İstanbul 'ulaşım'ına yabancılar da talip

HARBİYE Orduevi’nin bahçesindeki sergi salonunda gerçekleşen 5. Organik Ürünler ve Çevre Fuarı’nda, AKP Erzurum Milletvekili Prof. Mustafa Ilıcalı ile karşılaştık.

Bize ‘sitemkâr’ olduğunu söyledi hemen... Erzurum standına davet etti. Hemşehrilerinin ilgisi ile bir yanda ‘köylü’, İstanbul’un ulaşım sorunu için yürüttüğü çalışmalarla öte yanda ‘bilim adamı’ şapkası taşıyor.

İki kentin milletvekili gibi çalışıyor; kendisiyle buğdayı da, rayı da konuşabilirsiniz.

“Konuğumuza Erzurum buğdayından Halk Ekmek’in yaptığı ‘saf ekmek’, Kars kaşarı ve çay ikram edelim” dedi. Stantta bir sürü Erzurumlu ‘eko-tarımcı’ çiftçi de vardı. Beş ziraat mühendisi ile tanıştık bu arada... Ilıca’nın yanında kuzeni Nazmi Ilıcalı da var; 200 çiftçi ile bu fuar için İstanbul’a gelmişler. Doğuda ve tarım çevrelerinde hayli bilinen bir isim olan Nazmi Ilıcalı, Erzurum Ilıca’da Ziraat Odası Başkanlığı'nı bıraktıktan sonra kendisini ekolojik tarıma adamış; köylüleri zor inandırabilmiş.

"Hatırlar mısınız, 1995’te sizin köşenizde bu eko-tarımın geleceğinden söz etmiştim" dedi; işte geldiğimiz nokta bugün bu... Son iki yıldır kendisine ‘Ekoloji Nazmi’ denmeye başlanmış; İstanbul Büyükşehir ile yaptıkları işbirliği sonucu, Erzurum çiftçisine trilyonlar akıyormuş. Bunun öyküsünü ileride anlatacağız.

Ekoloji Fuarı’nın bugün son günü; oraya giderseniz, enginar da, ekmek de, reçel de, zeytinyağı da, domates de, kurutulmuş meyve de, kozmetik ürünleri ve gübrede de alabilirsiniz. Bünyesinde 100’e yakın firma bulunduran Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri Derneği'nin (ORGÜDER) de katkıda bulunduğu fuarda, ekolojik tarımcılığın Türkiye’de hangi noktalara geldiğini fark edebilirsiniz.

'İETT YOLCU'

 

Mustafa Ilıcalı, önceki günkü 'İETT Yolcu' yazısından etkilenmiş. "Böyle bir yorumu hak etmediğimi düşünüyorum" dedi. Ilıcalı, Erdoğan’ın eski ulaşım danışmanlığında, Ali Müfit Gürtuna döneminde de Ulaşım Daire Başkanlığı’nda bulunmuş... 1999’larda Büyükşehir’deki yolsuzluk iddiaları sırasında ‘Albayraklar Davası'nda adı geçmiş. Erdoğan kendisini parlamentoya taşıyınca “dokunulmazlık’ zırhından ötürü yargılanamamış. “Albayraklar beraat etti, dokunulmazlık nedeniyle yargı önüne çıkmamış bir tek ben kaldım” diyor. Dokunulmazlıkları kaldıralım diyenlerin kulakları çınlasın.

Meselemiz, Albayraklar Davası sanıkları arasında adı yer alan bir ismin, ileride Albayraklar'ın da katılabilmesine vesile olacak bir kanun teklifi vermesinin etik olup olmadığı... "Ben şeffaf ve açığım" diyerek böyle bir yasa teklifi vermesinden dolayı rahatsızlık duymadığını söylüyor. Bir ‘Dadaş’ olarak bunu açıkça ifade ediyorsa, takdirini kamuoyuna bırakalım.

Bize de önümüze koyduğu 2500 sayfayı bulan ulaşım raporları kitaplarını ve bilgisayardaki grafikleri incelemek düşüyor. İTÜ’den Doç. Murat Ergün de bu bilgilendirme görüşmesine katılıyor.

