFPA-Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu desteğiyle, İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı (Business Against Domestic Violence -BADV) Projesi kapsamında çok çarpıcı sonuçlar ortaya koyan bir araştırma gerçekleştirdi. “Yakın İlişkide Şiddetin Beyaz Yakalı Kadın Çalışanlara ve İşletmeye Etkisi” araştırması, aralarında Hürriyet’in de olduğu 19 şirkette, kadın erkek 1715 kişiyle yapılan ankete dayanıyor. Kadın çalışanların ve şirketlerin aile içi şiddete dair farkındalıklarını, yakın ilişkide yaşanan şiddetin boyutlarını ve şirketlerin tutumlarını ortaya koyuyor.

Haberin Devamı

BOZUN ŞU EZBERİ

Araştırmanın belki de en önemli sonucu; yakın ilişkilerde yaşanan şiddetin eğitimsiz, sosyoekonomik düzeyi düşük, “doğulu” ailelerde yaşandığı ezberini darmaduman etmesi. İstanbul ve yakın çevresindeki şirketlerin, çoğunluğu üniversite mezunu, beyaz yakalı ve yönetici pozisyondaki kadın çalışanlarının yüzde 75’inin hayatlarında en az bir kez şiddetin herhangi bir türüne maruz kaldıklarını ezberci zihinlerimize çarpıyor çünkü... Araştırma, çalışan kadınların yüzde 40’ının psikolojik-duygusal şiddete, yüzde 35’inin sosyal şiddete, yüzde 8’inin de fiziksel şiddete maruz kaldığını gösteriyor. Maruz kalınan şiddet türlerinden biri de yüzde 17’lik oranıyla ekonomik şiddet; evet, yönetici kadın da ekonomik şiddet mağduru! Daha önce Boğaziçi Üniversitesi’nden Yeşim Arat ve Ayşe Gül Altınay’ın yaptığı bir araştırma eşinden fazla kazanan kadınların daha çok şiddete uğradığını ortaya çıkarmıştı, hatırlayın.

Haberin Devamı

BİR İLK: İTİRAF EDEN ERKEKLER

Araştırmanın bir inanılmaz ve ‘göz yaşartıcı’ sonucu ise erkek çalışanların yüzde 40’ının eşine veya birlikte olduğu kişiye kötü davrandığını kabul etmesi… Üniversite mezunu erkeklerin yüzde 37,5’i bunu en az bir kez yaptığını itiraf ediyor, lise mezunlarında bu oran yüzde 24,5.

Ancak kadınların yaklaşık üçte biri, bu durumu yöneticisiyle paylaşmaktan yana değil; olumsuz etkisi olabileceğini düşünüyor, kendini işverenine karşı güvende hissetmiyor. Yarıya yakını ise bu durumu paylaşmaktan utanacağını söylüyor.

Araştırmaya göre;

* Çalışan kadınların yüzde 20’si tartaklama türü fiziksel, yüzde 10’u cinsel, yüzde 2,5’u ağır fiziksel şiddet görmüş… Yüzde 6’sı sürekli psikolojik şiddet altında olduğunu belirtmiş, yüzde 35‘i ise arada sırada…

Haberin Devamı

* En az bir kez sosyal şiddet gördüğünü ifade eden kadınların oranı yüzde 53 gibi yüksek bir oranda… Yüzde 24’ü ekonomik şiddetle son beş sene içerisinde en az bir kez karşılaşmış.

* Ankete katılanların yüzde 85’i ekonomik nedenleri kadının şiddet gördüğü kişiden ayrılamamasının bir nedeni olarak görüyor. Tek başına çocuk büyütmekle ilgili endişeler (%82) ve kadınların kendilerine olan güvensizlikleri (%72) onların şiddet gördükleri ortamdan ayrılamamalarının önemli nedenleri olarak düşünülüyor.

YÜZDE 75 VE YÜZDE 12 İKİLEMİ

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat, çalışan kadınlarda şiddet görme oranı olarak yüzde 75’e nasıl ulaştıklarını şöyle anlatıyor: Tek tek şiddet biçimlerini betimleyerek sorulan sorulara verilen cevaplar toplandığında, kadın çalışanların yüzde 75’inin şiddet gördüğü gerçeğine ulaşılmış. Ancak “şiddete maruz kaldınız mı?” diye doğrudan sorulduğunda “evet” diyenlerin oranı yüzde 12’de kalmış. Ararat’a göre, kadınların gördüğü şiddeti içselleştirmesi, çoğu zaman şiddete uğradığının farkında olmaması, toplumsal algının bir yansıması… Ya normal karşılıyor, ya söylemeye utanıyor.

Haberin Devamı

‘AAA BİZDE OLMAZ’ MI?

Tıpkı bizim 2008-2011 arası Hürriyet Treni’yle ziyaret ettiğimiz şehirlerin valileri gibi, şirket yöneticilerinin çoğu da henüz “Bizim şirkette böyle şeyler yok” düzeyinde belli ki. Araştırmaya katılan 19 şirketten bir kısmının adının gizlenmesini istemesi de toplumsal algının etkilerini ortaya koyuyor. Ancak kaçış yok, eviçi şiddet, elbette bir işyeri sorunu da aynı zamanda. Eğer kadın öldürülmezse, her şeyden önce bir sağlık sorunu; iş performansını etkiliyor, odaklanma ve dikkat sorunlarına yol açıyor, sorumluluktan kaçmaya, hatta yüzde 3 düzeyinde işi terk etmeye neden oluyor. Çalışma günü kaybına, verimliliğin düşmesine, diğer çalışanların güvenliğinin tehlikeye atılmasına, çalışanların moralinde düşüşe ve daha pek çok şeye neden oluyor.

Haberin Devamı

Dünya Bankası verilerine göre Amerika Birleşik Devletleri'nde aile içi şiddetin maddi maliyeti, yıllık 5.8 milyar dolar. Bunun 4 milyar doları medikal hizmetlere gidiyor, 1.8 milyar doları ise iş yerinde verim alamamaktan kaynaklanan kayıp... Eşinden şiddet gören kadınların yıllık işe gidemedikleri gün sayısı 8 milyon. Bu da 32 bin tam zamanlı iş gününe denk. İngiltere’de Leeds Üniversitesi, aile içi şiddetin neden olduğu yaralanmalara bağlı izinlerin, yılda yaklaşık 3 milyar sterline mal olduğunu saptamış. Yine ABD’den bir araştırmaya göre, işyeri performansıyla ilgili sorunların yüzde 25’i aile içi şiddetten kaynaklanıyor. 78 bin çalışanı olan bir şirketin aldığı tehditlerin yüzde 50’sinin konusu aile içi şiddet olmuş.

CESUR ŞİRKETLER

Sabancı Holding, Carrefour, Teknosa, Avivasa, Akçansa, Temsa, Kordsa, Yünsa, Çimsa, Brisa, Doğan TV Holding, Borusan ve Hürriyet’in aralarında olduğu 19 şirketin katıldığı araştırma, iş dünyasının bu konuya daha sıkı eğilmesi gerektiğinin bir kanıtı. Atılacak ilk adım, iş yerlerinde eşitlikçi bir kültür oluşturmanın yollarını oluşturmak, ardından şiddet gören çalışanlar için destek mekanizmaları kurmak. Her şeyi devletten beklemeyelim, zaten o da yapmaya pek istekli değil.

Yazarın Tüm Yazıları