İşte tek başıma kaldığım ilk ev

Güncelleme Tarihi:

İşte tek başıma kaldığım ilk ev
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 27, 2010 09:59

İlk kez albüm yerine bir single’la hayranlarının karşısına çıkmaya hazırlanan Bengü, stüdyo telaşı arasında Kuruçeşme’deki evinin kapılarını InStyle Home dergisi için araladı. Nostaljik çizgilerin öne çıktığı bu dairenin kendisi için çok özel olduğunu belirten ünlü şarkıcı, “Burası tek başına kaldığım ilk ev” diyor.

Haberin Devamı

İŞTE BENGÜ'NÜN MUHTEŞEM EVİ (FOTO-GALERİ)            

TÜRKİYE'NİN ÜNLÜ KADINLARI BU EVLERDE YAŞIYOR (FOTO-GALERİ)        

Müzik dünyasına genç yaşta adım atan Bengü, son 10 yıla tam beş albüm sığdırmayı başardı... Kendini kanıtladı, geniş bir hayran kitlesi edinde, kendine göre bir hayat kurdu. Kuruçeşme’deki evi de onun tarzını tümüyle yansıtıyor...   

ızmir Amerikan Koleji’ni bitirdikten sonra Marmara Üniversitesi ışletme Bölümü’nü kazanıp İstanbul’un yolunu tutmuş Bengü... Bir yandan okuluna devam etmiş, bir yandan Kenan Doğulu’nun vokalisti olarak sahneye çıkmış. “Doğulu kardeşlerle çalışmak hayatımda çok önemli bir dönüm noktasıdı. Daha 21 yaşındaydım ve benim için çok sağlam bir adımdı. Genç yaşta böyle yoğun bir temponun içine girince evde geçirdiğim vakitler daha da değer kazandı tabii” derken gözlerinin içi parlıyor. O günleri keyifle andığı ortada...
   
EVDE HER ZAMAN TAZE ÇİÇEK BULUNUR                          
 
Sohbet sırasında salonundaki çiçeklere şöyle bir göz gezdiriyor ve son düzenlemeleri yapıyor. Salonunun her köşesinde taze çiçekler dikkat çekiyor. “Bitkilere bakma konusunda beceriksizim, ama taze çiçek her daim var evde” diyor.

Akşam Su Ada’da bir şirketin özel gecesinde şarkı söyleyecek. Giyeceği kıyafeti seçerken konuşmaya devam ediyor: “Özgür Masur’un stilini çok beğeniyorum. Adı gibi çok özgür bir tarzı var. Sahnede onun kıyafetleri içindeyken kendimi rahat hissediyorum... Bir de Alexander McQueen vardı tabii...”

ARTIK BİR EV ARKADAŞI YOK                 

Buraya taşınana kadar birçok ev değiştirmiş Bengü. Diğerlerinde ona eşlik eden ev arkadaşları olmuş hep. Bu, tek başına geçtiği ilk evi olması açısından önemli onun için. Bu yüzden her detayıyla yakından ilgilenmiş: “Aslında evi çabuk buldum. Gönlümden ruhu olan ve İstanbul’un sunduğu güzellikleri yaşatan bir ev geçiyordu. Azıcık deniz görmesi yeterliydi benim için. Renove edilmiş bu üç katlı köşk aradığım kriterlere fazlasıyla uydu. Pencerelerin şekli bile burayı tutmama yetti. Hem konser sonrası eve girmeden soluklanabileceğim bir bahçesi de vardı.”

Müşterek kullanımlı köşkün giriş katında oturuyor. Ama yakında bahçeli ve tamaman kendine ait bir eve geçme planı da yok değil.
“Bakınıyorum etrafa” diyor.

BU KİTAPLARIN HEPSİNİ OKUDUM

170 m2’lik ev, üç oda, salon, mutfak ve iki banyodan oluşuyor. “Daha önce Etiler ve Arnavutköy’de oturmuştum. Bu yakayı, özellikle Boğaz şeridini çok seviyorum. Her yere yakın. Akşamki konser için evden saatler öncesinden çıkmama gerek kalmayacak bugün” diyor mutlulukla.

