İstanbul sosyetesinin Shakespeare merakı

Ama kimi ararsanız...
Oynayan Kevin Spacey olmasa bu kadar kalabalık olmayacağını söylememe gerek yok herhalde.
Ben Kenan Işık ve Ali Poyrazoğlu’nun aksine (onların görüşleri aşağıda) “III. Richard” oyununu beğendim.
Ama Kevin Spacey’den de önce, oyunun ışığını ve rejisini beğendim. En iyisi ışıktı...
Ben daha önce ışığın sahnede bu kadar iyi kullanıldığı bir tiyatro oyunu izlemedim.
Derinlikler yaratarak, ters ışıklar kullanarak, sahneyi bölerek, parçalayarak, gölgeler düşürerek bir tiyatro oyununun ışıkla nasıl zenginleşebileceğini gösterdi oyun bize...
Sahnede oynananın dışında, duvara düşen gölgelerle başka bir oyunun oynandığı bölümler bile vardı.
Rejiyi de bu yüzden sevdim... Sahnelere iyi çözümler bulmuş yönetmen.
Kevin Spacey’nin özellikle ikinci yarıdaki performansı görülmeye değer...
Dün ilk oyunun yorgunluğunu teknede Boğaz turuyla attı Spacey, tekneye yetişirsem yarın o izlenimlerimi de yazarım.

III. Richard notları

İngiliz Dili ve Edebiyatı’nda tezini “III. Richard” üzerine yapan Ayşe Barım, oyunun ikinci bölümünü izlemeden ayrıldı. Artık yorumu beğenmediği için mi, “III. Richard”dan gına geldiği için mi bilmiyorum...
Bu yıl benim için barış yılı mı olacak ne... Okan Bayülgen’den sonra Fatih Altaylı’yla da buzları erittik. İzzet Çapa röportajda Fatih Altaylı’yı sordu bana, “Keşke küs olmasaydık” dedim. Yıllar sonra ilk kez ‘eski Fatih Altaylı’yı gördüm, “Ben de öyle düşünüyorum” dedi...
İKSV Genel Müdürü Görgün Taner’i gördüm, “Seni gençlerin sözcüsü ilan edeceğim” dedi. Yazıp yazıp sonunda 6’ncı oyunu gençler için oynattık ya, onu kastediyor. Hem İKSV hem de Vodafone memnundu Kevin Spacey’nin ekstra bir oyun oynayacak olmasından...

Arda’dan mesaj var

III. Richard’ın galasında gördüğüm isimlerden biri de Sinem Kobal’dı...
Arda’nın sürekli Türk basınına röportaj vermesini eleştirdiğim yazım için “Doğru söylüyorsun” dedi...
Konuyu Sinem açınca, ben de “Lütfen söyle Arda’ya konuşmasın artık” dedim...
Bunun üzerine önemli bir bilgi verdi Sinem; “O röportajların hiçbiri yeni değil...”
“Daha önce vermiş olduğu röportajlar yayınlanıp duruyor. Bir ayı aşkın zamandır Türk basınına konuşmuyor. İnan Arda’nın kafası burada değil, İspanya’da” dedi Sinem.
“Kafası burada olsa, senin dediğin gibi İspanya’da başarılı olamaz. Arda da bunun farkında. Sadece Madrid’e konsantre ve İspanya’yı düşünüyor.”
Şu sıralar milli takım için İstanbul’da olduğundan, bugün yarın yine Arda röportajları görürüz belki basında...
Ama Arda’nın ve Sinem’in bu konuda benimle aynı düşünüyor olmasına sevindim...
Arda’nın İspanya başarısı ancak böyle gelecek çünkü...

Kenan İmirzalıoğlu: Kıvanç’ın baklavaları hepimize yaradı

Kenan İmirzalıoğlu’nu da sevgilisi Özge Akbulut’la birlikte gördüm “III. Richard” oyununda...
“Ne kadar zayıflamışsın” diye iltifat eti bana...
Asıl zayıflayan ve fit görünen Kenan’ın kendisi oysa...
Daha doğrusu onun her zamanki hali bu.
Hiçbir zaman kilolu, dağılmış görmedim Kenan’ı...
Bunu kendisine de söyleyince, “Yok Kıvanç’ın hepimiz üzerindeki etkisi bu. Kıvanç’ın baklavaları hepimize yaradı. Etrafına baksana, bütün erkekler Kıvanç’ın baklavalarını gördükten sonra nasıl zayıflamaya başladı” dedi. Öyleyse sadece kadınların değil, erkeklerin de Kıvanç’a bir teşekkür borcu var demektir.

Tiyatrocular beğendi mi?

Neredeyse İstanbul’un bütün kaymak tabakası “III. Richard”ın galasındaydı...
İş, sanat, medya dünyasının tamamı Kevin Spacey’yi izlemeye koştu.
Usta tiyatrocular da vardı...
Antraktta Ali Poyrazoğlu ve Kenan Işık’a sordum oyunu nasıl bulduklarını...
Beklediğimden daha sert eleştirdiler.
“Müsamere gibi olmuş” dedi Ali Poyrazoğlu...
“Biz bunu yapsak, yerden yere vururlar bizi” diye ekledi Kenan Işık...
Kenan Işık: “III. Richard”, Shakespeare’in en iyi oyunlarından değildir zaten. Modern tarz yorumlarla bu oyunu daha da bozmuşlar...
Ali Poyrazoğlu: Kraliçe’nin iktidar hırsı geçmedi seyirciye. Kraliçe’nin neden kocasını öldüren Richard’la evlendiğini sor seyirciye, hiçbiri anlamamıştır. Çünkü geçmedi...
Kenan Işık: İşin doğrusu ben çok beğenmedim oyunu.
Ali Poyrazoğlu: Bütün oyuncular çok teatral oynuyor, sese yükleniyorlar sadece...
Peki Kevin Spacey?
Kenan Işık: Çok abartarak, çok büyük oynamayı tercih etmiş, ne kadar doğru tartışılır.
Ali Poyrazoğlu: Kevin Spacey’ye, Al Pacino’nun oynadığı bir Shakespeare oyunu izlemesini öneririm.

NOT: Bu arada Ali Poy-razoğlu’nun Twitter sayfasına şu notu yazdığını da not düşeyim, belki de oyunun sonunda fikri değişti: “3. Richard mükemmeldi. Kevin Spacey döktürdü. Çok iyi kadro. Dekor, ışık olağanüstü. Bir bilet bulun, bulamazsanız çalın, oyunu görün.”