Isır onu!

Mike Tyson'ın Evander Hollyfield'ın kulağını ısırdığı maçta aslında çok daha neşeli şeyler olabilirdi. Ama ne yazık ki olmadı ve tarihi bir fırsat kaçırıldı.MIKE Tyson'ın son boks maçında neden durup dururken rakibinin kulağını ‘Hart' diye ısırıp, sonra kulağın bir parçasını hakemlerin üzerine doğru tükürdüğünü kimse anlamadı.Amerika'yı iyi tanıdığım için bir tek ben bu olaya şaşırmamıştım.Adamın kulağı ısırmasının muhakkak kendi içinde bir rasyonalitesi olmalıydı.Beni olayda tek hayal kırıklığına uğratan şey, Mike Tyson'ın ısırıp, koparmak için bula bula kulak adındaki o sünepe organı bulmasıydı.Isırılıp koparılacak ve de daha sonra seyircinin üstüne tükürülebilecek bunca çok daha şık organ varken zavallı bir kulağın seçilmesi son derece trajikti.Bilmem anlatabiliyor muyum?* * *Sonra beklediğim açıklama geldi.Mike Tyson'ın, ünlü yıldız Madonna nedeniyle adamın kulağını yediği ortaya çıktı.Ajans haberlerine göre haber şöyle gelişmişti: Boks maçı sürerken, Madonna da ring kenarında maçı seyredenler arasındaydı.Sürekli olarak Mike Tyson lehine tezahürat yapıyordu.Üçüncü raunttan itibaren maçta karşılıklı fauller yapılmaya başlanınca Madonna da kızdı.Ve Tyson'a bakarak ‘Bite him, bite him' (Isır onu, ısır onu) diye bağırdı.Tyson da hemen bu emre uydu ve denileni yaptı.* * *Haberden çok zorlanarak çıkardığım mantıki sonuca göre Mike Tyson, o anda Madonna ne derse yapmaya hazırdı.* * *Çok büyük bir arbede atlattık, hepinize geçmiş olsun.Düşünsenize ya Madonna maç esnasında ‘Bite' yerine yine onun gibi dört harfli olan, ancak ilk harfi F, son harfi K, orta harfleri de UC'den oluşan kelimeyi haykırsaydı olabilecek felaketleri.Madonna'nın dediği her şeyi yapmaya koşullanmış 200 kiloluk Mike Tyson, aniden yine 200 kilo olan Evander Hollyfield ile, hem de o böyle bir talepte bulunmadan, aniden sevişmeye başlasaydı...Arkadaşlar bence bu bazı bakış açısına göre tam bir katastrof, bazı bakış açısına göre de muhteşem bir gösteri olabilirdi.Ve ben eminim, ringde o gece olacakları bütün dünya yaklaşık elli yıl filan konuşurdu.* * *Şundan da eminim ki Mike Tyson, Madonna'nın F ile başlayan, K ile biten dört harflik İngilizce komutuna uygun davransaydı en azından Amerika'da bu olay büyük bir seyirci kitlesi toplardı.Bunu nereden biliyorsun, diyeceksiniz?Biliyorum, çünkü Amerikalılar hemen her şeyi gösteri olarak izleyip, üstelik de bundan keyif alma yeteneği olan insanlardır.Bakın bir örnek vereyim size: 15 gün kadar önce New York'ta ‘Hızlı Sosisli Sandviç Yeme Dünya Finali' düzenlendi.Bir Japon genç ile Amerikalı genç arasındaydı yarışma.Japon genç 70 kiloydu, çelimsizdi.Amerikalı ise 140 kilocuk kadardı. Onu herhangi bir yerde yolda görenler saygıyla yana çekilip, bir kaza bela olmadan geçip gitmesini bekliyorlardı.Bir keresinde karanlıkta onu kamyonu sanan şoför, gencin vücudunda kapıyı arama gibi bir hata yapmış ve hastanede üç ay yatmak zorunda kalmıştı.Denizde onu yüzerken görenler, pusulasını şaşırmış bir şilebin plaja girdiğini sanıp, panikliyorlardı.Japon genci son derece sakin bir kişiliğe sahipti.Amerikalı'nın göbek adı ise ‘Maspeth Monster', yani Maspeth Canavarı'ydı. Bilmem başka bir şey eklememe gerek var mı, isim yeterince açık umarım.