Isırır ha !

Hadi ULUENGİN
Haberin Devamı

Önce şunu söyleyeyim ki Monica Lewinsky'yi beklediğimden çok daha iyi buldum. Endamını kastetmiyorum. Tombalak cüssesi beni hiç alakadar etmez.

Kafir nefsini Hillary'de köreltsin, tabii ki Clinton'u da etmez.

Üstelik, burada her halde ‘in’ moda mecmuasına sıska manken aramıyoruz.

Anlı şanlı Amerika Başkanı'nın neredeyse koltuktan düşmesine yol açmış gayet vahim bir olayı ve son derece ciddi bir şahsiyeti gündeme getiriyoruz.

Monica güldüğünde gıdısının altı sarkmıyormuş da, kamera karşısında ilk mülakatı verirken korse giyiyormuş da, dolgun hatları gözükmesin diye tayyör - pantalonunu koyu renkten seçiyormuş da, elini sallasa ellisini bulacak Bill nasıl olur da bu şişkoya ağız masajı yaptırtıyormuş da, bunlardan bize ne ?

Mendebur savcı Kenneth Starr'ın ahlak zaptiyesi soruşturmasını şimdi Miss Lewinsky'nin kilo fazlalarına ilişkin olarak tekrarlamanın alemi yok.

Kaldı ki kızcağız inkar etmiyor. ‘Bulimi’den muzdarip olduğunu dobra dobra açıklıyor. Belli psikanaliz koltuğundan geçmiş, evli erkeklere dadanmasının da bu travmatik bunalımı aşmak kaygısından kaynaklandığını ekliyor.

Hoş, açıklamasa ve eklemese ne değişir... Hem mal ortada, hem de çok taraflı oburluğunu artık bütün dünya en ufak ayrıntılarına kadar biliyor.

Fakat tekrarlıyorum, burada bedeni ölçülerin kıymeti yok, ben ruhi ve akli planda Monica Lewinsky'yi beklediğimin fersah fersah ötesinde buldum.

* * *

BİR kere, skandal sırasında kameralardan kaçarken çekilmiş imajları göz önüne alarak televizyon stüdyosunda da gergin olacağını düşünüyordum.

Oysa hiç de öyle değildi. Tersine, rahat davrandı. Bazen gülerek, bazen hüzünlenerek, her halükarda zeki cevaplar getirerek ekran hakimiyeti sağladı.

Ne haksız yere gadre uğramış masum portresi çizdi, ne de Los Angeles bulvarında elli dolara ‘blow - job’ yapan fahişe kimliği sergiledi.

Ötesi, mürekkep yalamışlığın ve Yahudi kökenin sağladığı entelektüel boyut sayesinde nerede susulması ve nerede konuşulması gerektiğini doğru saptadı.

Başına yeni bela gelmesin diye savcı Starr'a fazla dokundurmasa bile onu çağrıştırırken kullandığı ses tonu ve yüz mimiğiyle haklı nefretini dışavurdu.

Clinton'la olmuş olan ilişkisini açıklarken ise iyi performans sergiledi.

Malın gözü Beyaz Saray kiracısıyla ‘ortak şeyler kurabilmek’ gibi bir naifliğe kapıldığını itiraf etmenin ötesinde, açık açık, ‘ben onu Başkan değil erkek olarak algıladım ve öyle davrandım’ demek cesaretini gösterdi.

Fantazma dünyamızı renklendiren o Oval Oda pornografyasının arkasından, tek taraflı olsa bile bir genç kız aşkı belirdi.

Monica Lewinsky de benden tam puan aldı.

* * *

BELKİ diyeceksiniz ki mülakat zaten danışıklı dövüştü ve avukatlara ödemek için çok paraya ihtiyacı olan Lewinsky'ye senaryo önceden hazırlanmıştı.

Bunda ancak bir ölçüye kadar doğruluk payı olabilir. Hem Amerikan, hem Avrupa televizyonlarında yapılan röportajları ayrı ayrı seyrettim ve insan bihassa da kadın dokusundan hasbelkader anlarım, Beyaz Saray'ın eski stajyeri Bill Clinton'un daha önce icabına baktığı diğer hatunlara hiç benzemiyor.

Velev ki fiziğinden biraz onları andıran vülger bir cinsellik fışkırsın, daha önceki tahminlerimin aksine Monica Lewinsky ne şöhret peşinde koşuyor, ne papel tırtıklamaya çalışıyor, ne aklını erkeklerin fermuarıyla bozuyor.

Açıkçası, her genç kızın başından geçebilecek bir olay Miss Monica'yı kirletmiyor. Ahlak zaptiyelerine nanik, Lewinsky kalbimde şimdi yer ediniyor.

Ahlak zaptiyeleri, siz hadi hem Kenneth Starr'ın engizisyon mahkemesine savcı yazılın, hem de çaktırmadan Monica dudaklarının hayalini kurun edin.

Aman dikkat, ısırır ha !..



Yazarın Tüm Yazıları