İşte 40 yaş doktorumuz

Elle Dergisi Yayın Yönetmeni Işın Görmüş’ten duydum ilk defa ismini. “Dr. Roya Sharghi mi? Kim bu yogi isimli kadın?” dedim. “Mutlaka telefonunu kaydetmen gereken bir kadın” dedi.

“Nasıl yani?” dedim. “Kızım, deli misin, o bizim 40 yaş doktorumuz!” dedi. “Yani?” dedim. “Ayşecim yüzün biraz yorgun duruyor, bu Afrika çekimlerinden önce, kızma ama, bir gitsen Roya’ya...” dedi. Ve işte Roya, benim hayatıma böyle girdi. Sonradan öğrendim ki, cildini çok sağlıklı bulduğum, “Nasıl oluyor da yüzü bu yaşta böyle görünüyor?” dediğim kadınlar hep onun hastası. Ben onun iyi bir hastası olduğumu söyleyemem çünkü gidemiyorum, vaktim olmuyor, ama onun bilgisine ve yeteneğine inanıyorum. Madonna’nın dediği gibi, “Choose: Your ass or your face.” (Seç: Popon ya da yüzün), 40’ından sonra bir kadının ya yüzü güzel oluyor (poposu büyük!) ya da poposu güzel oluyor (yüzü kayık)! Benim sorunumsa hem popom büyük hem de yüzüm ilgi istiyor! Bu işleri bilen biri değilim ama yavaş yavaş öğreniyorum. Öğrendiklerimi de sizinle paylaşıyorum, paylaşmaya da devam edeceğim...
/images/100/0x0/55ea6dc7f018fbb8f87f5083
40 yaşına gelen bir kadının yüzünde ne değişiklikler oluyor?
- Göz çevremizdeki kırışıklıkları fark ediyoruz. Kaşlarımızın, dudağımızın indiğini fark ediyoruz. Ağız kenarlarındaki çizgilerin derinleştiğini görüyoruz...

Roya, yüzüme bakıp da mı söylüyorsun bunları?
- Ayşecim seninle ne alakası var! Ben kendimi aynada hayal ederek söylüyorum. Dudak üstündeki çizgiler artmaya başlıyor. Deride bir incelme oluyor. Nem azalıyor, kurulaşma başlıyor, elastikiyet kayboluyor...

Sebebi?
- 40 yaş ve üzeri kadınlarda östrojen hormonu, kalsiyum ve kolajen azalıyor. Ki cildimizin sıkı ve diri durmasına sebep olan şey, kolajen. Dolayısıyla, kırışıklıklar başlıyor.

Ne yapacağız?
- Nasıl yani, ne yapacağız? Önlem alacağız. Yani akşamları, eve gelince makyajımızı silmeden yattık, artık yok. Tamam, herkesin medikal estetikçiye gidip cilt hücrelerini aktif halde tutma imkânı da yok ama her kadın cildini temizleyip, nemlendirebilir.

Bunun kaç yaşından itibaren yapılması gerekiyor?
- 25.

Ben çok geç kalmışım ya... Peki sigara içiyorsa, uykusuz kalıyorsa... Şimdi içmiyorum ama eskiden üç paket içiyordum...
- Valla, o zaman insan kendine hızlandırılmış bir yaşlanma programı uyguluyor. Onu kompanse etmesi için de düzenli vitamin kullanması, su içmesi filan lazım. Çünkü zehri ancak bol su içerek vücuttan atabilir.

Sen benim moralimi bozdun! Ben çok su da içmiyorum. 30’a kadar yüzüm umurumda değildi, ama sanırım ilk o yaşlarda göz çevresindeki kaz ayaklarını fark ettim. Şimdi de 40’ım. Ne yapacağım? Botoks mu?
- Hayır. Göz çevresine uygun nemlendiriciler kullanacaksın...

Ay o da sabır işi, sabah akşam sür... Bunun daha kolay bir yöntemi yok mu?
- Yok Ayşecim. Sabah akşam temizleyeceksin ve nemlendiricini süreceksin. Cildi güneşten koruyan nemlendiriciler var, onlardan kullanacaksın. Zaten güneş demode bir şey, Dubai’de güneşin altında dolaşmaktan vazgeç, solaryumdan da kati suretle uzak dur.

O kadar mı zararlı bu güneş?
- Evet. Artık birçok insanın yüzünde lekeler var, 20 yıl önce bunlar yoktu.

Bende de var o lekelerden! Geçmez mi?
- Kendi kendine geçmez. Çeşitli yöntemler var. Ama en iyisi, kendini güneşten korumak.

Kaç yaşındasın?
- Bunu yazacak mısın?

Evet, sır mı?
- Yoo değil, 49 yaşındayım.

Yüzünde botoks ve dolgu var mı?
- Var.

Bak, sende hiç anlaşılmıyor! Şam şeytanı gibi durmuyorsun. Bu şehirde gittiğim her davette bütün kadınların yüzü aynı, kaşları kalkık, elmacık kemikleri dışarı fırlamış...
- Ben de botoks yapıyorum, ama hastanın talebi doğrultusunda değil. Onun eski fotoğraflarını görmek istiyorum ve o havaya yakın bir şey yapmayı tercih ediyorum. Kaşları, 18-19 yaşında bile düşük idiyse, onun kaşlarını kaldırmamın bir manası yok.

