İşkence...

Güncelleme Tarihi:

İşkence...
Oluşturulma Tarihi: Ocak 19, 2002 00:00

BEN vergi öderken bana işkence yapıldığına inanırım.Aslında bana işkence yapıldığı yok. Tam tersine son gittiğimde çay ısmarlamış, bir yere oturtmuşlardı. Okuyucum olan memurlar ise ‘‘Size bir yazı konusu, bunu mutlaka yazmalısınız’’ diyerek, yaşamın her alanından bana en az otuz yazılık konu anlatmışlardı.Ben ‘‘Anladım...’’ anlamında devamlı başımı sallayıp, çatıdan kurtarılan kedi müdürün kedisi miydi, yoksa Reha Muhtar'ın aslında tarihi bir film çevirmesi gerektiği mi müdürün fikriydi, karıştırmamak için aklımı zorladım.Sonra da zaten vergi dairesinde bana para verdiler.Fazladan yatırdığım telif hakkı vergisini.*Ama yine de vergi öderken bana işkence ettiklerine inanırım.Özellikle belediyelerde.O memurun bilgisayarın başına oturuncaya kadar, önce sandalyesini düzeltmesi, sonra minderini arayıp bulması, peşinden klavyeyi kaldırıp altını kontrol etmesi, klavyenin altında olmadığını gördüğü kocaman çay bardağını çekmeceden çıkarması...Büyük acılar çekerim.Tam bizim muameleye başlarken okul çıkışı kızını aramayı akıl etmesi ve cep telefonuna sarılması ile ayaklarıma coplar iner.En sonunda klavyede ‘‘M’’ harfini araması...‘‘Mükellef’’ yazacak, ‘‘M’’ kayıp.Ben işkence altında inlerim:‘‘M yok mu?..’’‘‘.......!’’‘‘.ükellef yazın, anlaşılır.’’Ve işkence soruları:‘‘Babanızın adı, doğum yeri ve tarihi, kütüğü, kayıtlı olduğu yer?..’’Tırnaklarım sökülür.*Beyan için ayrı, ödeme için ayrı gidiyorsunuz. Çalışan, evi-arabası olan, iş-güç sahibi insanlar ocak ayında tam 27 ayrı işlemde bulunmak zorundalar. 54 kez gidip geleceksiniz.Zaten sonunda evrakınız kayboluyor.Bu ödediğiniz işkence, pardon vergi, aslında size işkence olarak geri dönüyor.Acı çektiren bir yönetim biçiminde.Batık bir ekonomi, devleti soyan devlet adamları, yaşamınızı zehir eden belediyeler, ıstırap veren bir sosyal güvenlik, asla yerine gelmeyen bir hukuk, çeteler-meteler.Parasını siz veriyorsunuz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!