İstanbul’un en iyi Uzakdoğu restoranları

Dünyada demode olmaya başlayan Uzakdoğu mutfağı rüzgarı İstanbul’da esmeye başladı.

Son birkaç aydır İstanbul’da şube açan dünyanın tanınmış restoranlarından birkaçı, şehrin mütevazı restoran sahnesine renk getirdi. Ancak bakıyorum da bu yeni restoranların hemen hepsi Uzakdoğu mutfağı sunan restoranlar.

Halbuki Uzakdoğu mutfağı özellike ABD’de hızla demode olan bir mutfak. Örneğin metrekare başına en fazla lüks/klas/hip restoranın düştüğü Las Vegas’ta Uzakdoğu restoranlarına rağbet gitgide düşerken, suşi restoranlarının yüzüne bakan bile kalmadı neredeyse.

Birkaç füzyon restoranını saymazsak; New York, Londra, Paris, Barselona, Roma, San Francisco ve Las Vegas gibi yemek kültürü başkentlerinde Uzakdoğu restoranları klas mekanlar olmaktan ziyade, popüler kültüre hitap eden "hip" mekanlar.

Peki İstanbul’daki Uzakdoğu restoranlarının hepsi, birdenbire kabaran bu Uzakdoğu yemeği aşkına layıkıyla karşılık verebilecek mekanlar mı acaba?

Öncü Sunset

Uzakdoğu mutfağı akımının dünyaca ünlü örneklerini İstanbul’a taşıma akımının başlatıcısı Ulus Sunset. Nobu Londra’nın yıldız şefi Hiroki Takemura’yı uzun dönemli konuk şef olarak İstanbul’a transfer ederek İstanbul restoran sahnesini dünya ligiyle tanıştıran Sunset, Uzakdoğu mutfağının İstanbul’daki bence hálá en iyisi. Bir kere Hiroki Takemura İstanbul’a gelen şefler arasında Uzakdoğu mutfağının tartışmasız en iyi şefi. Diğer Uzakdoğu restoranlarının şeflerinden birkaç gömlek üstün bir isim. Takemura’nın bir konuk şef için çok uzun sayılacak bir süre İstanbul’da kalıp, İstanbullular’ın damak tadını, yerel malzemelerini, mutfak ekibini tanıması çok önemli.

Hakkasan farkı

Sunset kadar başarılı bir başka mekan ise Hakkasan. Hakkasan, dünyaca ünlü bir restoranın ismini, şube olmasına rağmen en az merkezi kadar başarıyla taşıyabilen bir restoran. Londra’daki Hakkasan’dan aşağı kalır yanı yok. Hakkasan da bu başarısını büyük ölçüde şefini İstanbul’a aylar öncesinden getirmesine borçlu. Londra Hakkasan’ın ikinci şefi Lee Che Llang, İstanbul Hakkasan açılmadan aylar önce İstanbul’a yerleşmiş ve İstanbullular’ın damak tadını, yerel malzemeleri, mutfak ekibini tanıma fırsatı bulmuş. Bunu da sunduğu yemeklerin lezzetlerinde fazlasıyla hissediyorsunuz.

Zuma en iyi üçte

Yeni Uzakdoğu restoranları arasında Zuma da çok başarılı bir örnek. Servisle ilgili bazı sorunları vardı. Garsonlar sundukları yemekleri ve içkileri (özellikle sake) iyi tanımıyorlardı. Birkaç sabah kahvaltı niyetine Zuma’nın yemeklerini tadıp, sakelerini yudumladılarsa bu sorun çözülmüş olabilir. Eğer bu sorun çözüldüyse yemeklerinin lezzetiyle İstanbul’un en iyi üç Uzakdoğu restoranı listesi Zuma ile tamanlanıyor.

Spice Market ilgiye muhtaç

Henüz çok yeni açılan Spice Market’a gitme fırsatım olmadı. Restorana imzasını atan ünlü şef Jean-Georges Vongerichten açılış nedeniyle geçen hafta üç günlüğüne İstanbul’daymış. Adına arayıp, şefle yemeğe davet ettiler. Yurtdışında olduğum için katılamadım.

Yine de İstanbul Spice Market’a henüz gitmemiş olmama rağmen çok sağlam ölçütlere dayanarak bazı yorumlarda bulunabilirim.

Birkaç restoranında birkaç kez yemek yediğimden Jean-Georges tanıdığım bir şef öncelikle. İstanbul’daki Spice Market’a henüz gidememiş olsam da New York’taki asıl Spice Market’la, New York ve Las Vegas’taki Jean-Georges imzalı bazı restoranları yakından tanıyorum.

Spice Market, Jean-Georges’un amiral gemisi de değil. Jean-Georges’un çok daha sofistike, çok daha klas restoranlarının yanında daha genel beğenilere hitap eden, daha harcıalem bir marka Spice Market. W otellerinin sahibi Starwood Hotels grubu ile yaptığı bir ortaklıkla restoran zincirine dönüştürülmüş bir marka. İstanbul Spice Market, bu zincirin halkalarından biri sadece.

Her ne olursa olsun Jean-George gastronomi dünyasının çok önemli isimlerinden biri tabii ki. Türkiye’ye bir restoran zinciri ile girmesi bile önemli. Ancak gastronomi dünyasında, şeflerin imzalarını fazla ilgilenemedikleri restoranlara koymaları itibar edilen bir durum değil.

Jean-Georges imzasını koyduğu Spice Market için Türkiye’ye üçer günlük, iki ziyaret yapmakla yetindi. İstanbul Spice Market’ın İstanbul’un en iyi Uzakdoğu restoranları arasına girebilmesi için Jean Georges’un daha fazla ilgisine ihtiyacı var.
Yazarın Tüm Yazıları