Kadınların neden hepsi birbirinin aynı?
- İnanmayacaksın ama bu, hastaların tercihi. Birbirlerine benzemekten hoşlanıyorlar.

Senin yüzün çok doğal duruyor. Demek ki anlaşılmadan da yüzle oynamak mümkün...
- Elbette. Ama botoks ve dolgudan önce, cildin sıkılığını artırmak lazım ki, yaptığın dolgu yama gibi durmasın.

Peki cildi sıkılaştırmak için ne yapmalı?
- Mezolift onlardan biri. Bana hasta olarak gelsen, önce 3-4 seans mezolift yaparım. Yüzün kurumuş, Dubai’nin güneşinde susuz kalmış.

Bozma moralimi! Nasıl yapılıyor bu mezolift?
- Çok ince iğnelerle cilde ilaç zerk ediyorum. O da nem ve kolajen geliştirici bir ilaç. Elastikiyeti artırıyor, yağ dengesini sağlıyor.

Başka?
- Senin cildini gençleştirmek için bir de Genesis uygulamak gerekir. Genesis, orta deriden itibaren kolajen yapımını hızlandırıyor. Laserle oluyor, şimdi sen yine sorarsın, bir zararı var mı diye? Yok. Bir de Titan var.

O nedir?
- Bana göre aletlerle yapılabilecek en baba yöntem şu an Titan. Derinin en alt tabası “dermis”teki kolajenin yapımını hızlandırıyor.

Peki kaç Titan ve kaç Genesis yapınca, benim gibi bir surat normale döner?
- Üç ay içinde 3 Titan, 5-6 kez Genesis yapmak lazım ve 4-5 de mezolift.

Kimler geldi geçti buradan?
- Zuhal Olcay, Hülya Koçyiğit... Bunlar ismini vermeme itirazı olmayanlar. Önce Zuhal geldi, sonra onun yüzünü beğenen Hülya Koçyiğit...

Bu işler böyle mi oluyor? Biri birinin yüzünü mü beğeniyor...
- Tabii, tabii.

Dolgu yapıldığı en çabuk anlaşılan yer neresi peki?
- Tabii ki dudaklar. Abartılı bir müdahale hemen anlaşılır.

Ya peki, direkt gerdirsem... Bunlarla uğraşmasam!
- Ben önce bu yöntemlerle cildimi yenileme yoluna giderim. Çünkü estetik cerrahide kötü sonuçlar da olabiliyor ve geri dönüşü yok.

Yeni gençleştirme yöntemi PRP

Bir dergide gördüm, bu PRP yöntemi nedir?

- “Platelet Rich Plasma” yöntemi.

Pardon ama “platelet” nedir?
- Trombosit. Bak, bunu da uygulayabiliriz sana. Hemen görürsün etkisini. Ne mi yapacağız? İki tane 4 cc’lik özel tüpe kan alacağız. Alyuvarlar, akyuvarlar ve de trombositler diye ayrıştıracağız. Trombositten zengin olan bölümü bir miktar akyuvarla destekleyeceğiz, kalsiyumlu bir çözeltiyle karıştırıp cildinin içine zerk edeceğiz.

Anladıysam Arap olayım! Benden aldığın kanı geri bana enjekte ediyorsun. Bu kadarını anladım, doğru mu?
- Evet, öyle gibi. Elimiz kesildiği zaman, oraya vücudu müdafaa eden hücreler hücum eder. O hücreler arasında da çoğunlukla trombositler vardır. Trombositler kanı durdurur. Özel bir enzim salgılarlar; işte o enzim, büyüme hormonu salınımını artırır. Büyüme hormonu da bir gençleştirme hormonudur. Kendi kanımızdan elde edilen trombosit, bu etkiyi sağlıyor.

ROYA, GÜNDÜZ DÜŞÜ DEMEK

Eğitim?

- Ben İran asıllıyım. İran’da üniversitede fizik okurken, Humeyni’nin gelişiyle üniversiteler kapandı. Okumak için kardeşimle Türkiye’ye geldik. Cerrahpaşa’da tıp okudum.

Roya’nın manası ne?
- Rüya değil ama “gündüz düşü.” Ayıkken görülen rüyalar.

Tıbbı bitirdikten sonra ne oldu...
- Bir süre özel polikliniklerde çalıştım. Sonra Londra’ya gittim. Orada “botoks”la tanıştım. Uzmanlaşmak istediğim alanın, medikal estetik olduğuna karar verdim, yurtdışında pek çok medikal estetik kursuna katıldım.

Artık herkes botoks ve dolgu yapıyor. Yapanın iyi olduğunu nereden anlarsın?
- Tabii ki hastalarına bakarak.

Duvarında kaç sertifika asılı olduğu da önemli midir?
- Tabii. Botoks eğitimi için workshop’lara katılmış mı, kendisini geliştirmek için uğraşmış mı?

Sen de asmışsın...
- Asacağım tabii. Ben nerede bir workshop olsa, hemen bir uçak bileti alır giderim, hiç dayanamam...
Yazarın Tüm Yazıları