Eve girdiğinde tadilat da yaptırmamış... “Her şey o kadar temizdi ki, ayrıca uğraşmamı gerektirecek bir durumla karşılaşmadım. Yalnız duvarları sevdiğim kesekağıdı rengine boyattım ve parkeleri cilalattım. Oturacağım kanepenin rahat olması benim için çok önemliydi. Bu beyaz olanı kendim çizdim, arkasına da bir kitaplık ilave ettirdim. Kitaplarım önemlidir, hepsi de okunmuştur” diyor gururla. Evdeyse vaktinin çoğu bu kanepede, yanında köpekleri Betty ve Hero, kitap okuyarak geçiyor. Betty, oyuncu Golden Retriever, Hero ise sevimli mi sevimli Yorkshire Terrier cinsi. Sabah erkenden onların uyandınmasıyla güne başlıyor Bengü...

Peki en son hangi kitabı okudu acaba? Hemen cevap veriyor: “Canan Tan’ın kitaplarının hepsini çok beğenerek okuyorum. Hayattan gerçek hikayelere değiniyor. ‘Eroinle Dans’ da ders dolu bir kitaptı. Bence her gencin okumasında fayda var...”

GİTARIMIN ADI MUZAFFER

Modern tarzda döşediği salondaki yemek masasının hemen yanında son 10 yıla sığdırdığı ödüllerini koyduğu bir köşe var. Burada ayrıca sosyal sorumluluk projelerinde ona verilmiş teşekkür plaketleri de duruyor. “Bence bu konularda herkes duyarlı olmalı. Böbrek Vakfı ile yolum kesiştiğinde bunun önemini daha iyi anladım. Diyaliz makinesine bağlı hastalar beni çok etkilemişti. Elimden geldiğince bu tür vakıfların çalışmalarında yer alacağım” diyor.

Evde koyu renk mobilyalar sevmiyor. “Ağırlıkta beyaz ve mümkünse az ve öz aksesuvar olsun” diyor. Nişantaşı Yastık mağazasından alınan Rıfat Özbek ve Erdal Karaman imzalı yastıklar salondaki iki kanepeye renk katmış. “Bunların desenlerine bayılmıştım, buraya da birden bambaşka bir hava kattılar” diyor.

Televizyon ünitesinin yanında duran gitarı ise yıllar önce Bodrum konseri zamanında satın alınmış: “Konser iptal olmuştu, tüm enstrümanları İstanbul’a yollamıştık. O gün Bodrum’da kaldık ve bir dükkandan bu gitarı aldım. Tüm gece sahilde bize eşlik etmişti, adı da Muzaffer.”
Bengü, yaşamında ona güzel anı bırakan her objeyi evine özenle yerleştirmeyi ve onların hep gözü önünde durmasını arzu ediyor. Tıpkı Selçuk’ta ziyaret ettiği Meryem Ana Kilisesi’nden aldığı heykeller ve ona hediye edilen gümüş kahve fincan seti gibi. “Bir ev bence barındırdığı eşyaların güzel hatıralarıyla daha anlamlı duruyor” diyor. Haksız da sayılmaz...

Haberin Devamı

BİR DÖNEM KABALA FELSEFESİNE MERAK SARDIM

Bir dönem Kabala felsefesine merak sardım... ınsanın içindeki hayat sevincini yitirmemesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun için herkes farklı enstrümanlar kullanabilir. Kimi meditasyon yapar, kimi reiki... Herkesin içinde yaratıcı bir enerji mutlaka vardır. Bunu dışarı çıkarmak ve korumak; işte bu önemli benim için... Bu arada kendime de iyi bakarım. Pilates yapıyorum, spor hayatımda hep var olacak zaten... Haftanın üç günü spora gidiyorum.

YEMEK MASASI BOŞ KALMIYOR

Yemekle aram iyidir. Liseden kız arkadaşlarımla yemek masasının bol kahkahalı saatler geçiririm. ıyi marine edilmiş bir et, yanında leziz bir pilav ve bol yeşil salata favorim... Fırında kremalı biberiyeli patatesim de güzeldir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!