İsmim Rıfat olsaydı adım erkek popçular arasında geçerdi

Güncelleme Tarihi:

İsmim Rıfat olsaydı adım erkek popçular arasında geçerdi
Oluşturulma Tarihi: Ocak 29, 2010 00:00

Rober Hatemo, üç yıl aradan sonra “Mahrum” adını verdiği maxi single’ıyla sevenlerinin karşısına çıktı. Yeni çalışmasını piyasaya sürdükten hemen sonra görüştüğümüz ünlü şarkıcı, söyleşimiz sırasında şaşırtıcı bir iddiada bulundu: “ısmim Rober değil de Rıfat olsaydı, şu an çok daha zengin olurdum ve adım erkek popçular arasında geçerdi!”

Haberin Devamı

13 yıldır müzik piyasasının içindesin. Her albümde hit parçalar çıkardın. Fakat adın hiçbir zaman popüler erkek popçular arasına bir türlü girmedi. Neden sence? 

- Çünkü ben çok girift (karışık, çapraşık) yaşamıyorum. Her şeyi söyleyemiyorum. Bunun da bana göre sebepleri var.
 
Nasıl söyleyemiyorsun?   

- Söyleyemiyorum işte. Herkes her şeyi söylüyor. Bu durum bana komik geliyor. Ben komik duruma düşmekten hep nefret etmişimdir. Ayrıca çok zor bir hayatım var Sema... Adım Rober...

Ne olmuş adın Rober’se? Bunun ne gibi bir zorluğu olabilir ki?

- Size yaşamıyormuşum gibi geliyor değil mi? Aslında size değil, herkese öyle geliyor. Neden, çünkü ben hep geri planda duruyorum, yaşadıklarımı anlatmıyorum, konuşmuyorum. Bu yüzden de hiç sıkıntı yaşamıyormuşum gibi geliyor.

Ne gibi sıkıntılar yaşıyorsun?

- Bundan birkaç yıl önce yaşadığım bir olay var, hatırlamıyor musun?

Hatırlıyorum... Ergenekon davasında senin de adın geçmişti. İstiklal Marşı’nı kötü okuduğun gerekçesiyle ölüm listesinde adının olduğu ortaya çıkmıştı.

- Bu ufak bir şey mi? Benim psikolojim, ruh halim, annem, babam yok mu? Ben evin içinde ne haldeyim, kim bilir ki? Bu yaşadıklarımdan bir tanesi. Bu durum devede kulak... Duymadığınız çok şey var. Bunları yansıtmamaya çalışıyorum. Kalkıp röportaj vermiyorum, buna gerek duymuyorum. Çünkü insanların genel olarak hakkımda kötü şeyler düşündüğünü düşünmüyorum. Öyle olsaydı zaten, albümlerim satmaz, konserlerim bu kadar dolmazdı. Zaten bunların siyasetle, politikayla alakası var, halkla alakası yok. Her gün halkın içindeyim, onlarla hiçbir sorunum olmadı bugüne kadar.

5 SİLAHLI ADAM TEPEME ÇIKTI, BEN KORKMADIM

Yaşadığın bu olay için “devede kulak” diyorsun. Daha ağır neler yaşamış olabilirsin, merak ettim?

- Çok şey. Bu çalıştığım kulüplerde de oldu. Sonunda üstüme bir korkaklık çöktü. Benim de yapımda sinmek, korkmak yoktur aslında. Zamanında tepeme beş tane silahlı adam da çıktı. Tırsmadım bile.

Beş tane silahlı adam mı, neden?

- Bir yerde çıkıyordum, sözleşmem bitmişti, gidecektim. “Gidemezsin, vurdururuz seni” dediler. Bu beni hiç korkutmadı. Bindim arabama, çekip gittim. Hiç böyle şeylerden korkmam. Ama bütün bu yaşadıklarım beni biraz sindirdi...

Yani gayrımüslim olduğun için bunları yaşadığını iddia ediyorsun...

- Belki de.

İsmin Rıfat olsaydı ne olurdu?

- Rıfat ismiyle pop müzik yapıyor olsaydım, bu şarkılarla, bu duruşla sanıyorum her şey çok daha başka olurdu. Belki çok daha zengin olabilirdim. “Nedenerkek popçular arasında adın yok?” dedin ya, Rıfat olsaydım adım o isimler arasında geçerdi işte.

Yok, sanmıyorum... Yani Rober olduğun için erkek popçular arasında adın geçmemesi pek inandırıcı gelmedi bana...

- İnan sebebi bu.

Bu ülkede etnik kimlikle popüler olan ne ilk ne son kişisin...

- Müzik dünyasında popüler olmuş tek kişiyim...

Yok canım, bir sürü isim var...

