İsrail'de Orhan Pamuk okunuyor

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Telaviv Hilton'un teras katındaki kahvaltı salonuna girerken kapının üstündeki levhada tanıdık bir adı görüyorum:

Zubin Mehta Salonu.

Yıllarca NewYork Filarmoni'nin şefliğini üstlenen bu ünlü müzikçi şimdi İsrail Filarmoni'nin başında.

Hint asıllı bu şef, Irak-Kuveyt Savaşı sırasında İsrail'de kalmış, scud füzelerinin altında onlarla birlikte yaşamıştı.

Telaviv'den Kudüs'e doğru giderken, İstanbul'da karşılaşacağım bir soru kafama takılıyor:

Oralarda Türk edebiyatının namı var mı?

Diğerlerini bilmem ama Orhan Pamuk var.

Türkiye'nin Telaviv Büyükelçisi Barlas Özener, bana Orhan Pamuk'un İbraniceye çevrildiğinden söz etti. Orhan Pamuk'u davet etmişler ve bir panel düzenlemişler. Özener’i sevindiren bir başka yan da, Türkçe bilen Musevilerin yoğun olduğu Batyam’da da eleştirmenler,gazeteciler bu roman üzerine tartışma düzenlemişler.

Kudüs'te Dışişleri Kültür Dairesi başkanının da bulunduğu üst düzey yetkililerinin bize verdiği yemekte Avrupa masasının başındaki kişi de Orhan Pamuk'un kitabını almış ve okuyacakmış.

Sayı karşılaştırması yapınca, dilimize çevrilen İsrailli yazarların daha çok olduğunu, bizim yazarlarımızın orada pek tanınımadığını sanıyorum.

Tabii bu bir araştırma sonucu varılmış yargı değildir.

* * *

ORHAN Pamuk'u telefonla aradım. İsrail serüveninin ayrıntılarını öğrenince ilginin büyüklüğü beni daha da sevindirdi.

Orhan Pamuk'un kitabını, Ansiklopedi Judaica'yı basan yayınevi çıkarmış.

Pamuk,kitabını Türk edebiyatını izledikleri için çevirdiklerini sanmadığını, kitaplarının Amerikada, İngilterede yayınlandığını görünce bir Türk yazarına ilgi duyduklarını söylüyor.

Ona göre, Türkiye'den oraya göç eden Museviler Türkçe biliyorlar ama, durumları ve konumları Türk edebiyatını İbraniceye çevirmeye elverişli değil. Edebiyatı izleyen sınıf Türkçe bilmiyor.

Evet mantıklı bir çelişki açıklaması.

Pamuk, yapılan röportajların sayısından, gösterilen ilgiden memnun. Yayıncısı da memnun ki, diğer kitaplarını da İsrail'de yayınlayacakmış.

Biz, İsrail edebiyatını 1966 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Samuel Yosef Agnon'la tanıdık.

Hatta o zamanlar bir dergideki saygı notu beni çok etkilemişti:

Agnon'un evinin bulunduğu sokağın başında şöyle bir not varmış: Burada ünlü yazar Agnon çalışıyor, sakın gürültü yapmayın.

Agnon'u mizahçı Efraim Kişon izledi. Daha sonra da Abraham Yeoşua ve Amos Oz'u tanıdık.

* * *

İKİ ülkenin de yazarlarının, şairlerinin çevrildikçe birbirini daha iyi, daha dodğru anlayacağı kanısındayım.

Dileyelim ki, Orhan Pamuk bu teması başlatmış olsun.



Yazarın Tüm Yazıları