Çalışmaların bir emek ürünü olduğu anlaşılıyor. İstanbul’un hangi sokağından otobüs, dolmuş ve minibüsün geçtiğinden tutun da, günlük yolcu kapasitelerine kadar ölçümler, öneriler, çözümler öneriliyor bu kitaplarda.

İstanbul’da yolcu başına İETT yarım dolar zarar ediyor. Bu tablo ile İETT özelleştirme yapamaz; çünkü elindeki araçları kimse alamaz. Doluluk oranlarının düşüklüğü karşısında, özel sektör kâr edemez.

İSTANBUL'A ULAŞIM ZAMMI

 

Bunun için ne yapılabilir; İETT ortadan kaldırılır; bunun yerine ‘Ulaşım İdaresi Genel Müdürlüğü’ kurulur; buna metro, raylı sistemler (Ulaşım AŞ), deniz ulaşımı (İDO) ve sadece İstanbul’la sınırlı banliyö tren (TCDD) sistemleri dahil edilir. Bu kurum İSKİ gibi bir yatırımcı kuruluş olacaktır. Mali kaynak için de gelirleri olması gerekecektir.

Bu gelirleri İstanbul’daki ruhsat, motorlu taşıtlar vergisinin % 50’si, trafik harçları ve cezaları... Büyükşehir’in gelir vergisi gelirlerinin % 20’si... İstanbul sınırlarındaki otoyol ve boğaz geçişlerinin % 25’i... Liman, demiryolunun iskele ve akaryakıt vergilerinden daha sonra belirlenecek bir pay...

Böyle bir örgütün kurulması amacıyla Mustafa Ilıcalı bir yasa önerisi hazırlar; geçen hafta Meclis’te ilgili komisyonda görüşülerek kabul edilir ve Genel Kurul’a sevk edilir. Aynı komisyonda görev yapan Sivas Milletvekili ve eski İstanbul Belediye Başkanı Prof. Nurettin Sözen de kendisine teşekkür eder.

Yasaya göre, İETT yeni hatları özelleştirmeye açacaktır. Şimdiden tanınmış İngiliz ve Alman firmaları, hatta bazı Arap sermayesi İstanbul’a gelmek üzere devreye girerler.

Yani İETT idaresi, bu yeni yasayla yabancı ve yerli firmalardan ‘hizmet alımı’ yapacaktır.

Bu ihaleye Albayraklar ve Ulusoylar da güçleri varsa girecektir.

İstanbul’da ulaşım yatırımları olacak; ama bunun bedelini de İstanbullular ödeyecektir.

Bizim iki gün önce gündeme getirdiğimiz konunun ayrıntısı budur.

 

GÜNÜN SÖZÜ

"Ağacı kanla sulamayın, dalları sizden intikam alır."

(Firdevsi)

 

Biliyor musunuz

 

- MİMARLAR Odası'nın, Mimarlık Vakfı ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ile birlikte, 'Türkiye mimarlığı'na yapılan çirkin saldırıyı ve plansız çağdışı planlama girişimlerini', ölümünün 418. yılında Mimar Sinan'a, Süleymaniye'deki türbesi başında şikayet edeceklerini...

- ANKARA'dan İPEC End. Müh. Ltd. Şti Genel Müdürü Coşkun Ünal'ın, armatör Kahraman Sadıkoğlu'nun, kendilerine olan borçlarını ödememesi nedeniyle iflas ettiklerini kamuoyuna açıkladığını...

- KASTAMONU Eğitim Fakültesi'nde, not düzeltme formu almak isteyen öğrencilere 15 YTL'lik bağış makbuzu kesildiğini, kesilen makbuzların öğrencilere verilmediğini, bağış yapmayan öğrencilerin düzeltme formu alamadığını...

- MERSİN'in köylerinde bayraklı yürüyüşler yaptıklarını bildiren 'Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi Derneği'nin, Mersin'de 15 Nisan'da2 kilometrelik bayrakla bir 'Bayrak Yürüyüşü' düzenleyeceğini (www.vkgb.com)...

 

MESAJ PANOSU

- AYŞEKADIN semtinde Opet ve Türkpetrol arasında yer alan Güler Market'in önündeki yaya kaldırımının, otopark ve otobüs-minibüslere indi-bindi durağı olarak kullanılması yüzünden yaya kaldırımından geçenler her an bir aracın altında kalabilir. Yöneticilerin burayla ilgilenmesi için birilerinin ezilmesi mi gerekiyor?

