İşte Türkiye’yi birleştiren tek ortak nokta

SEVİP sevmemeniz hiç önemli değil.

Eğer biraz olsun vicdanınız varsa Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ya da Mehmet Haberal’ın tutuklu yargılanmasına isyan edersiniz.

Haberin Devamı

Üçüyle ilgili suçlamaları da okudum.

Hiç kimse kusura bakmasın, bu insanların tutuksuz yargılanabileceğini anlamak için hukukçu olmaya gerek yok.

Eğer Ergenekon davası “ulusalcı ideolojinin” yargılandığı bir davaysa sözüm yok.

Ama yok eğer söz konusu olan hükümeti devirmeye dönük her türlü illegal örgütlenme ve darbe girişimiyse orada durun.

* * *

Bakın Vatan Gazetesi internet editörü Aylin Duruoğlu, Devrimci Karargâh davasından tam 10 ay tutuklu kaldı. Evi, işyeri arandı, doğru dürüst bir delil bulunamadı.

Tek suçlama var; şüphe uyandıracak buluşma ve telefon konuşmaları.

Hepsi bu! Tam 10 ay boyunca terörist muamelesi gördü.

Oysa önceki gün ilk kez hâkim karşısına çıktı ve serbest bırakıldı.

Ne oldu şimdi, gencecik bir kadının hayatından çalınan 10 ay, karşı karşıya kaldığı suçlama ve çaresizliğin bedeli kim tarafından, nasıl ödenecek...

* * *

Aylin tek mi?

Ya da Balbay, Özkan ve Haberal...

Hayır değil. Zaten sorun da burada.

Türkiye’de mahkeme karşısına çıktıysanız yandınız.

Suçunuzun niteliği hiç önemli değil.

Büyük ihtimal o an tutuklanırsınız.

* * *

2005 yılına kadar tutuklu mahkûm sayısı yarı yarıyayken, palyatif bir düzenleme yapıldı sonrasında tutukluların sayısı üçte ikiye çıktı.

Yani hapishanede davasının sonuçlanmasını bekleyenlerin sadece üçte biri mahkûmiyet almış, üçte ikisi boşu boşuna hapishanede yatmış.

Avrupa’da bu oran tam tersi.

Çünkü tutukluluk hali istisna, Türkiye’de ise neredeyse mahkûmiyet istisna.

* * *

Bu durumda ne yapmak gerekiyor?

Daha adil bir yargılama için reform...

Ama yok olmaz, hemen ideolojiler devreye giriyor.

Aylin ya da Balbay’ın tutuksuz yargılanmasını ideolojik sebeplerle istemek yetmez.

Eğer çifte standart testinden hukuken ve vicdanen geçmek istiyorsak “Kim yapıyor, niye yapıyor” gibi önyargılı niyet okumalarına müracaat etmeden, tarafsız, bağımsız ve adil bir yargı reformu için sesimizi yükseltmemiz gerekiyor.

* * *

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç önceki gün çok yerinde bir çıkış yaptı.

Ayrım yapmaksızın tüm tarafları eleştirdi.

Size tavsiyem konuşmanın tam metnini internetten bulup okuyun.

Çünkü bu toz duman arasında hâlâ bir umut varsa cevap Kılıç’ın konuşmasında.

“Sorunları çözmesi gerekenler yargı reformunu ancak siyasi kavgaların ve siyasi sonuçların sıcak ortamında hatırladılar. Bu sıcak ortamda yargının sorunlarını tartışan başka odaklar ise yargıyı ele geçirme itirazları ve ithamları arasında çözümsüzlüğü güvence altına aldılar. Oysa bu kadar farklılıkların yaşandığı bir ülkede birlikte yaşama ortamını sağlayacak olan tek gücün yargı olduğu bilinmeliydi...”

Maalesef bilinemedi...

* * *

Kılıç devam ediyor...

“Taraf olmaya zorlanan bir yargının, bu görevi yerine getirmesi düşünülemez. Unutmayalım ki demokratik, laik bir hukuk devletinin alın yazısı gerçekten bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığına bağlıdır.”

Var mı itirazı olan?

Dün Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile konuştum.

Hükümete dönük eleştiriler içermesine rağmen Kılıç’ın konuşmasını “yerinde ve dengeli” bulmuş. Devlet Bakanı Hayati Yazıcı gibi alınganlık yapmamış.

Eleştiriye de özeleştiriye de fazlasıyla açık.

Yakında yargı reformuna ilişkin sürpriz adımlar atacağı izlenimi edindim.

Yeter ki bir an için olsun önyargılarımızdan arınabilelim...

* * *

Siyasi ya da askeri aktörler yargıyı “birlikte yaşamanın” değil kendi hükümranlıklarının devamı için kullandılar.

Oysa bugün tüm farklılıklarımıza rağmen hepimizin sığınabileceği adil, tarafsız ve bağımsız bir yargıya ne kadar çok ihtiyacımız varmış diyoruz.

İş işten geçmiş değil.

Madem iktidar da, muhalefet de, asker de, sivil de ironik bir biçimde yargı mağduru olmaktan şikâyet ediyor, demek ki hâlâ buluşabileceğimiz ortak bir nokta var.

MAĞDURİYET...

Madem “en mağrurlar” bile artık “Mağduruz” diyor gelin tüm mağdurların sığınabileceği tek liman olan yargıdan başlayalım.

Türkiye’nin tüm mağdurları birleşin...

Yazarın Tüm Yazıları