İstanbul'u Dinliyorum

Güncelleme Tarihi:

İstanbulu Dinliyorum
Oluşturulma Tarihi: Ekim 11, 1999 00:00

Nilgün GEDİKOĞLU
Haberin Devamı

YÖNETENLERİN DİKKATİNE

Bu susuzluk sorunu nasıl çözümlenecek?

SELAMİÇEŞME

Selamişçeşme, Mustafa Mazhar Bey Sokak, Süzer Apt. No.16'da ikamet eden bir okurumuzun şikayeti, şehir suyu düzeninde abartılı kesintilerin meydana gelmesi.

Yaklaşık sekiz aydır sürmekte olan bu sorun, gerek belediye, gerekse İSKİ'ye yansıtılmış. Kadıköy Belediyesi, bölgede bir su sorunu olduğunu bildiklerini ancak kendileriyle bir ilgisi olmadığını belirtirken, İSKİ yetkilileri, sorunun farkında olduklarını, fakat belediyenin kazı izni vermediğini bildirmiş.

Okurumuz, sekiz ay önce en fazla 24 saatlik kesintiler yaşandığı için deponun kesintiyi yansıtmadığını, ancak sekiz aydır günlerce su verilmediği için tankerle ya da çevredeki. artezyen kuyusu olan apartmanlardan rica ile sabah ve akşam birer saat su alabildiklerini kaydetmiş.

İstanbul gibi bir kentte...

İstanbul'un en mutena semtlerinden birinde oturuyorsunuz ve günlerce su akmıyor. Üstelik konuyu belediye de, İSKİ de biliyor. Borular hava verilerek kontrol edilmiş, sorun yokmuş. O halde sorun ne? Sorun insanı çıldırtacak bir tıkanıklık. Borularla ilgisi olmayan bir tıkanıklık: Sorun ilgililerce biliniyor, ama kazı izni olmadığı için çözümlenemiyor. Böyle bir şey olabilir mi? Sorulduğunda kazı izni verilmemesinin mutlaka bir gerekçesi, haklı bir gerekçesi vardır. Ve eminiz bu, insan lehine bir gerekçedir. Ama burada bir tuhaflık yok mu? Su gibi hayati bir konu kazı izni engeline takılacaksa, hangi sorun bu engeli aşacak? Hangi sorun, günlerce susuzluktan daha önemli varsayalıp bu yasağı delecek?

Kent içinde kum yığını sorun oldu

MALTEPE

Maltepe'den ev hanımı bir okurumuzdan bir e-mail aldık:

‘‘Sorunum istasyondaki kum seksiyonu.

Konut yerleşiminin yoğun olduğu bir bölgenin ortasında kurulu kum seksiyonunun tüm tozunu toprağını evlerimizde bizler çekmekteyiz. Camlarımızı sildiğimizde beş dakika içinde eski tozlu haline dönüyor. Günde beş defa balkon yıkamak zorunda kalıyorum ve balkonuma çamaşır dahi asamıyoum.

Evimi havalandırmak istediğimde ise camlarımı tam bir havalandırma süresince açık bırakamıyorum. Ben ve komşularım kum istasyonunun evlerimize yansıttığı bu pislikten yakınmaktayız. Kum istasyonunun, konut yerleşiminin yoğun olmadığı şehir dışı bölgelere taşınması bizlere daha mantıklı geliyor.’’

BU OLAYIN TAKİPÇİSİYİZ

Bu kulübeyi kim koruyor?

Bebek sahilinde hazine arazisine kurulu yat kulübesinden birileri ayda 5 milyar lira kazanıyor ve kaymakamlığın uyarısına karşın devlet malını terketmiyor.

Eski Bebekliler iyi bilirler. Önceleri 'Kömür İskelesi' olarak bilinen sonradan doldurularak yeşil alana dönüştürülen; Bebek Camii'nin hemen yanında bir alan vardır.

Bugünlerde bütün Bebek bu alanı konuşuyor. Konu, hazine arazisini işgal.

Bütün benzer hikayelerinde olduğu gibi bu hikayede de tarafların yine ‘‘afilli’’ tanıdıkları, ortada dönen ciddi bir rant ve fütursuzca savrulan iddialar var.

Olay kömür iskelesine kadar kadar uzanıyor. İskele kullanılmaz olup da buradan denize akan kanalizasyon etrafı kötü kokutmaya başlayınca Cami Derneği'nin öncülüğünde bu alan doldurulmuş ve kanalizasyon da suyun altından açığa verilmeye başlanmış. İşte bütün kavga, denizin üstünde durduk yere ortaya çıkan bu dolgu alan üstüne.

Önceleri herkes arsanın belediyeye ait olduğunu düşünüyormuş. Fakat sonradan anlaşılmış ki arsa belediyenin değil, Milli Emlak'ın, yani hazinenin.

Uyanık girişimci

Hikmet Gül adlı bir girişimci de 'belediyenin arazisine' bir kulübe koymuş, belediyeye ecri misil ödeyerek, yatlara hizmet vermeye başlamış.

Türk yasaları kişilerde hüsnüniyet yani iyiniyet aradığı için, buraya kadar herşey tamam. Çünkü herkes buranın belediyenin olduğunu sanıyormuş.

Ama bundan yaklaşık bir ay önce, arsanın hazineye ait olduğu ortaya çıkmış. Beşiktaş Kaymakamlığı 14 Eylül'de buranın derhal boşaltılmasını istemiş. Bunun üzerine de Mc Donald's arsaya koyduğu masa ve sandalyelerini, Mehtap Apartmanı da bahçe duvarını kaldırmış. Ancak yat kulübesi hala yerinde. Oysa burasının Beyoğlu Yakası Emlak Müdürlüğü memurlarının 17. 09. 1999 tarihli tutanağına göre çoktan boşaltılmış olması gerekiyor.

Yerinde duruyor

Beyoğlu Emlak Müdürlüğü memurlarından Hasan Tavlı ile Nejat Güç, emniyet görevlilerinden Komiser İbrahim Aydın ile Polis Memuru Selim Çapanoğlu, Eylül 17'de buranın tamamen boşaltılarak teslim alındığına dair tutanak imzalamışlar. Bu dört kamu görevlisinin imzasının üzerinden yaklaşık bir ay geçti ancak, kulübe hala yerinde ve faaliyette.

Sahildeki bu yat iskelesi, yaklaşık 10 yata hizmet veriyor ve civar sakinleri bu yatlardan yat başına aylık 500 milyon lira bakım ve yanaşma parası alındığını söylüyor. Bu da önemli bir rant anlamına geliyor.

Hazine arazisine kurulu yat kulübesinden birileri ayda 5 milyar lira kazanıyor ve kaymakamlığın uyarısına karşın devlet malını terketmiyor. İlgililerin dikkatine... Savaş ÖZBEY

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!