İstanbul Türkçesi var mıdır?

Güncelleme Tarihi:

İstanbul Türkçesi var mıdır
Oluşturulma Tarihi: Mart 18, 2005 00:00

İSTANBUL Türkçesi var mıdır, sorusunun yanıtı vardır olmalı. Belki de daha doğrusu vardı, demek gerekir.Ziya Gökalp, kullanılması gereken Türkçe’nin İstanbul Türkçesi olduğunu söylemişti, bunu da Aksaray’daki hanımefendilerin konuştuğu dil diye tanımlamıştı.Bugün bazı kimseler, İstanbul Türkçesi diye bir Türkçe’nin varlığını kabul etmeyebilirler. Çünkü o dil o kadar çok değişmiştir, başkalaşmıştır ki, toplumsal değişime paralel olarak, öylesine başka bir dil çıktı ki ortaya, eskisinden eser kalmadı.Peki bu dil değişti de aynı zamanda zenginleşti mi? Bir açıdan evet, diğer açıdan hayır. Çünkü büyük şehirlerin kendine özgü dilleri, terimleri, kavramları olduğu kanısındayım. Kelimelerin telaffuzu bile başkadır.Büyük, kozmopolit İstanbul, dillerin orada yaşayanlar tarafından süzülerek kendine ait olmasını sağladı. Oysa sonradan bozuldu.* * *DÜN İngilizce’nin globalleşme yüzünden bozulduğunu, Kraliçe’nin İngilizcesi olmaktan artık uzaklaştığını yazdım.Türkiye’deki durum ne? Türk dilinin küreselleşme serüveni yaşanmadığına göre belki bizdekini ulusallaşma olarak nitelendirebiliriz.Yani büyük şehre, İstanbul’a Anadolu’dan gelenler kendi kültürlerini getirirlerken bunun dildeki karşılıklarını dile soktular.Dil hayatın, özellikle günlük yaşamın aynasıdır. Eski İstanbullu, dürümü, ocakbaşını bilmiyordu, bilmediğine göre sözlüğünde yoktu, her şeyi göçle öğrendi. Onların dili de etkiledi.Şimdi okurlarımın bazısı şöyle söyleyecektir: Eski İstanbul Türkçesi artık olmadığına göre, -bu itiraz da doğru değil, birçok eski İstanbullu hálá bu konuşma ve yazı dilini kullanmaktadır- bunun ne olduğunu nereden öğrenebiliriz.Hüseyin Rahmi Gürpınar’ı, Ahmet Rasim’i okuyun diyeceğim. Daha sonra bu okumaları Abdülhak Şinası Hisar’a kadar götürünüz.Şimdi dille yaşama biçimi arasındaki bağlantıyı göz önünde bulundurarak İstanbul Türkçesini algılamaya çalışmalıyız.Hiç kuşkusuz içinde Osmanlıca da vardır, yabancı kelimeler de sızmıştır, belki bu kozmopolit şehrin güzellikleri dilde de böyle yansımasını bulmuştur.Kendine özgü bir bileşim, gerek günlük konuşmada gerek edebiyat dilinde kendini gösterir.* * *BEN o Türkçe’yi seviyorum ve özlüyorum, belki çocukluğumdan beri alışık olmamdan, belki de dildeki zenginleşme ile bozulmayı birbirine karıştırdığımdan.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!