İsmet Solak: Türkiye'ye ne oldu?

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

HERKES aynı şeyi soruyor: - Türkiye'ye ne oldu böyle?

Ekonomi tıkandı, AB ile ilişkiler pamuk ipliğine bağlı, Balkanlar'da durum karışık, Orta Asya'da işler iyi gitmiyor.

ABD'deki Türkler her seferinde şu hatırlatmayı yaptılar:

- Bush seçim gezilerinde, ‘Bosna ve Kosova’dan askerimizi çekeceğim' demişti. Şimdi çekerse Türkiye'nin durumu ne olur?

Balkanlar'daki durumumuz gerçekten çok önemli.

Bir ABD gazetesinde şu yorum vardı:

- Türkiye, Yunanistan'a karşı sertlik politikasını sürdürerek AB'ye giremez.

Bir başka haber:

- Türkmenistan, ABD-Türkiye ekseninden kopuyor.

Sohbetlerde ‘‘Mavi Akım boş bir hayalden öteye geçemez’’ deniyor.

* * *

Ve yine ABD'den bir küçük ayrıntı... Ancak, ‘Şeytan ayrıntılarda gizlidir’ derler:

- ANAP Trabzon Milletvekili ve eski Devlet Bakanı Eyüp Aşık aylardır ABD'de dil mi öğreniyor?

Verin bakalım bu sorunun cevabını!

Bir arkadaşım kulağıma fısıldıyor:

- Yok efendim, dil bahane. Eyüp Aşık, ABD'de seçim sonrası için dirsek temasları arıyor.

Hayretle arkadaşıma bakarken devam ediyor:

- İnan böyle... Bush'un Beyaz Saray güvenlik danışmanı Brent Scowroft'tan ikinci kez randevu talebinde bulundu. İlk talebine olumlu yanıt alamamıştı, hálá bekliyor.

Eyüp Aşık ABD'de ne yapıyor?

* * *

Dönerken, sabaha karşı uçakta Demirel ile sohbet ettik. Baba'ya sordum:

- Herkes Türkiye'ye ne olduğunu soruyor. Ne oluyor Türkiye'ye?

Demirel:

- Bu soru her zaman sorulur. Türkiye henüz kendi kendine güveni yerleştirememiş bir ülke. Normal zamanlarda, normal şekildeki olaylar bile bizleri telaşlandırır, kaygılandırır. Türkiye'de hadiseler açık rejimde ve mezrasında gidiyor. Şikáyet ne? Bunların daha iyi işlememiş olması. Memleketin bir ucundan öteki ucuna farklılıklar var, ama olumlu pencereden bakarsan görürsün ki bu farklılıklar bir demet çiçek gibidir. İçinde dikeni olan da var, olmayanı da.

Benim sorum ekonomik durumla ilgiliydi. Dünkü Hürriyet'in manşetinde ‘‘Türkiye'ye ne oluyor?’’ sorusunun yanıtı vardı. Dünya Bankası Başkanı'nın mektubu her şeyi açıklıyordu.

Memurlar Kızılay Meydanı'nı doldurmuştu.

Ve belli ki ekonomi iyi yönetilemiyordu.

Yazarın Tüm Yazıları