İslamcı erkekler Sibel Can mı ister

YENİ Şafak yazarı Fatma Barbarosoğlu’na göre...

İslamcı erkeklerimizin kahır ekseriyeti Sibel Can’a acayip hasta oluyormuş.

Bu yüzden...

Daha bir aylık evliyken eşlerine para verip, "Hanım! Hemen kendine bir mavi lens alıyorsun ve Sibel Can’a benziyorsun" diyorlarmış.

Merak ediyorum:

"Biraz kilo alıyorsun... Ayriyeten hakikilikten uzak mı uzak ’Şeker Kız Candy’ numaraları çekiyorsun" falan da diyorlar mı acaba?

Fatma Hanım ayrıntı vermediğinden işin bu kısmını bilemiyorum.

Ama bildiğim bir şey var:

Her türlü genellemeden nefret ederim.

Mesela...

"Laik erkekler Şahnaz Çakıralp’e hastadır, evliliklerinin ilk ayında eşlerine ’Mavi lens alıp hemen CHP’ye kaydoluyorsun’ derler" türünden bir genelleme, nasıl sakil mi sakil kaçacak ise...

"İslamcı erkek Sibel Can ister" türünden bir genelleme de o derece sakil kaçar.

Çünkü "İslamcı" da olsa, "laik" de olsa son tahlilde erkek erkektir ve her erkeğin "ideal kadın tipi" farklıdır.

* * *

Mesela benim durumuma bir bakalım: Benim ideal kadın tipim Sibel Can mıdır?

Değildir.

Hatta... Sibel Can benim için "Yanında 10 dakika kalındığında sıkıntıdan patlanacak kadın tipi"nin en çarpıcı örneğini teşkil eder.

Diyeceksiniz ki: "İyi ama Ahmet Hakan! Sen döneğin tekisin! Seninki sayılmaz."

Tamam, o zaman size yaptığım bir alan araştırmasının sonucunu aktarayım:

Gençliğinde "Süleymancı" yurtlarında kalmış, sonra "Nurcular"a takılmış, en sonunda "Gruplar üstü entelektüel İslamcılık"ta karar kılmış bir arkadaşım var.

Hálá İslam devrimi düşleri falan görüyor!

Onu buldum.

Dedim ki: "Baba! Söyle bakalım senin idealindeki tip Sibel Can mı? Yengeye mavi lens falan aldın mı?"

Cevabı şu oldu:

"Ne Sibel Can’ı oğlum! Ben güzel oldukları konusunda herkesin hemfikir oldukları tiplerden değil de daha karakterli kadın tiplerinden hoşlanırım."

İtiraf ediyorum: Bu kadar çok katmanlı ve sofistike bir yanıt beklemiyordum.

"Yapma yahu" dedim ve ekledim: "Rica etsem bunu bir örnekle taçlandırır mısın?".

Hiç düşünmeden yanıt verdi: "Mesela Zuhal Olcay."

* * *

Eğer ille de "Ama ben genelleme yapmak istiyorum birader" denilecekse, o zaman bunun meşrebe göre yapılmasını salık veririm.

Çünkü İslamcı gruplar arasında "kadın tercihi" konusunda taban tabana zıt yaklaşımlar var.

Yaptığım alan araştırmasına göre...

Mesela Saadetçi erkekler Zara, Nakşi erkekler Hülya Avşar, Rufai erkekler Gülben Ergen, radikaller Hale Soygazi, Fethullahçı erkekler Deniz Akkaya, Mealciler Fatma Belgen, Menzilciler Cansu Dere diyorlar.

İçlerinde çıkıntılık yapıp ne kadar evrensel olduklarını göstermek isteyenlerden bazıları "Meg Ryan" falan dese de genel olarak tablo budur.

Yani...

Sibel Can, "Beni tercih ettikleri için hepsine çok teşekkür ederim. Sonuç beni şaşırtmadı. Çünkü ben kaymak gibiyim" diyerek havalara girmesin.

Zira bu pilav daha çok su kaldırır.

Ben tatildeyken

BEN tatildeyken Mazhar Alanson’un eşi Biricik Suden, bir gazeteye verdiği röportajda "Biz Ahmet’le tanışmıyoruz. Ne diye bizden söz ediyor ki" türünden sözler etmiş.

Üst kattaki mal müdürünün geçimsiz eşinin, alt kattaki komşunun tezviratına karşı geliştirebileceği bu diskur, beni epey eğlendirdi.

Düşünün:

Mick Jagger’ın karısı, eşi hakkında kritik yazan gazeteci için "Ama biz onu tanımıyoruz ki" falan diyor.

Hay Allah!

Herhalde birinin her şeye başından başlaması ve Biricik Hanım’a, "Hanımefendi! Sizin eşiniz öyle ya da böyle kamusal bir figürdür" diye hatırlatması gerekiyor.

Firavun sandalyesi

TATİLDE okuduğum kitaplardan biri de Samet Ağaoğlu’nun "Babamın Arkadaşları" adlı kitabıydı.

Samet Ağaoğlu kitabında, babası Ahmet Ağaoğlu’nun arkadaşı, ünlü sosyolog Ziya Gökalp’in şöyle dediğini aktarıyor:

"Bakan sandalyesi firavun sandalyesidir. O sandalyeye melek veya Musa oturduğu zaman firavun olur!".

Bilin bakalım, Ziya Gökalp’in bu sözünü okuyunca benim gözümün önüne hangi bakanlarımız geldi?
Yazarın Tüm Yazıları