İstanbul’daki İran’a alternatif enerji zirvesine kimler katıldı

REUBEN Jeffery III, ABD Dışişleri Bakanlığı Ekonomi, Enerji ve Tarım Müsteşarı.

Temmuz ayı başından beri ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın ofisinde.

Daha önce Ulusal Güvenlik Konseyi’nde başkan yardımcılığını üstlenmiş olan Jeffery, zamanında ABD’nin Irak temsilcisi Bremer’e de danışmanlık yapmış

Özel sektör deneyimi de hayli fazla.

Amerikan Yönetimi saflarına geçmeden önce uzun yıllar Goldman Sachs’ta çalışmış.

Reuben Jeffery III, hafta sonunda İstanbul’daydı.

ABD Dışişleri Siyasi İşler müsteşarı Nicholas Burns’un Ankara ve İstanbul ziyaretinden bir, iki gün sonra.

Burns’un ziyareti basında geniş yer bulurken, Reuben Jeffery’in İstanbul’a gelişi sessiz sedasız oldu.

İstanbul’dan ayrılmadan önce havaalanında, aralarında benim de bulunduğum küçük bir grup gazeteciye bir basın toplantısı düzenledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın da müsteşarı sıfatıyla ilk kez Türkiye’yi ziyaret eden Reuben Jeffery’nin bu "özel ziyaretinin" amacı neydi?

ABD Elçisi Ross Wilson, ABD’nin Başkonsolusu Sharon Wiener’ın de katıldığı basın toplantısında öğrendik ki, Jeffery İstanbul’a mini bir "Enerji Zirvesi" için gelmiş.

İstanbul’daki "Enerji Zirvesi"ne kimlerin katıldığına gelince?

ZAMANLAMA DİKKAT ÇEKİCİ

Türkiye’nin çevresinden yani Ortadoğu, Kafkasya ve Orta Asya ülkelerinden 20’ye yakın Amerikalı elçi ve bunlara ilaveten enerji uzmanları katılmış.

İstanbul’da, Amerikalı politikacı ve diplomatlar arasında bir "Enerji Zirvesi"nin Burns’un Ankara’da Türkiye ile İran arasındaki doğal gaz anlaşmasıyla ilgili nabız tutmasından hemen sonra düzenlenmesi dikkat çekici.

Zaten Reuben Jeffery’in verdiği mesaj ile Burns’un Ankara’da ve daha önce verdiği mesajlar örtüşüyor.

"Türkiye’nin İran enerji sektörüne yatırımına karşıyız."

"İran doğal gazı Avrupa pazarı için olmazsa olmaz değil."

Bir diğer benzer mesaj ise şu:

"Türkiye İran doğal gazı yerine Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan gibi alternatif enerji kaynaklarına odaklanabilir. Enerji alımlarını çeşitlendirebilir."

NABUCCO’YA DESTEK

Notlarıma bakınca Reuben Jeffery açıkca şunları söylemiş: "Bölgede bir doğal gaz sıkıntısı yok. Esas sorun bu kaynakları uluslararası pazara karşı sorumluluğunu yerine getirecek, istikrarlı devletlerle geliştirmek."

Jeffery’
e göre, İran doğal gazına en iyi alternatif Türkmen ve Kazak petrolleri.

Peki Türkmenistan ile Kazakistan, Jeffery’in vurguladığı kadar istikrarlı ve anlaşmalarına sadık ülkeler mi?

Bu iki ülkeden doğal gaz Türkiye’ye nasıl ulaştırılacak?

Bunun için henüz altyapı yok.

ABD Dışişleri Bakanlığı Enerji Müsteşarı’na yöneltilen sorulardan bazıları bunlar.

Bunlara pek net bir yanıt yoksa da Türkiye’den Avrupa Birliği ülkelerine gaz taşıyacak olan Nabucco Projesi’yle ilgili soruya cevap açık:

"ABD Nabucco Projesi’ni destekliyor".

Özetle İstanbul’daki mini "Enerji Zirvesi" şunu ortaya koyuyor:

ABD, Türkiye ile İran arasındaki doğal gaz anlaşması karşısında Kafkasya ve Orta Asya’da alternatif enerji hatları arayışlarını hızlandırdı.

İran doğal gazından vazgeçmesi durumunda Irak ve Orta Asya enerji kaynaklarının çıkartılması ve taşınması için Türkiye’ye destek vereceği iddiası ağırlık kazandı.

Başbakan Erdoğan ’Global Multi-Etnik Toplum’ panelinde

ABD eski başkanı Bill Clinton’ın başkanı olduğu "Clinton Küresel Girişim" (CGI) den e-postama düşen mesajda ilginç bir bilgi notu var.

Bildiğiniz gibi, "Clinton Küresel Girişimi" her yıl dünya liderlerini bir araya getirerek, küresel ısınma, sağlık, eğitim, yoksulluk gibi dünya meselelerini masaya yatırıyor.

Hükümet yetkilileriyle, özel sektörle, sivil toplum kuruluşlarıyla çözümleri tartışıyor.

Panellere ilginç isimler katılıyor.

Bilgi notuna göre, halen New York’ta temaslarını sürdüren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan "Clinton Küresel Girişimi"nin panelistlerinden biri.

Eski İrlanda Başbakanı Mary Robinson tarafından yönetilecek panelin konusu ise "Küresel multi-etnik toplum".

"Clinton Küresel Girişimi"
projektörü, göçler, küreselleşme gibi olgular nedeniyle nedeniyle hem yakınlaşan, hem de "sürtüşen" farklı dini ve etnik toplumlara tutmuş.

Farklı olup huzur içinde yaşamak mümkün değil mi?

Erdoğan’ın katılacağı panelin teması özetle böyle.

Türkiye’de laiklerle dindar kesim arasında bariz bir "sürtüşmenin" yaşandığı günlerde Başbakanı’nın söz konusu panelde neler söyleyeceği merakla bekleniyormuş.
Yazarın Tüm Yazıları