* * *Neyse sonuçta Japon 12 dakika içinde tam tamına 24 buçuk adet sosisli sandviçi yutarak dünya rekorunu kırdı.Onun üç misli büyüklükte olan Canavar ise pes etti. Fiziksel oranlar ile yeme kapasitesi arasındaki bu tuhaf ilişki konusunda son derece felsefi düşünceler ortaya atılabilir.Ama o başka bir yazı konusu.Burada önemli olan konu, iki tarafın müsabaka sonrasında verdikleri demeçlerde ortaya çıkan ruh hali.Japon genç nasıl olup da bu kadar fazla sosisliyi yiyebildiğini soranlara ‘Bilmem işte konsantre oldum ve zevk aldım' diye cevap veriyor.İkinci soru ise bu zaferinin Japonya'da insanlar üzerinde ne tür bir etkisi olacağı yolunda..Japon bu soruyu ilk önce anlamıyor. Etraftakiler soruyu Japon'un anlayabileceği rasyonalite düzeyine çekerek ona açıklıyorlar.Bunun üzerine o düşünmeye başlıyor. Bir dakika kadar ona bakmakta olan gazetecilere sessizce dalıp gidiyor.Ve sonra da ‘Bugün olanların Japonya'da hiçbir etkisi olmayacaktır. Hatta haber bile yapılacağını sanmıyorum' diyor.* * *Öteki tarafta ise Maspeth Monster adındaki çocuk, ilk önce yeterince hızla sosis yiyemeyip Amerikan halkını utandırdığı, Japonlar karşısında ulusunu küçük düşürdüğü için özür diledi.Ve sonra da bence son derece anlamlı olan şu tarihi cümleyi ekledi: ‘Artık bu sporu bırakmamaın zamanı geldi, öyle anlaşılıyor. Bundan böyle müsabakalara artık çıkmayacağım.'Evet, evet sosis yemeye SPOR dedi, yanlış yazmadım emin olun.Zaten ben de Canavar'ın bu gözleminden yola çıkarak Amerikan halkının hemen her şeyi spor olarak kabul edip izleyebileceklerini, bu nedenle de Tyson'un durup dururken, hiç gerek yokken sadece Madonna dedi diye rakibini iğfale kalkışması durumunda bile bunun iyi bir spor gösterisi olarak algınlanma şansının yüksek olduğunu yazdım.* * *Bu mantıktan yola çıkarak Amerikalılar'a çekici gelebilecek bazı olası spor karşılaşmalarını da şöyle sıralayabiliriz:- Koltukta otururken hızlı patates cipsi yeme müsabakası.- En kalın bifteği en kısa sürede yutma müsabakası- En hızlı zapping yapma dünya finali.- Külah üzerinde en yüksek dondurmayı düşürmeden hızla yeme elemeleri.- Piza dilimi havada tutulurken yere doğru erimeye başlayan peyniri havada hızla kapma yarışması.- Ağza bir defada en fazla sayıda fıstık doldurma müsabakasıFalan filan, bunların sayısını artırabilirim de önemi olan şu: Yukardaki listedeki hangi SPORU seçerseniz seçin, bunun izlenmesinin mutlaka, ama mutlaka golf müsabakası izlenmesinden çok daha heyecanlı olacağı kesindir.Çünkü izleme açısından golften daha sıkıcı ve monoton başka bir spor olabilmesi mantıken mümkün değildir.
Yazarın Tüm Yazıları