İşler iyi gitmiyor

Erdal SAĞLAM
Haberin Devamı

Ekonomide işler hiç de iyi gitmiyor.

Çok konuşulup hiç bir önlem alınmadığı için enflasyonun yüksek çıkması ve istikrar tedbirleri konusunda şişirilen balonun fos çıkmaya başladığının görülmesiyle yaşanan hayal kırıklığı, erken seçim nidaları ile birleşince ekonomide kötü gidişat da belirginleşmeye başladı.

Körfez krizinin tekrarlanıp ABD'nin Irak'ı vurma konusundaki kararlılığı piyasaları daha da tedirgin etti.

Son olarak Devlet Bakanı Güneş Taner'in ‘‘Şubat ayında yapılacak IMF ziyaretini iptal ettiğini’’açıklaması işin tuzu biberi oldu. (Ziyaretin neden ertelendiği konusunda da birçok spekülasyon var)

Bunların yanısıra kötü gidişatı ve ekonomide bir süredir hassas giden dengelerin bozulmaya başladığını gösteren başka ipuçlarını da görüyoruz.

Bütün bunları ‘‘felaket haberi’’ vermek için söylemiyoruz. Ancak ortada somut göstergeler var ve özellikle politikacıların bu kötü gidişatı artık görmeleri ve biran önce önlem alma gereğini hissetmeleri gerekiyor.

FAİZLER YÜKSELİYOR: Faizlerdeki seyir hızla yukarı doğru gidiyor. Politikacılar faizin bir sonuç olduğunu iyi görmeli. Çiller döneminde yapılan hataları tekrarlayıp, faizleri baskıyla aşağı çekme yolunu seçerlerse sonuçların çok kötü olacağını unutmamalılar. Bürokratların bu konudaki sağduyusuna inanıyoruz ancak politikacıların ‘‘faizleri aşağıda tutma eğilimi’’ herzaman varolmuştur. Bu nedenle ‘‘faizi değil bu faizi doğuran unsurları temizleme’’ye biran başlanması gerekiyor.

1 MİLYAR DOLARLIK DÖVİZ SATILDI: Faizlerin yükselmesine rağmen, dövize olan talebin de arttığını görüyoruz. Merkez Bankası yetkilileri, ‘‘önemli bir şey satmadık, her zamanki gibi’’ yanıtını veriyorlar ancak son 10 günde Merkez Bankası'nın müdahale için sattığı dövizin 1 milyar doları bulduğunu tahmin ediyoruz. Bazı bankacılar bu rakamın 1 milyar dolardan da fazla olduğunu söylüyorlar ancak üç aşağı beş yukarı ‘‘1 milyar dolar civarında’’ olduğu görüşü daha hakim. Zorunlu döviz devirleri nedeniyle rezervlerdeki erimenin 1 milyar doları bulacağını ise tahmin etmiyoruz. Ancak dövize, yüksek faize rağmen oluşan talebi de politikacıların görmesi lazım.

Faiz ve dövizdeki bu seyrin yanısıra alınacağı açıklanan yapısal tedbirler konusunda da işlerin tersine dönmeye başladığı görülüyor.

VERGİ REFORMU TEHLİKEDE: Vergi reformu herkesin beğendiği, çağdaş ve vergi adaletini sağlayacak, vermeyenden vergi alacak bir tasarı olarak ortaya çıkınca, kimse ‘‘bu kötü’’diye ortaya çıkamadı.

Ancak bu tasarı birçok kesimin ayağına basan bir tasarı. Bu nedenle kimse açıkça karşı çıkmasa da, el altından bu reformun çıkmasını engellemeye çalışan güçlü lobiler oluştu ve yoğun biçimde çalışmaya başladılar. Özellikle ANAP grubunun tasarıya olumlu oy vereceğini biz tahmin etmiyoruz. CHP'nin bazı itirazlarının olacağı da kesinleşti.

Bakan tek tek herkesi iknaya çalışıyor, uzmanlığını ortaya koyup ikna da ediyor. Ancak Temizel'in bu tarihi girişiminin de tehlikeye girdiğini söyleyebiliriz.

SOSYAL GÜVENLİK REFORMUNDA UMUT KALMADI: Sosyal güvenlik reformu için de hiç umut kalmadı. Çalışma Bakanı Nami Çağan 50-55 yaşta ısrarlı. Aslında IMF'in istediği 58-60 yaşı istiyor gibi görünseler de ANAP da bu konuda samimi davranmıyor. CHP'nin yüksek emeklilik yaşına karşı çıktığı zaten biliniyor. Yani sosyal güvenlikte sorunları gerçekten çözebilecek bir reform umudu bizce hemen hemen tümüyle bitti.

Yanısıra ekonomi yönetimindeki oluşan tedirginlik, motivasyonsuzluk ve koordinasyonsuzluğu da bunlara eklemek gerekiyor.

İşler giderek kötüleşiyor. Haberiniz ola!...













Yazarın Tüm Yazıları