Ö. MERT-EDİRNE

- SARIYER-İstinye Maksi market arkasında hayırsever bir vatandaş tarafından bir ilköğretim ile çok programlı bir lise inşaatı başlatıldı. Bu küçük alanda iki okul bir 'eğitim faciası' olmaz mı? Öğrencilere nefes alacak alan yok. İleride telafisi olmayan yaralara yol açmaması için bu arsada tek bir okul yapılmalıdır. Okul demek bina demek değildir. Bu konunun acilen çözülmesi gerekir.

Hakkı KARADUMAN- Boğaziçi Sitesi Yöneticisi-İSTİNYE

 

KÖŞEMİZDEN ANONSLA DUYURDUĞUMUZ YAZILAR


Saadet Partisi'ne teklifimdir

 

BUGÜN partinizin kongresi var. Gelecekte bir şeyler yapmak isteyenler geçmişin hesabını verme cesaretini gösterebilmeliler. Bu kongre vesilesiylegeçmişi sorgulayınız.

Bu ülkede bağış 'iman ettirilmiş haraç' karşılığı kaçak inşaatlar geçmişteki RP ve FP döneminde belediye başkanlarınız tarafından adeta meşrulaştırıldı. Olabilecek bir depremde yüz binlerce insan bu kaçak binalar altında can verecek.

Muhtemelen geçmişteki bu belediye başkanlarınızdan da bir kısmı bu kongreye iştirak edecekler. Bunlar hala bu ülkede bir şeyler yapacağız diye çırpınıyorlarsa, yaptıkları ortada duruyor; binlerce kaçak inşaat...

Bunlardan biri vaki, kendisine evlere senlik ona teklifim var:

Şu an 'Milli Gazete' Yönetim Kurulu Başkanı sıfatını taşıyan, yıllarca Üsküdar'a belediye başkanlığı yapmış olan ve her tarafa kaçak inşaatlar yapılmasına göz yummuş; Yılmaz Bayat'tır.

Kendisiyle hangi ortamda derse, konuşup tartışmaya yaptıkları haksızlık yolsuzlukları bir bir anlatmaya hazırım.

Bayat, Üsküdar Belediye Başkanı iken odasında Prof. Dr. Raşit Küçük'ün yanında, kendisine 3. kez belediye başkanı adayı olduğunda "Geçmişte bizim dönemimizde kaçak inşaat varsa şu telefona bildirin" diye bir afiş asmasını önerdim, "Yoo,yapamam" demişti.

Birkaç gün önce Ahmet Hakan'ın yazısının başlığı çok isabetli idi:

'Erbakancılık bitti!' (Eline, yüreğine sağlık Ahmet Bey)

Kongreniz vesilesiyle Yılmaz Bayat'a hodri meydan diyorum.

Nerede hangi platformda diyorsa buyursun bu kaçak inşaatların hesabını versin, yüreği yetiyorsa...

Tabi sadece bu değil soracağım çok şey var. Dindarım diyen insanlardan İslami televizyon, gazete, Selametköy kuracağız diye nasıl para toplanıp üzerine bir bardak su içtiklerini de soracagım.

Buyurun, buyurun çekinmeyin. Bakın bu kadar da iddialıyım.

Ben artık bu güzel ülkemizde din adına gayrimeşru işler yapılmasın istiyorum.

Ziya ŞAHİN-AZERBAYCAN

 

Türk mimarlar 2. sınıf mı

 

TÜRK Serbest Mimarlar Derneği Başkanı Murat Artu, Büyükşehir'in Kartal ve Küçükçekmece projeleri için "Belediye proje değil, yabancı isim satın aldı" diyor.

Artu'nun, eleştirileri özetle şöyle:

"Yarışmacılar ilk kategoride iki ayırımdan oluşur; ulusal ve uluslararası. Bilineceği üzere ulusal yarışmalara yalnızca o ulustan olan mimarlar, uluslararası yarışmalara ise her ulustan olan mimarlar katılabilir. XXI. Yüzyılın ilk yarısında star bir mimar; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sn. Topbaş, yeni bir yarışma modeli icat ederek bir ilke imza atmıştır.

