İnternetten kurban kesmek

Bizim ailede kurban bayramı geleneğidir; Her yıl annemle kurban kesme konusunda büyük tartışma yaşarız.

O klasik kurban kesiminden yana.

Kurbanın başında duracak, dua edecek, kendi gözüyle görecek, eti istediğine dağıtacak...

Ben ve kardeşlerim ise kurban kesmek yerine, kurbana harcanacak paranın yoksullara, Çocuk Esirgeme Kurumları'na, Darülaceze'ye verilmesinden yanayız.

"İlle de kurban keseceğim diyorsan, onu da o kurumlara bağışla" diyoruz.

Annem 3-5 yıl öncesine kadar küçük bir parça kendine ayırırdı, geri kalan kurban etini o yıl kurban kesmeyen komşularına dağıtırdı.

Çocukluğumda durum daha da korkunçtu, herkes birbirine et gönderirdi.

Alt komşuya biz kestiğimiz koyundan gönderirdik, o da bize kestiği inekle 'nezaket gösterisi' yapardı...

Son yıllarda durum değişti.

Annem artık kurbanı kestiriyor, bir-iki gerçekten ihtiyacı olana verdikten sonra çoğunluğunu Çocuk Esirgeme Kurumu'na gönderiyor.

Bu yıl da aynısını yapmak istedi.

Bense kuş gribini, yağmur ve çamuru koz olarak kullanıp bağış yapmasını savundum.

Arefe günü anneme telefon açtığımda, "Televizyonda Deniz Feneri Derneği'nin telefon numarasını yakalamaya çalışıyorum" dedi.

Anladım ki, bu yıl koyun satıcılarıyla pazarlığa girmeyecek.

"Boşuna bekleme ben şimdi internetten sana kurban keserim" dedim.

Açtım Deniz Feneri'nin internet sayfasını, annemin bilgilerini girdim, adresini yazdım, cep telefonunu kaydettim, kredi kartı numarasını girdim.

Hepsi 5 dakika!

Bu arada annem ne yapıyordu dersiniz?..

Her yıl kurban başında okuduğu duaları bana telefonda mırıldanıyordu!

"Ne yapıyorsun anne, kurbanı ben kesmiyorum" dedim.

"Olsun, Deniz Feneri'ne vekalet veriyorum" dedi.

Bayram sabahı elini öpmeye gittiğimde cep telefonuna, "Kurbanınız kesilmiştir" mesajı geldi.

"Ne kolaymış, artık internetten kurban keseceğim" dedi.

"Allah kabul etsin" dedim...

Hande'de, Ayşe Hatun izleri

Hande Yener'in son albümünü beğendim. Yine kulüplerde hep bir ağızdan söylenecek şarkılar var albümde.

Çıkış şarkısı Kelepçe, dinledikçe dile dolanıyor..

Hande Yener bunu her albümünde yapıyor zaten.

Bu albümde dikkatimi çeken nokta, tekno altyapının öne çıkması oldu.

Yani bu anlamıyla modaya uymuş Hande Yener.

Bu kapıyı ilk açanlardan biri de malum Ayşe Hatun Önal'dı...

Hande'nin albümü tekno altyapısıyla Ayşe Hatun'u çağrıştırdı bana.

Ne çok 'türk' markası var!

Son yıllarda özellikle medyada 'türk' uzantılı marka yaratmak moda oldu.

Bu işin öncüsü kim bilmiyorum ama Habertürk, Digitürk ve Powertürk ilk kullananlar arasında...

Devamı çorap söküğü gibi geldi.

Şimdi televizyonda, internette ve radyoda kafamızı nereye çevirsek sonu 'türk'le biten bir kanal, bir web sitesi, bir radyo istasyonu var.

Powertürk

Joytürk

Slowtürk

CNN Türk

Habertürk

Kanaltürk

Jurnaltürk

Cosmotürk

Digitürk

Gazetetürk

Dreamtürk


Medyada neo-sağ bir eğilimin göstergesi mi bu?

Ama politikayla uzaktan yakından ilgisi olmayan müzik kanalları, kadın siteleri de sonuna 'türk'ü ekliyor...

Belli ki kulağa hoş geldiği için böyle bir eğilim var.

Cola Turka bile böyle bir eğilim sonrasında ortaya çıkmadı mı?..

Tuba Ünsal'ın itirafı

Tuba Ünsal'ın Yalın'la aşk dedikodularının ateşini düşürmek için nasıl bir hamilelik hikayesi uydurduğunu önceki gün yazmıştım.

Ünsal'ın Hürriyet'e telefon açıp "Hamileyim" dediğini, bir hafta sonra Sabah'a röportaj verip "Bu dedikoduları kim çıkarıyor" diye sorduğunu yazmıştım.

Oysa her ikisini söyleyen de kendisiydi...

Bunun üzerine Tuba Ünsal, gerçeği itiraf etmek zorunda kaldı.

Ünsal, "Yalın'la 'kaçamak' yaptığıma ilişkin sorular gelince panik oldum.

Bu nedenle de hamile olduğumu söyledim.

O an ağzımdan çıktı. Ne yapabilirim!" dedi.

Böylece, "Bu yalan gazetecilerin mi Tuba Ünsal'ın mı" soruma yanıt almış oldum.

Ama bir önemli nokta daha var şimdi.

Bu hamilelik hikayesini uyduran Tuba’nın, "Yalın’la Londra’da sadece klip için buluştuk" sözüne bundan sonra nasıl inanacağız?..
Yazarın Tüm Yazıları