İstanbul’daki G-186 toplantısı sona erdi

İSTANBUL’da yapılan IMF-Dünya Bankası yıllık toplantıları dün sona erdi. Bu toplantının bitiminde önemli resmi açıklamalar yapılmasını bekleyenler biraz hayal kırıklığına uğradılar. Ancak IMF’cilere sorduğumuzda , “Zaten bundan daha fazla bir şey olmasını beklem iyorduk” dediler. Yani onlar için sürpriz bir sonuç yok.

Haberin Devamı

Aslında toplam olarak bakıldığında, İstanbul’dan önce ABD’de gerçekleşen G-20 toplantısında zaten ana kararlar alınmıştı. İstanbul toplantıları da bir anlamda G-20’nin sekreteryasını yürüten, uygulamasını yapan IMF’nin diğer ülkelere bu kararları daha iyi anlatması için bir platform oldudiyebiliriz.

Önceki gün Dünya Bankası Başkanı Zoellick, bu toplantının G-20’den sonraki en büyük toplantı olduğuna işaret edip, Pittsburgh’daki toplantıya katılamayanlara burada bir fırsat verildiğini belirtmiş ve “Yani G-186 toplantısı...” demişti, zaten...


Peki ne oluyor, bu toplantılardan ne çıkarmamız lazım? Gördüğüm kadarıyla ; G-20 ülkeleri hep birlikte, kriz in paniği atlattıktan sonra uygulamaya sokulan ve bir süredir yaşanan “küresel iyileşme illüzyonu”nu sürdürmek istiyorlar. Bu yolla psikolojik iyileşme havasını yayarak krizin faturasının azaltılmasını hedeflediler ve bu yolda epeyce yol aldılar.

Haberin Devamı


Bu durum hâlâ tüm ülkelerin işine geliyor ve bu havanın devamını amaçlıyorlar.


Bu nedenle sık sık “iyileşme başladı ama hâlâ riskler var” diyorlar. Bu nedenle hâlâ “çıkış olacak ama erken çıkış hareketleri tüm dünyaya zarar verir, desteklere devam” diyorlar.


Yine bu amaç doğrultusunda, bir ihtiyaç haline gelen “finans kesiminin disipline edilmesi”ni,böyle bir planın hayata geçirilmesini mümkün olduğunca ertelemeye çalışıyorlar, finans sektörünün bu tür kısıtlamalarla rahatsız edilip iyileşme havasına zarar vermek istemiyorlar. Bu nedenle “finans kesiminin disipline edilmesi”nin tartışılacağını ve bununla ilgili önlem alınacağını söylem ekle yetiniyorlar ve belli ki bir süre daha bu tavır devam edecek.

Bu amaca hizmet etmesi için de sürekli işsizliği gündemde tutup, bir süre daha işsizliğin artacağını, iyileşme devam ettiği takdirde ancak 12-18 ay sonra işsizlik oranlarının yenidendüşmeye başlayacağını söylüyorlar.


Peki, yoksul ülkelerle ilgili İstanbul’da belirtilen kaygılar göstermelik mi derseniz, bence bunu söylemek haksızlık olur. IMF ve özellikle Dünya Bankası’ndakilerin yoksul ülkelere dönük hassasiyetlerini biliyoruz, buradaki yoksulluğun daha da artması halinde işin nereye kadar gideceğini, “iktidarlar değişir” diye özetlemeye çalışıyorlar. Bu demeçlerin ve belirtilen hassasiyetlerinin sadece göstermelik olduğunu söylemek haksızlık olur. Ancak sonuçta, “Bu illüzyonun sürmesinin kime daha çok faydası olur”derseniz, yanıtı da açık...

Haberin Devamı

TÜRKİYE’NİN POZİSYONU


Küresel ekonom ide bilinçli olarak yaratılan illüzyon havasının sürmesinin önüne, tek tek ülkelerin engel çıkarabilecekleri ortada. İşte bu nedenle IMF Başkanı Kahn, “ülkelerin kendi çıkış planları ve zamanlamalarını devreye sokmaları halinde tüm oyunun bozulabileceği” endişesini belirten açıklamalar da yaptı.


Peki, Türkiye’nin pozisyonu nedir?


Her şeyden önce Türkiye doğal olarak, üyesi bulunduğu G-20 toplantılarında alınan kararlara sıkı sıkıya uyuyor. Türkiye bir süredir, örneğin faiz kararlarını G-20 toplantılarına bağlı olarakyürütmeye çalışıyor ve buna devam ediyor.


Türkiye’nin kendine özgü koşulu olarak da büyümek için kaynağa ihtiyacı var ve bunun için çaba sarfediyor. Son günlerde yeniden ısıtılan IMF anlaşması eğer yapılacaksa, sırf bu nedenle yani kaynak bulup önümüzdeki seçimlere girerken ekonominin yeniden büyütülmesi amacıyla yapılacak.Kaynağın büyütülmesi için Hükümetin IMF dışında, siyasi girişimler yaptığı da söyleniyor. Kimbilir, belki de son günlerdeki büyük rakamlar böyle ortaya çıkıyor.

Yazarın Tüm Yazıları