İstemezukçulara kötü haber

HABERİ veren Amerika’nın en ünlü araştırma merkezlerinden biri...

Haberin Devamı

Brookings Enstitüsü...
Ne diyor Amerikalılar...
“Bütün bir yılı inceledik, uzmanlarımız her ülkenin kalkınma trendlerini inceledi, kentleri mercek altına aldı ve bir sonuca vardı...”
Neymiş sonuçlar...
Dünyanın en büyük 200 metropol ekonomileri arasında birinci Şangay olmuş. Bu veri sizi şaşırtır mı? Beni şaşırtmaz, çünkü Şangay’a gittiğimde bir başka New York çıktı karşıma... Müthiş canlı bir ekonomi, hızla güzelleşen bir kent, en önemli markaların buluştuğu bir merkez ve her yıl milyonlarca insanı çeken bir Şangay...
O yüzden Brookings Enstitüsü’nün yanılmadığını ve bizleri de yanıltmadığını düşünüyorum.

* * *

En hızlı büyüyen 10 şehir Çin, Türkiye ve Suudi Arabistan’da gözüküyor.
Bu da şaşırtıcı değil...
Son yirmi yıla damgasını vuran bir Çin ekonomisi var. Bugün Amerikan tahvillerinin de Avrupa tahvillerinin de en önemli yatırımcısı Çinliler... Her yıl ve istikrarlı bir şekilde yüzde 10’dan fazla büyüyen Çin’den bahsediyorsak; gelişen metropollerin de buradan çıkması gayet normal...
Çin’in hangi şehrine giderseniz gidin, inşaatlar yükseliyor, fabrikalar yapılıyor, kentler yenileniyor, uluslararası büyük organizasyonlara ev sahipliği yapılıyor.
Ben her gittiğimde karşımda bambaşka bir Şangay, Pekin buluyorum. Tabii, diğer kentlerde de bir patlama var.
Petrolün bir numaralı adresi Suudi Arabistan kentlerinin de bu zenginlikten payını alması şaşırtıcı değil. Suudiler; hem kendi şehirlerine yatırım yapıyor, hem de büyük varlıkların, şirketlerin yönetimlerini de devralıyor.
Bu da şaşırtıcı değil...
Aslına bakarsanız, son beş yılın parlayan yıldızı Türkiye’yi de artık konuşmayan, övmeyen yok.
Türkiye birçok ekonomiden daha iyi durumda, bankacılık sektörü dimdik ayakta, cari açık problemi olmasa başka bir yerde olacağımız da kesin...
Brookings Enstitüsü burada da haklı...
Kentlerimiz kötü mimari, estetikten uzak yapılarla büyümesine rağmen sonuçta büyüyor.

* * *

Haberin Devamı

Asıl çarpıcı olan, Türkiye’yle ilgili yapılan sıralamada...
İzmir; İstanbul’un da Ankara’nın da önünde çıkıyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse; İzmir’in geleceğiyle ilgili hep iyi şeyler düşünen biri olarak bu bilgi beni bile şaşırttı.
Çünkü, herkes gibi ben de İstanbul’u bırakın Paris’le, Roma’yla sadece New York’la kıyaslanması gerektiğine inanıyorum.
Her zaman da İzmir ile İstanbul kıyaslamalarının doğru olmadığını yazdım. Brookings Enstitüsü’nün hangi parametreleri değerlendirerek bu sonuca vardığını bilmiyorum, ama Çin ve Şangay, Suudi Arabistan tespitleri ne kadar inandırıcı geliyorsa; İzmir konusundaki tavsiyenin de yerinde olduğunu kabul etmek zorundayız.
Hangi İzmir...
Dünya Ticaret Merkezi Projesi’ne 11 yıldır çözüm bulamayan İzmir...
İnciraltı Planı’na 20 yıldır açıklık getiremeyen İzmir...
Yeni İzmir Planı’nı uluslararası yarışmayla belirleyip 10 yıldır hayata geçiremeyen İzmir...
Dünyanın en özellikle limanlarından birine sahip olup da 50 yıldır inşaatını bitiremeyen, bir türlü alanını genişletemeyen İzmir...
Kentsel yenilemeye başlamamış bir kent olarak İzmir...
Körfezi olup da gerçek anlamda tek bir marinası olmayan İzmir...
Konak Pier’in önündeki mendireğe yapılacak birkaç mağazaya bile “Olmaz...” diyenlerin olduğu İzmir...
Her projeye karşı çıkan, “yürütmeyi kararı” aldırmak için çırpınan İzmir...
“Kamu yararı” diye tutturup, her yatırıma “rant” meselesi diye bakan bir grubun hakim olduğu İzmir...

* * *

Haberin Devamı

Her şeye rağmen ok yaydan çıktı gibi gözüküyor.
Brookings Enstitüsü’nün gördüğünü bir gün “istemezukçular” da görecek.
Yani bu haber “istemezukçular”ın sevmeyeceği bir haber...

Yazarın Tüm Yazıları