Irak’ta yeni dönemin zorlukları

PAUL Bremer, Irak’taki bir yılını anlattığı, "My Year in Iraq" adlı kitabında Saddam Hüseyin’in yakalanışını ayrıntılarıyla verirken onun yüzüne Irak halkının nefretini ilk haykıran kişinin Muaffak Rubai olduğunu söylüyor. "Allah belanı versin Saddam" diyor Rubai.

Rubai, İngiltere’de nöroloji eğitimi görmüş olan bir Şii ve Irak’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı. İşgalden sonra Amerikalılarla iyi bir işbirliği içinde olan Rubai, geçen hafta Washington Times Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, ABD’nin Bağdat Büyükelçisi Zalmay Halilzad’ı eleştiriyordu.

Bir süreden beri kulağımıza gelen eleştirinin bu kadar güçlü bir biçimde ifadesi, hem de seçimlerden sonra dile getirilmiş olması Irak’ta önümüzdeki dönemin zorluklarına ışık tutuyor.

Rubai, "Yatıştırma politikası izlemekle Amerikalıların büyük ve tarihi bir hata yaptıklarını düşünüyorum. Bunu yapmamalılar. İsyancılara karşı Irak hükümetini serbest bırakmalılar. Yoksa bu bizi zorlayacak" diyor. Rubai’nin eleştirisinin nedeni, Amerikalıların isyancı Sünni gruplarla gizli pazarlıklara girmesi.

Seçim öncesinde ABD, El Kaide ve yabancı terör örgütleriyle doğrudan ilişkisi olmayan, işgale karşı savaşan Sünni gruplar ile temasa geçti. Türkiye’nin de katkısı ve Washington politikalarındaki bu değişim sayesinde, Sünniler seçimlere girdi ve Irak Parlamentosu’nda dengeleri değiştirdiler.

Seçim sonuçları, en faza sandalye kazanan Şiiler dahil bütün grupları siyasi ittifaklara mecbur ediyor artık.

* * *

IRAK
, ulusal ittifakı oluşturup hükümeti kurabilmek için yeni dönemin en zorlu pazarlıklarına oturuyor. Rubai’nin sözlerinden de anlaşılacağı gibi Sünnilerle Şiiler arasında uzun süreden beri yaşanan "güvenlik" sorunu devam ediyor.

İçişleri Bakanlığına sahip olan Şiilerin elindeki güvenlik güçlerinin, Sünni siyasi grupları üzerinde baskı kurduğu iddiaları yoğun.

Amerikalılar da durumun farkındalar. Yeni hükümet pazarlıklarında Sünnilerin, İçişleri ya da Savunma Bakanlıklarından birine mutlaka sahip olmaları gerektiği öngörülüyor.

Tabii tek sorun, güvenlik güçlerinin kimin denetiminde olacağı sorunu değil. Bu çok önemliyse de Irak’ta derin krizlere yol açabilecek başka sorunlar da bekliyor yeni Meclisi.

* * *

SÜNNİLERİN
seçimlere katılma koşullarından en önde geleni, yeni anayasanın değiştirilmesi olanağının tanınmış olmasıydı. Federal sistemin benimsenmesinin, bölünmenin koşullarını olgunlaştıracağını düşünen Sünni gruplar, federalizmin ilkelerine ilişkin Anayasa’da bazı değişiklikler istiyorlar. Ayrıca, petrol kaynaklarının bölüşülmesi konusundaki belirsizliğin giderilerek, merkezi hükümetin kaynaklar üzerinde son karar yeri olmasında ısrarcılar.

Oysa seçimler öncesinde koşulları kabul eden Şii ve Kürt liderler şimdi ağız değiştirdi. Şii lider Abdül Aziz el Hakim ve Cumhurbaşkanı Celal Talabani, anayasada "değişikliğe" karşı olduklarını açıkladılar bile.

Bunu önleyecek oya da sahipler, Sünniler sorunu nasıl çözecek? Yine sokakta, şiddete baş vurarak mı?

Bu Amerikalı yetkililerin en son isteyecekleri seçenek. Onun için Sünnilere verilen sözün arkasında duracaklar. Şii ve Kürtleri kızdırma pahasına da olsa.

* * *

SADDAM
’a karşı muhalefet Irak’taki bütün muhalefeti Amerika’ya yaklaştırıyordu. İktidarın paylaşılması ise durumu değiştiriyor.

Irak’ta bir dönem kapanıyor bir yenisi açılıyor. Ama belirsizlikler devam ediyor.
Yazarın Tüm Yazıları