Isparta’ya gel, gör!

‘DEMİRELLER’İN Isparta kalesi neden düştü?’ (4.4.2004) başlıklı yazımız yayınlandıktan iki gün sonra tepkiler aldık.

Bunların en önemlisi ve ilginci Dr. Yük. Müh. Şevket Demirel’den geldi. Eldeki seçim sonuçlarına göre DYP, Isparta’da hezimete uğramıştı; Isparta’dan tanıdığımız bir okurumuz da bunun nedenini kendince değerlendirmişti.

Uzun açıklamasında Şevket Demirel’in cevabı özetle şöyle:

‘Isparta’ya gelin, seni Isparta’nın her köşesinde Demireller’in eserleri karşılayacaktır. Biz diktatör değiliz ki, kaleye ihtiyacımız olsun. Kalelerimiz halka mal olan eserlerdir.

Yazınızda bu sefer ağırlık olarak beni hedef almışsınız. Ben halka kapılarını 24 saat açık tutan bir hizmetkarım. Kapıma gelen hiçbir kimseyi hem geri çevirmem, hem boş çevirmem.

Ben ilin insanını parti ayırmadan maddi ve manevi her meselesini çözmeye çalışan kişiyimdir.

Şehirde yüzlerce cami, okul, mezarlık, yol, köprü, çeşme, sağlık ocağı, 10 milyon dolarlık kalp hastanesi, üniversite rektörlük hizmet binası, evi yanan her vatandaşa çimento yardımı, ev yapan her fakirin temeline çimento yardımı, yurt binalarına yardım ve teşvikler, İTÜ’ye talebe yurdu, köyümde okul, fırın, park, müze, cami gibi eserler yapan, bunları il içinde pek çok yerde yapan veya teşvik eden Türkiye’de 40 senedir ilinde vergi birincisi olan, her türlü sosyal hareketi destekleyen kim diye sorun. Bunun altından ben çıkarım.

REKLAMI AYIP SAYARIZ

Dostunuza (adresini vermeyen) bunu gönderiniz. Ona da yardımcı olmuşumdur. Ama az almıştır veya geç almıştır.

Bu dostunuzun mektubu veya telefonu ile topluma hizmet eden insanları karalamakla siz ülkenin nesine hizmet ediyorsunuz? Biz yaptıklarımızı satma veya reklam yapma gibi bir yolu ayıp sayarız. Onun için siz bizi tanımamışsınızdır.

Seçimlere gelince; evet İslamköy’de AKP kazanmıştır. Belediye kurulalı (1954) elli yıldır burada hep sağ partiler (DP, AP, DYP) belediyede görev almışlardır. Bir beldeye 50 senelik hizmetkarlık yetmez mi? Biraz da bu uzun süreçten bıkan kişilere (hiçbir baskı yapmadan, yaptırmadan) vazifeyi devretmek demokratik değil midir? Başka türlü nasıl demokrasiyi yaşatacağız? Ülkede rey farkına bakmadan İslamköy’ün yüz fakir ihtiyarına benim vakfımdan her ay ödemeler yapılır. Köyün hastası, eğitimi, düğün finansmanı gerektiğinde bendendir. Böyle bir ortamda ben ‘oylarınızı DYP’ye verin’ desem, ‘yeğenime verin’ desem herhalde almam kolaylaşırdı. Böyle bir laf etmiş miyim, dostunuza sorun.

Rey istemek onursuzluktur, dilenciliktir. Bu benim 40 senedir politika hayatımda prensiplerimden biridir.

Ülke ortamı seçmende hangi kanaati doğurmuşsa, o sana gelir sarılır, o zaman evet veya hayır dersin.

ISPARTA SEÇİMLERİ

Isparta
belediye seçimlerine gelince... 1980 ihtilalinden sonra ilk belediye reisi ANAP’tandır. Halbuki siz bunu atlayıp ilk kez başka bir parti kazanmış diyorsunuz. DYP adaylarının hepsinin (3 aday) müracaatını almış, genel merkeze arzetmiştir. Tercih (Mustafa) Çobaner’e olmuştur. Çobaner ilgisini Isparta’dan kesmemiş, Yusuf Uysal’dan sonra 2. milletvekilidir. DYP örgütü Çobaner’in adaylığına değil, il başkanlığından ayrılışına karşı çıkmıştır.