- Bu kadar popüler olan ilk benim. ılk olduğum için de bunun ağırlığını taşıyorum. Fakat bu böyle gitmeyecektir, değişecektir. Çünkü insanlar yaptığım işe sevgimin ve saygımın farkındalar. Neyse... Ben ülkemi, topraklarımı çok seviyorum. Türk’üm. Dedelerimin dedesi de bu topraklarda yaşamış. 18 ay askerlik yaptım. Bu ülkenin taşına toprağına ölürüm ben.

KELLEME BiNLERCE DOLAR KOYDULAR

Demek hep hüzünle olmanın ve geri planda durmanın sebebi bunlarmış...

- Öyle... Senin kellene bilmem kaç bin dolar konulursa nasıl hüzünlü olmazsın ki?

Ölüm listesinde adının geçmesiyle ilgili dava nasıl sonuçlandı?

- Emniyet birimi ile gerekli görüşmeleri yaptım. Hatta bana devlet güvencesi bile teklif ettiler. Ama ben durumun o boyutlara gelmesini istemedim. Zaten emniyet takipteydi. “ıçin rahat olsun” dediler. Tabii ki ben de onlara güvendim. Böylece o süreci atlattım. Gezmedim, dışarı çıkmadım, böyle korudum kendimi işte.

Silah taşıyor musun?

- Bunun cevabını vermek istemiyorum. Ben kendi kendimi koruyorum. Benim de birtakım kalkanlarım var.

Peki... şimdi gelelim bu son single’a... Uçuk kaçık bir Rober yok bu klipte. Daha olgun bir adam var sanki...

- Büyüdüm. Ayrıca “Mahrum” slow bir şarkı. “Hurra”nın klibinde uçuk kaçık şeyler yapacağım yine. Özelimde de böyleyim ben. Uçlarda yaşayan bir adamım...

İzlanda’da klip çektin, masraftan kaçınmadın...

- En iyisini yapmak istiyordum, ama yazıldığı gibi 250 bin dolan falan harcamadım. Toplam harcadığım 100 bin TL bile değil.

Buzulları gördün... Ne düşünüyorsun küresel ısınmayla ilgili?

- Durum gerçekten fena... Ayaklarınızın altından o buzulların eriyip, akıp gittiğini görüyorsunuz. 50 yıl sonra oranın kalmayacağı söyleniyor. Benim gittiğim yer dünyanın üçüncü buzuluydu... Düşünsenize 50 yıl sonra orası kalmayacak. Zaten klipte de buzların eriyip, akıp gittiğini görürsünüz. “2012” filmini izledim, sabaha kadar uyuyamadım. Korktum yani... Beni çok etkiledi, rahatsız etti. Dünyanın sonu böyle mi gelir bilmiyorum ama dengeler değişecek, bu bir gerçek...

KADINLARDAN HOŞLANIYORUM

Sevgilin var mı?


- Sevgilim yok. Ama tabii ki hayatıma birileri girip çıkıyor.

Sürekli cinsel hayatın hakkında yorumlar yapılması canını sıkıyor mu?

- Yoo, sıkmıyor. Eskiden çok konuşuluyordu ama artık kimse bir şey demiyor galiba. En azından benim kulağıma gelmiyor. Ben yine de söyleyeyim ama, kadınlardan hoşlanıyorum ve evlenmek istiyorum. Bir çocuğum olsun... 35 yaşında evlenip çoluk çocuğa karışacağım. Bir yılım kaldı...

BENDE SİNDAKTİLİ VARDI

Parmak aralarındaki kesikler dikkatimi çekti, neden oldu?


- Parmak aralarım yapışıktı. Sindaktili bunun adı. Aynısı ayak parmaklarımda da var ama az. O rahatsız etmiyor. ıki elimin parmakları doğuştan yapışıktı. Altı yaşında ayrıldı parmaklarım. Altı yaşına kadar beklemek zorunda kaldık. Çünkü bir tek bunu kesme aleti Çapa’da varmış. Bize 6 yıl sonrasına randevu vermişler. Baldırımdan parça alıp, aralara koymuşlar, böylece parmaklarım ayrılmış. O yüzden ellerimi hiç sevmem. Görüntüsü kötü yani... En zoruma giden da, hâlâ bilardo oynayamıyorum.

Haberin Devamı

EUROVISION’DAN UMUDUM YOK

Etnik kimlikli bir Türk’ün, Türkiye’yi Eurovision’da temsil etmesi çok değişik bir şey olurdu. Çok hoş bir ışık olurdu bence. Ama bana şu ana kadar Eurovision’dan teklif gelmedi. Umudun var mı dersen, pek umudum da yok... Aslında ne kadar hoş olur, değil mi? Teklif gelse, “evet” derim. Çok güzel bir ekip kurar ve ülkemi en iyi şekilde temsil ederim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!