İşte yeni AKM

Güncelleme Tarihi:

İşte yeni AKM
Oluşturulma Tarihi: Ekim 12, 2008 00:00

Büyük tartışmalar sonucu boşaltılan ve onarıma alınan Atütürk Kültür Merkezi ile ilgili son kararı duymuşsunuzdur.

Hafta içinde AKM’nin yenilenme projesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı arasında protokol imzalandı. Buna göre Atatürk Kültür Merkezi’nin yenilenmesi projesi İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’na verildi. Mimar Murat Tabanlıoğlu tarafından gerçekleştirilecek olan yenileme çalışmalarından sonra 2010 yılında açılacak olan AKM’de bizi neler bekliyor olacak, biraz onlardan bahsedeyim.

Altyapı yenilemelerinin dışında görünen ilk değişiklik fuayede gerçekleştirilecek. Vestiyerin olduğu bölüm kafe olacak ve girişte bir de kitapçı bulunacak. Yani burası sadece konser saatlerinde insanların giriş çıkış yaptığı atıl bir mekan olmaktan çıkıp 24 saat yaşayan bir yere dönüşecek. İstanbul’un en işlek noktası ve simgesel olarak da orta yeri burası. Hayatın içine çekilmiş olacak böylece.

Binanın en üst katında arka tarafta bulunan ve en güzel Boğaz manzarasına sahip olan bale stüdyosu da lüks bir restorana dönüştürülecek. Son katın ön tarafında da bir sergi salonu yer alacak ve her iki mekana binanın iki yanında kurulacak şık camdan asansörlerle çıkılacak.

AKM’deki değişiklik sırf bu şekilde de kalmayacak. Tıpkı 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın yapısı gibi devlet ve sivil toplum kuruluşlarının birlikteliğinden oluşan yeni bir yönetişim modeli devralacak binayı. Yani devlet dairesi olmaktan çıkacak.

1930’ların Chicago’su Boğaz’da canlandı

Akbank 18. Caz Festivali’nin açılışına katıldım çarşamba akşamı, Four Seasons Hotel İstanbul at the Bosphorus’ta.

Otelin bahçesinde gerçekleştirildi açılış kokteyli.

Konuklar daha çok iş dünyası ağırlıklıydı. Bir ara Gökhan Akçura ile karşılaştık. "Oh be nihayet tanıdık bir yüz" diye selamladı beni.

Neyse, konser için salona geçince beklemediğim hoşlukta bir atmosferle karşılaştım. 1930’ların Chicago’sunda bir gece kulübüne dönüştürülmüş mekan. Masalardaki kırmızı lambaların aydınlattığı bir salon ve sahnede Swing, Boogie Woogie stilinin ustalarından, caz piyanisti Doktor Gabs.

Muhabbetler de doğal olarak ekonomik kriz üzerinde yoğunlaşmıştı. Kendimi Büyük Buhran günlerini yaşayan biri gibi hissettim.

Ön masalarda Al Pacino’nun canlandırdığı Michael Carleone’yi görüyor gibi bile oldum.

Al Pacino değil ama en önde gördüğüm, son dönemin en popüler entelektüellerinden, Türk Foucault’su olarak da adlandırılan Hasan Bülent Kahraman’dı. Ortamın ve konserin keyfini çıkartıyordu.

Masumiyet Müzesi’ne 2010 desteği

Orhan Pamuk’un romanıyla aynı anda açmayı planladığı ama yetiştiremediği Kuledibi’ndeki Masumiyet Müzesi ile ilgili haberleri daha önce yazmıştım.

Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Nuri Çolakoğlu şimdi ısrarla müzenin 2010’a yetiştirilmesi için çalışıyormuş. Hatta 2010 bütçesinden 250 bin Euro’luk bir ödenek ayırmayı bile teklif etmiş.

Edebiyat dünyasında müzeye 2010 bütçesinden böyle bir ödenek ayrılacak olması şimdiden tartışmaları beraberinde getirdi bile.

Bence 2010 Avrupa Kültür Başkenti’ne cuk oturan bir proje Masumiyet Müzesi. Tam da yapılması gereken şey.

Değil eleştirmek, Pamuk’un cebinden tek kuruş çıkmadan yapılması gerekenin o müzeyi açmak olduğunu düşünüyorum.

2010’a yetişecek başka bir Orhan Pamuk projesinden söz edeyim.

Projenin adı Orhan Pamuk’un romanlarındaki İstanbul. Hangi romanda İstanbul’un neresi anlatıldıysa o bölüm alınacak ve İstanbul haritası üzerinde de işaretlenecekmiş.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!