İşyerinde taciz ve mobbing üzerine

Bir süre önce köşemde, işyerinde tacize uğrayan bir okurumun mektubu yayınlanmıştı. Bu mektup üzerinde ülkemizin tanınmış şirketlerinden birinin yöneticisi bu hassas konuda şirkette yaşananları, deneyimlerini ve çözüm önerilerini içeren çok güzel bir yazı göndermiş. Sizlerle de paylaşmak istedim.

Taciz ancak tepki gösterilerek çözülebilir

Sevgili Feyza Algan, kıymetli annenizin açtığı yolda Türkiye’ye ışık saçıyorsunuz, size ne kadar teşekkür edilse azdır.
Size işyerinde tacizle ilgili yazmak istedim, çünkü çok ciddi ve önemli bir konu. Bizim halka açık şirketimizde ara ara da olsa taciz veya mobbing (psikolojik taciz) şikayetleri geliyor ve biz yöneticiler de sonuna kadar bu şikayetleri incelemeye çalışıyoruz. Özellikle fiziksel taciz çok hassas bir konu. Burada taciz derken sadece hafif fiziksel tacizi yani talep olmaksızın biraz yakınlaşmayı kastediyorum. Bir şey alıp verirken el teması olmasına gayret göstermek, gözlerle, bakışlarla karşıdaki kişiye onun vücudunu takip ettiğini ve hoşlandığını belli edecek şekilde bakmak, ses tonuyla kişiye dokunmak gibi...
Bizim işyerimizde daha ağır taciz olmadı neyse ki. Asıl sorun ufak taciz olaylarının genelde hasıraltı edilmesi.

BAZILARI TACİZİ LEHİNE KULLANIYOR

Benim görebildiğim hafif tacize üç farklı tepki veriliyor.Tacize uğradığını ifade edenlerin bir kısmı etrafına sızlanıyor veya daha da iyisi bir şeyler yapmaya çalışıyor, taciz edene mesafe koyuyor, hatta tersliyor, tokat atıyor, şikayet ediyor. Bu yüzden bu kişiler sürekli sorun yaşamıyorlar. Kanımca en iyi tepki bu.
Başka bir grup ise çelik kasa misali olayı tamamen içine atıyor, kimse ile konuşmuyor, evden ne derler korkusu da var tabii. Ama bu kişiler kesinkes araya mesafe koyuyorlar ve kendilerini korumada kısmen başarılı olabiliyorlar. Ama taciz eden kişinin yaptığı da yanına kalıyor.
Bir başka grup ise maalesef bu durumu lehlerine kullanmaya çalışıyorlar. Yani hafif flört ederek o yöneticinin favorisi oluyor ve böylece kendi iş yüklerini azaltıyor, izin günlerini daha rahat seçebiliyor, ayrıcalıklı muamele görebiliyorlar. Bunu yazdığım için özür dilerim ama hanım personelimizle yaptığımız uzun görüşmelerden sonra onların da onayını alarak bu kanıya vardık.

SIFIR TOLERANS POLİTİKASI İZLENMELİ

Baş ağrıtan konu hafif taciz. Bu yazıda yer almayan ağır taciz (okşamak, bariz dokunmak, sıkıştırmak, zor kullanmak, kötü ve incitici konuşmak vs) tabii ki ayrı bir kategori ve polise bildirilmesi gerekiyor. ışyerinde tacizin sona ermesi için özellikle çalışan hanımların sıfır tolerans politikası izlemeleri gerekiyor. Biz hanım personelimize her türlü desteği veriyoruz, “sizi taciz eden kim olursa olsun ortaya çıkın, tepki koyun, şikayet edin, arkanızdayız” diye. Ama “bana şu tacizde bulundu” diye şikayet eden henüz çıkmadı. Bazen endirekt kanallardan şu kişi diye ismi gelebiliyor. Zaten kulaklarımız açık olmasına rağmen yılda bir defa bile böyle olay olmaz. Bir sefer kilolu bir hanım çalışanımıza kötü sözler söylenmiş, “seni görmek istemiyoruz” gibilerden ama bu kişiler ciddi şekilde ikaz edildi ve sorun tekrarlanmadı. Daha ufak ve kurumsal olmayan şirketlerde bu gibi sorunların arttığını sanıyorum.

KANUNLAR AÇIK VE KORUYUCU

Sizin anneniz ilk grupta tepki vermiş, şikayet edip ayrılmış. Keşke işvereni tacizciyi cezalandırsaymış. Size mektup yazan hanım ise farklı davranmış. Kendisi “beni işyerimde kimse korumadı” veya etrafımdakiler “bunun benim isteğimle olduğunu zannettiler” gibi garip sebepler ileri sürerek sesini çıkartmamış, ya sevildiğine inanmış, ya sessizce mağdur edilmiş ya da bir müddet durumu lehine kullanmaya çalışmış.
Oysa taciz vs net bir duruşla çözülebilir ancak. Kadınların ciddi bir kısmı konuyu sessizce geçiştirmek istiyor ama bu davranış taciz eden zihniyetin cezalandırılmasını engelliyor. Kanunlar eskiye nazaran daha açık ve koruyucu. Benim annem dul bir kadın olarak 70’lerde, 80’lerde Ankara’da büyük zorluklar çekmişti. şimdi bakıyorum kadınlar daha özgür, daha kuvvetli, gerek kanunlar gerekse toplumsal zihniyet sayesinde daha iyi korunuyorlar. Bundan gurur duyuyorum.
Rumuz: A.K. Şirket yöneticisi
Yazarın Tüm Yazıları