Bir ülkede yapılan yarışmaya o ülkenin mimarlarının katılamayacağı bir yarışma modeli... Uluslararası Türkler modelini yaratan Sn. Topbaş kendisine gelen ilhamın kaynağını şöyle açıklamıştır;

-Türkler bu işi yapamazlar. Bu işleri yapacak mimar Türkiye’de yok!.Sn. Topbaş’ın, dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemiş olan bu mimar uzmanlığı,beyanatı ile birlikte ikinci bir ilke daha imza olmuştur. (Bir an için düşünün; Paris veya Londra Belediye Başkanları, Fransızlar yada İngilizler için böyle bir beyanda bulunmuş olsun.)

Türkiye'de doğduğumuz, ana babamız Türk olduğu için II. sınıf ve işe yaramaz olduğumuzu öğrendiğimiz, ve ırkımızın mimar çıkarmaya müsait olmadığınınfarkına vardırılmamızın hemen ardından Iraklı bir mimarın 1. haberi bizi mutlu etmiştir. Herkesin bildiği gibi mimarlık kültürel, ekonomik, sosyal ve estetik değerler üzerine kurulu bir disiplindir. Bunun üzerine bir de o ülkede söz konusu olan kanunlar, imar mevzuatı ve planları, idari ve hukuksal prosedürleri eklerseniz, tam tersine bu ülkede yaşayıp bu tecrübeyi kazanmış bulunan Türk mimarlarının, Türkiye'de yapılacak projelerde, Alman mimarlarınsa  Almanya'da yapılacak olan projelerde daha başarılı olması kaçınılmazdır.

(İnanmıyorsanız Siirt’e Sushi restoranı açabilirsiniz.)

Hele konu tek bir bina ölçeğinde olmayıp, 10 milyon m2 alanı planlamak işine dönerse; hukuk, planlama, ulaşım, kentin bütünü ile olan etkileşim, halkın katılımı, finans ve etaplama süreçleri tasarımın temel parametreleri olmaya başlar. Mimarlık; 'timsah derisi' binalar yapmak ve formlarla oynamak değildir."

ÜZÜCÜ OLAN

 

İstanbul halkına hizmet vermek adına Belediye Başkanı olmuş bir kişinin, bu kararın ardındaki 'cinliği' sorgulayan Murat Artu şöyle devam ediyor:

"Burada üzücü nokta, hepsinin belli bir düzeyin üzerinde olduğuna inandığımız; yarışmacı ve jüride görev alarak değerlendirme sürecine katkı koyan mimarların bu rant paylaşımına alet olmaları ve kullanılıyor olmalarıdır. Bu yarışma yasalara aykırı olarak çıkarılmıştır, projeler müelliflerine uygulatılmayacaktır. Yarışma projeleri Belediyenin kendi kurduğu şirketlerinde yapılacaktır. Mimarı yabancı anteti, bu durumu meşrulaştırmak amacı ile satın alınmıştır.

Belediye proje değil; yabancı isim, marka satın almak derdindedir. Niyeti kamuflajdır. Jüride görev alan ve bizlerin kendilerini Türk olarak tanıdığı mimarların dönüp kendilerine bakmalarında etik yararları olacaktır. (Belki de bizlere Türk’lerin mimarlık yapamadıklarını ama yapamayanların jürilerde görev alarak Türk’lerin çok iyi bir değerlendirmeci olduklarını ispat ettirmek istemişlerdir.) Bu star değerlendirmecilerden kendilerini değerlendirmelerini beklemek en doğal hakkımız olsa gerek.

SERBEST MİMARLAR

 

Serbest Mimarlık Dernekleri; insanları, (kişisel menfaatini ve hırslarını mesleğinden önde tutan mesleğini araç olarak kullanan), mimarlardan korumak için kurulmuştur. Bu manada meslek ahlakını var etmek için insanların yanında mimarlarla karşı savaş veren derneklerdir. Yaşadığımız bu olaylar bizlere ne kadar haklı bir amacımız olduğu konusunda güç verdi.

Murat ARTU- Türk Serbest Mimarlar Derneği Başkanı

 

 

Haberin Devamı

Yazarın Tüm Yazıları