İsimsiz...

ANKARA Emek Mahallesi’nin 68’inci Sokağı tanıktır; bu ilk kez anne olan bir sokak kedisinin öyküsüdür.

Karnı büyüdükçe duvarlardan atlayamaz, ağaçlara tırmanamaz oldu. Her anne adayı gibi sesi artık daha titrekti. Apartmanın iyi yürekli kadınları onu anladılar. Önünde miyavladığı her kapı açıldı ve ona yiyecek verdiler.

O sabah onu çiçeklerin arasında sanki birisiyle konuşuyormuş gibi mırıldanırken buldular.

Herkes herkese müjde verdi, dört bebeği olmuştu ‘isimsiz’in.

Apartmandakiler sonraki günlerde bir anne kedinin yavrularına gösterdiği özenin, sevginin ve kimse öğretmediği halde eksiksiz yerine getirilen bir anneliğin tanığı oldular.

‘İsimsiz’ bebeklerine önce yürümeyi, uzağa gitmemeyi, tehlike anında saklanmayı öğretiyor, onları doyurduktan sonra her anne gibi kucağına alarak uyutuyordu.

*

O sabah ‘isimsiz’in acı acı haykırışına koştular.

Yavruları bir acımasızlığın sonucu ölmüştü. Bebeklerini burnuyla iterek kaldırmak istiyor, sesleniyor, patileriyle dürtüyor, cansız olduklarını görünce çığlıklar atıyordu.

Apartmanın anne olan sakinleri onunla birlikte ağladılar.

Daha sonraki günler, ortadan yok olan yavrularını her yerde aradı ‘isimsiz’. Durmadan, aralıksız, gece-gündüz çığlıklar atarak dolanıp durdu.

Bir gün sesi kesildi.

Yan sokakta yeni doğum yapmış bir başka kedinin yavrularından birisini alıp getirmiş, bebeklerini doğurduğu çiçeklerin arasında yeni bebeğinin yanına oturmuştu.

Çok geçmeden bebeğin annesi geldi, büyük bir kavga başladı ve yan sokağın kedisi, yavrusunu alıp gitti.

‘İsimsiz’ şimdi 68’inci Sokakta yine ağlaya ağlaya geziyor.

En sevdiği yemekleri getiren kadınların yüzüne, ‘beni anlamıyorsunuz’ der gibi bakıyor ve bebeklerini aramaya devam ediyor.

*

Bu bir kedinin değil, bir annenin öyküsüdür.

Yer, zaman, ırk, cins, kurt, kuş, insan... Ne olursa olsun bize anneliğin yüceliğini anlatır.

Sevgi, hasret, özlem, annelik, acı, insanlara özgü değildir.

68’inci Sokak’
ın anneleri bunu gördüler.

Geceleri uyuyan çocuklarını yoklarken, sokakta bir başka annenin yavrularını aradığını burunlarını çeke çeke düşündüler.

Ve kendi yavrularını uyandırmadan öptüler.

Bütün anneler aynıdır, fark yok...
Yazarın Tüm Yazıları