İstanbul üzerinde 4 saat

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Dün İstanbul Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan ile şehir üzerinde dört saatlik bir helikopter turu attık. Şehir üzerinde diyorsam, bir ucundan ötekine 90 kilometre olan coğrafya üzerinde uçtuk.

Helikopterde Hürriyet'in başyazarı Oktay Ekşi ile Sabah Gazetesi yazarı Hasan Cemal de vardı.

ALTI BARAJ

Dört saat boyunca, bu dünyanın en canlı metropolü hakkında epey şey öğrendik.

Önce Istıranca Dağları üzerinde dolaştık. Belediye bu bölgede altı tane küçük baraj inşa ettirmiş. Bu barajların tek görevi var. Dağlardan gelen küçük akarsuların sularını depolayarak, Terkos Gölü'ne pompalamak.

Bu küçük barajlar 50 cm ve 90 cm'lik borularla Terkos'a bağlanmış. Böylece İstanbul'un su kapasitesine önemli bir ek sağlanmış.

Ormanların Karadeniz'le birleştiği çizgide, hâlâ bakir durumda müthiş sahiller uzanıyor.

Koskoca metropol, bu sahilleri henüz tanımıyor.

Oradan şehrin yeni inşa edilen çöplüklerine geçtik. Bu havzaların zeminine kil tabakaları, onun üzerine de kimyevi bir tabaka seriliyor. Üzerine yerleştirilen çöpün suyu bu tabakalardan süzülerek toprağa geçiyor ve oradan barajlara geçiyor.

Çöplerin içine yerleştirilen borularla metan gazı dışarı alınıyor. İlerde bu gazdan yararlanılacakmış.

Bu bölgeden Haliç üzerine geçtik.

Haliç'in başlangıç bölgesindeki çamur adacıklarından bir bölümü kaybolmaya başlamış. Toplanan çamur, derin bir göle alınıyor. Çamur dibe çökerken, süzülen su yeniden Haliç'e veriliyor.

ÇİRKİNLİKLER PEYZAJI

Bu göl dolunca üzerine eğlence alanları inşa edilecekmiş.

İnsan Haliç'i yukardan görünce, ihtişamını bir kere daha fark ediyor. Bu bölgenin kurtarılması durumunda İstanbul'un ne kadar güzel bir Eski Şehir'e kavuşacağını anlıyorsunuz.

Ama yukardan bakınca başka bir şey de çok iyi görünüyor. Haliç'teki tersanelerin artık buradan taşınması gerekiyor.

Ondan sonra uzun dakikalar boyunca inanılmaz bir çirkinlik üzerinde uçtuk. Yarım kalmış binalar, sıvası yapılmamış, boyasız çirkinlikler.

Tayyip Erdoğan, ‘‘Artık bunları yıkabilmek mümkün değil'' diyor.

Onun önerisi, ‘‘Bunu en azından bir noktada durdurabilmek.''

Ama nasıl?

‘‘Ruhsatlarını ve tapularını verelim. Hazine, hakkını belli bir süre içinde alsın. Ben de belediye hizmetlerimin karşılığını alayım.''

Onun önerisi bu. Ama bunu Refahyol hükümetine bile kabul ettirememiş.

Bu bölgelerde en çok dikkatimi çeken şey, çok kısa mesafelerle çok büyük camilerin inşa edilmesi. ‘‘Bu kadar camiye ihtiyaç var mı'' diye soruyorum.

‘‘Bu camilerin her biri 3-4 yüz kişi alabilir'' diyor.

Başkanın yanında Genel Sekreter Yardımcısı Prof. Adem Baştürk var. Su konularında uzmanmış. Sakin ve işini bilen bir insan.

Bütün projeleri en ince ayrıntısına kadar anlatıyor. Daha önce Nurettin Sözen'e danışmanlık yapmış. Şimdi Tayyip Erdoğan'la birlikte çalışıyor.

YALOVA HATTI

Yenikapı'da bir feribot iskelesi inşa ediliyor. Buradan Yalova'ya feribot seferleri düzenlenecek.

Alınan feribotlar gemilere yüklenip getiriliyormuş. Bu feribotlarla Yenikapı-Yalova arası 50 dakikada alınacakmış.

Karşı sahile geçmek isteyenler için müthiş bir kolaylık.

Buradan Tuzla'ya geçtik. Sahil doldurma çalışmaları hızlanmış. Böylece Dalan zamanında başlayan sahil şeridi, İstanbul'un öteki ucuna kadar uzayacak.

Bu bölgeleri gezince insan bir kere daha şunu anlıyor: Faaliyetlerin devamlılığı son derece önemli. Belediye başkanlarının arasında bu konuda bir centilmenler anlaşması bulunması gerekiyor.

Bunun bir örneğini de Levent-Taksim metro hattını gezerken öğreniyorum.

GÖREVDE DEVAMLILIK

Metro tüneline Levent'ten girip Taksim'den çıktık. İnşaatı yapan Tekfen şirketinin şantiye görevlisi şunu anlatıyor:

‘‘Metro projesi yıllardır düşünülüyordu. Ama bunun temelini atma cesaretini Nurettin Sözen gösterdi. Hakkını yememek lazım. Ama geçen belediye seçimlerinden önce Tayyip Bey'e metro inşaatını gezdirdik. ‘Bu İstanbul'a faydalı bir eser. Ben de bunu devam ettireceğim’ dedi.''

Görevin devamlılığı üzerindeki uzlaşmalar bir metropolü kurtarıyor.

İstanbul'a ilk metro 19'uncu Yüzyıl'ın sonunda inşa edildi. O yıldan bu yana her yıl bir kilometre tünel kazılsaydı, bugün 100 kilometrelik metromuz olurdu.

O nedenle bu eseri düşünenlere, temelini atanlara ve devam ettirenlere teşekkürler.

Yazarın Tüm Yazıları