İstanbul hızla yaşanmaz kent oluyor

İSTANBUL’daki güvenlik sorunu artık yerel yönetimlerin altından kalkamayacağı boyutlara ulaştı. Ama hükümet Türkiye’nin bütün kimyasını etkileyen megakentteki duruma hálá inanılmaz bir ilgisizlik içinde. Can güvenliğinin ciddi şekilde tehlikeye girdiği kentte birçok olay artık haber olmamaya başladı. İstanbul Barosu’nun eski başkanı Avukat Turgut Kazan’ın güpegündüz başına gelenler bile hükümeti harekete geçirmedi. Bir arkadaşım iki hafta önce pazar günü Fenerbahçe maçına gitti. Cipini her zamanki gibi Şükrü Saracoğlu Stadı’nın hemen yanındaki otoparka bıraktı. Otoparkta çalışanların hepsi tanıdık oldukları için ‘Hoşgeldin ağabey’ diye kendisine yer gösterdiler. Arabasını kilitleyip anahtarı cebine koydu, park parasını peşin ödedi ve stada gitti. Devre arasında bir şeyler içmek için büfeye yöneldiğinde para çıkarmak için elini cebine atınca araba anahtarının olmadığını fark etti. Oysa arabasını kilitleyip anahtarı cebine koyduğundan emindi. Hemen yerine döndü, sağa sola baktı ama bulamadı. Derhal stattan çıkıp otoparka koştu. Baktı ki cipin yerinde yeller esiyor.* * *Hemen park görevlisini buldu ve arabasını sordu. İki saat önce ‘Hoşgeldin’ diyen adam gayet pişkin ‘Ağabey sen ne zaman girdin, ben hatırlamıyorum’ diye yanıt verdi. Bizim arkadaş durumu anladı. Belli ki izlenmişti ve anahtar para öderken cebinden yürütülmüştü.Polise başvurmadan önce bir iki forslu tanıdığını aradı ve durumu anlattı. O forslu kişiler polisi uyardılar, gerekli işlemler yapıldı ve araba dört gün sonra Gaziosmanpaşa’da bir sokakta terk edilmiş olarak bulundu.Ama arkadaşın arabada bıraktığı bütün eşyaları gitmişti. Polise onları söyleyecek oldu, kendisine ‘Arabasının bulunduğuna şükretmesi gerektiği’ söylendi.Çünkü çalınan cipler doğru Kuzey Irak’a veya İran’a götürülüyordu. O yüzden de pek azı bulunuyordu. O da çaresiz arabası bulunduğu için şükretti ve de polislere teşekkür etti. Ama esas teşekkür etmesi gereken kişiler forslu ahbaplarıydı. Eğer onlar araya girmeseydi şimdi cipini bir Kuzey Iraklı kullanıyor olacaktı. * * *Bu olay gerçekten çok vahim. Vatandaş gelip otopark olarak çalışmasına izin verilen bir yere arabasını bırakıyor. Birileri gelip arabayı götürüyor. Vatandaş otopark işleticisinden hesap soramıyor. Soramıyor çünkü sorsa bir araba sopa yiyeceğini gayet iyi biliyor.İşin ilginç yanı otoparkçılardan devlet de hesap soramıyor. İstanbul’un bütün sokakları, boş alanları bu tip otopark mafyası tarafından parsellenmiş. Nedense devlet buna engel olamıyor. Sonra düşünün; çalınan arabalar binlerce kilometre yol alıp Kuzey Irak’a, İran’a veya başka bir ülkeye kadar götürülüyor, bir Allahın kulu dur demiyor. Türkiye tam bir yol geçen hanı haline getirildi.Son zamanlarda çevreme bakıyorum, hırsızın, uğursuzun tokadını yemeyen şanslı insanların sayısı giderek azalıyor. Hükümet buna aldırmıyor ama bilsinler ki İstanbul yaşanmaz bir kent olma yolunda hızla mesafe alıyor.
Yazarın Tüm Yazıları