İşte yaşamak (2)

İyi düşünün. Bugün içinde bulunduğunuz koşullar, bugünün sonucu değildir. Bugüne kadar yaptıklarınızı düşünün.

İyi, kötü, düşünmeden veya belli bir hedefe ulaşmak için neler yaptınız? O sıradaki düşünce ve duygularınızı hatırlayın. Neler bekliyordunuz? Nelerle karşılaştınız? Yoksa, bir şey beklemiyor muydunuz?

Şimdi düşünmenin sırası mı, demeyin. Yapacak çok işleriniz olabilir ve düşünmeye zamanınız olmayabilir. Ama zaten bugünün yaratıcısı, düşünmemek. Yani düşünmeyi bilmemek. Şayet düşünmeyi öğrenmiş olsaydınız bugün içinde bulunduğunuz koşulları daha farklı yorumlardınız. Tabii bunun sonucunda daha başka bir hayatınız olurdu. Çünkü bildiğiniz, düşündüğünüz, algıladığınız hayatı yaşıyorsunuz. Yani herkesin dünyası, bildiği kadar. Fakat ne yazık! Ne düşünmeyi biliyoruz? Ne de yaşamayı? Yaşamak; şu an, şimdi, hissettiğiniz her şey. Tabii burada şifre kelime, hissetmek. Şu anda çalışıyor olabilirsiniz. Tatil yapıyor olabilirsiniz. Veya herhangi bir sorunla boğuşuyor olabilirsiniz. Hangi hal içinde ve ne yapıyor olursanız olun, bulunduğunuz yerde hissederek yaşamayı başarın. Yaşamak, bulunduğunuz yeri ve kendinizi o anda tüm düşünceleriniz ve duygularınızla birlikte hissetmek, demektir. Renkler, biçimler, sıcak, soğuk, gergin, yumuşak, uyumlu, uyumsuz ne varsa, etrafınızda bulunan ve size dokunan her şeyi olduğu gibi algılamak ve tüm bunlarla bütünleşmeyi başarmaktır.

Rahatsızlık, huzursuzluk ve tüm kötülükler, insanın düşüncesinden doğar. Ve insanın yaşamasına izin vermez. Dikkatinizi, bulunduğunuz yerden uzaklaştıran her şey, sizin düşüncelerinizin ürünüdür. Ve düşüncelerin bulunduğu yerde yaşamak yoktur. Yaşayıp bitirdikten sonra düşünce ortaya çıkar. Yaşadıklarınızı düşünmeye başlarsınız. Doğru düşünmeyi başardığınız zaman yaşadığınız olaylar üzerinde yükselirsiniz. Gelişirsiniz, büyürsünüz ve keyif alırsınız. İşte, yaşamak budur diyorum, Yasemin'ce...
Yazarın Tüm Yazıları