İnsan olmanın 6 şartı

Güncelleme Tarihi:

İnsan olmanın 6 şartı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 20, 2005 22:35

Dünkü penguen yazısının devamı sayılabilir aşağıdaki. ‘İNSAN’ olabilmek için, şu 6 şeyi öğrenmemiz gerekti diyordu okuduğum antropovesairolojik makale:

1-Yürümek: 6 milyon yıl önce arka ayakları üzerinde doğrulan bir maymun... Sebebi hâlâ bilinmeyen bu hareket, ilk insanlara ellerini kullanma imkanı verdi...

2-Alet geliştirmek
: İlk aleti yapan atamız Homo habilis. Şempanzeler de alet geliştiriyor ama çok ilkel aletler. İnsan, tabiat kanunlarına en ‘uygunsuz’ canlılardan biri, onun için alet geliştirmek menfaatine...

3-Konuşmak: Önce Homo habilis konuştu, sonra Homo erectus bu yeteneğini geliştirdi. Birbiriyle iletişim kuran başka canlılar da var, ama daima sınırlı. Konuşmak, hem klanların bütünlüğünü sağlıyordu, hem de bilgiyi paylaşmak ve gelecek nesillere aktarmak için hayatiydi. Ayrıca, giderek karmaşık hale gelen ‘dil’, insanı düşünmeye yönlendirdi.

4-Ateşe hükmetmek:Bu da Homo erectus’un bir marifeti. Ateş, insana, eti pişirme ve hazmını kolaylaştırma, soğuk gecelerde ısınma, vahşi hayvanlardan korunma ve etrafında daha sıkı bir sosyal hayat oluşturma imkanı verdi.

5-Ölülerini gömme: Çok önemli bir merhale. Neanderthal adamı ile başlıyor. İnsanlar arasındaki bağlılığın ‘hayatın da ötesinde’ devam ettiğinin işareti. Ölü gömme ritleri genellikle ‘ölümden sonraki hayat’ inancına dayanıyor ve dinlerin doğmasına neden oluyor.

6-Sanat eseri yaratmak: Sadece ‘güzel bulduğu için’ çeşitli objeler ve sanat eserleri yaratan ilk insan ise Cro-Magnon adamı...

(Béatrice Quintin’in derlemesi, Le Monde, 27 ağustos)

*

Antropolojik açıdan insan olmak için bu 6 şart kafi ise... eh, bizimkiler haydi haydi insandır.

Tereddüte mahal yok.

1-Yürüyorlar. Epeydir iki ayaklarının üstünde yürüyorlar üstelik.

2-Alet geliştiriyorlar. Bitmeyen bir çalışma bu. Akılları hep aletlerinde. Aletleri hep ellerinde.

3-Konuşuyorlar. Affınıza sığınarak dün metroda karşılaşan ‘iki insandan’ alınma bir kısa diyalog örneği vereyim isterseniz (çok çok özür diliyorum):

- Vay! Lan ..lerin Nacisi! N’aber lan i...?
- İ... senin ananı ...! Lan hıyarağası, ooolum niye hiç aramıyon lan dallama?
- S.. lan ordan, ...ma şimdi bana, lan at ..., o elindeki cep telefonunu ... için mi yanında gezdiriyon lan p..? Wu ha ha ha ha! Gel öpem lan bi seni kazma...

4-Ateşe hükmediyorlar.
En iyi halde mangal yakıyor, gayrete geldiklerinde (gecekondu inşa etmek için, tarla açmak için) orman yangını çıkarıyorlar mesela.

5-Ölülerini gömüyorlar. Gömecek kimseyi bulamadılar mı, mesela kızkardeşlerinin gırtlağını kesiyorlar, ne bileyim bir trafik kazasında topluca katlediyorlar... Ki gömecek ölü olsun el altıhda!

6-Sanat eseri yaratıyorlar.
İşte bir bu son insanlık şartına göre bir espri bulamadım. Bu konuya gelince takılıp kaldım. Acaba sanat eseri yaratamadıkları için mi bizimkiler hep ‘maymuna çeyrek kala’ yahut da ‘babası daha ağaçtan dün inmiş’ safhasından öteye geçemiyor? (Gerçi ben bunların ‘organik ziggurat yapanlarını’ da bilirim - Yüksel’in kulakları çınlasın - ama burada anlatması zor...) Yoksa onlar yaratıyor da, biz bunun bir sanat eseri olduğunu anlayıp takdir etmeyi mi bilmiyoruz?

Bu konuyu bir antropoloğa danışmam lazım...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!