(Mehmet) Aybatılı’nın AKP’yi desteklemesi, eski siyasi rakibi Yusuf Ziya Günaydın’ı kazandırmamak içindir. Bundan dolayı da Aybatılı’nın DYP’den ihracı diye bir konu ve sebep yoktur.

Mücadelenin hür şartlar içinde geçmesine mani olmak da demokrasi dışı bir tutumdur. DYP bu seçimlere toparlanmak için çıkmıştır ve bunda muvaffak olmuştur. 15 senelik parti içindeki bölünmeler oyların AKP ve MHP’nin desteklenmesine sebep olmuştur.

Bunda Şevket Demirel, Murat Demirel tepkisi aramak, damadım İlhan Kesici’nin DYP Genel Başkanı olmamasının altında bunları aramak yanlıştır.

Ben iki dönemde de aday değilim ki niçin bir olumsuz faktör olayım.

Şevket Demirel’i sevmeyen kişinin üç vasfı vardır: 1-Cahildir (beni tanımaz, görmez), 2-Servet düşmanıdır (bu maalesef yurtta ağırlık taşıyor), 3-Hastadır.

Biz Mesih uşağı değil, demokrasi ve kalkınmanın uşağı olduk Isparta’da; gel, gör.’

Türkiye’nin güvenliği Kıbrıs’tan başlar

İÜ Stratejik Araştırmalar Merkezi Ulusal Birlik Konseyi, Annan Planı’nın ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin uygulamadaki ilk adımı olduğuna dikkat çekerek, ABD’nin bu planla Doğu Akdeniz’e üslenme niyetini ortaya koyduğu belirtiyor: ‘Türkiye’nin güvenliği Kıbrıs’tan başlar. Annan Planı’nın kabul edilmesi, referanduma götürülmesi sadece Kıbrıs Türk’üne değil, Türkiye’nin de bağımsızlığına ve güvenliğine indirilmiş bir darbedir.’

TÜRKİYE’de de Annan Planı için referandum yapılmalı. Bu kadar şehit, bu kadar maddi ve manevi kayıp, sadece hükümet ve Kıbrıs halkını söz sahibi yapmaz. Bizim de birey olarak hakkımız var; bizim adımıza karar verilemez.

Şenay ÜNLÜ

TOPRAK verilmez gerektiğinde alınır. ANNAN Planı ile verilen tavizlerle AB’ye hayır, egemenliğimizi ve üniter yapımızı kabul ederlerse AB’ye evet diyeceğimiz anlatılmalıdır.

Metin YÜKSEL

Öğretim üyelerinin ek ücretleri ödenmiyor

ÖĞRETİM üyelerinin maaşlarına katkı yapan ek ücretler bazı üniversitelerimizde 4 aydır ödenmiyor. Öğretim üyelerinin bu konudaki yasal talepleri, üniversitelerin Bütçe Daire Başkanlıkları’nca geri çevriliyor.

Devlet bütçesi ile hiçbir ilişkisi olmayan, sadece öğrencilerin yatırdıkları ücretlerle oluşturulan 2. öğretim ödeneğinden bile ödeme yapılamıyor. Bunun nedeni sorulduğunda da ‘Maliye Bakanlığı’nın izni olmadığı’ yanıtı veriliyor.

Bütün bunlar doğruysa, Maliye Bakanı’nın bir açıklaması olur mu?

BİR grup öğretim üyesi İSTANBUL

GÜNÜN SÖZÜ

‘Mazide, memleketine bütün gücüyle hizmet etmiş olanlara karşı minnet hissi beslemeyenlerin istikbale ümitle bakmaya hakkı yoktur.’

(Mustafa Kemal Atatürk)
Yazarın Tüm Yazıları