İnşallah birlikte diskoya da gideriz

Güncelleme Tarihi:

İnşallah birlikte diskoya da gideriz
Oluşturulma Tarihi: Ocak 02, 2011 00:00

Nar Biraderler ilk olarak iki hafta önce ‘Yetenek Sizsiniz’ yarışmasında karşımıza çıktılar. İkisinin de amacı meşhur olmaktı. Sonradan işin aslı ortaya çıktı: Bu biraderler Turkcell kampanyası için biraraya gelen Serdar Ortaç ve Pascal Nouma’ydı...

Nar Biraderler kim?
SERDAR ORTAÇ: Müziği çok seven ve yıllardır meşhur olmayı bekleyen iki arkadaş. Yeteneklerini göstermek için bir televizyon yarışmasına katılıyorlar. Herkes onları çok beğeniyor ve bir plakçı onlara kaset yapmayı teklif ediyor. Böylece Türkiye onları yakından tanıyor.

Bundan sonra hikayede neler olacak?
SERDAR ORTAÇ: Şarkılarına bir klip çekiyorlar. Müzik kanalları onları ciddiye alınca, birlikteliklerini daha da geliştiriyorlar. Toplumsal mesajlar veren şarkılar yapmaya karar veriyor ve gece gündüz çalışarak müzik için yaşamaya başlıyorlar.

Pascal Nouma ile bu reklam filminde başlayan birliktelik bundan sonra da devam eder mi?
SERDAR ORTAÇ: Pascal dans ediyor, eğlenceli bir adam. ‘Kolayca’ isimli şarkımın klibinde de beraber oynayabiliriz.

Peki özel hayatınızda biraderleriniz var mı?
PASCAL NOUMA: Benim var. Futbolcu arkadaşlarım Bayram Bektaş ve Ahmet Dursun...

Pascal Serdar Ortaç’ı da diskoya götürdü mü?
PASCAL NOUMA: Serdar star ama özelinde çok normal bir insan. Henüz gitmedik. İnşallah ileride birlikte diskoya da gideriz. (Gülüyor)

PASCAL NOUMA
Benim için iş bitince parti başlar


Fiziksel olarak annenize mi babanıza mı benziyorsunuz?
- İkisine de. Futbol yeteneğim babamdan o da futbolcuydu zaten. Dans yeteneğimi de gece kulüplerinden aldım.

Kadınlar kalçalarınıza bayılıyor. Siz nerenizi beğeniyorsunuz?
- Çok teşekkürler! Ama ben kalçalarımı hiç görmedim (arkasına bakmaya çalışarak gülüyor). En çok dövmelerimi seviyorum.

Kaç dövmeniz var? Sizin için en özeli hangisi?
- 14 tane ve vücudumun her yerinde. Ama merak etme, kalçamda yok! Sol kolumda çocuklarımın isimleri yazıyor. Benim için en özel onlar.

Nasıl kadınlar sizi etkiler?
- Öyle özel bir tarifim yok. Bu bir his. İlk bakış çok önemli.

Tavlanması kolay bir adam mısınız?
- Ben sinyalimi veririm. Aynı gece 4-5 kişiyle samimi olurum. Kızlar o gece beni tavladıklarını sanar ama öyle olmaz, hiçbir şey olmadan evime dönerim.

Sık aşık olan bir adam mısınız?
- Karşımdaki kadını tanımam, bilmem ve yaşamam lazım. Ondan sonra aşk başlar.

Fransa’da da kadınlar sizi bu kadar beğenir miydi?
- Orada da kadınların ilgisi var. Ama çok meşhur olsanız da kimse fotoğraf çektirmez. Sadece el sallayıp güler. Buradaysa insanlar temas etmek, fotoğraf çektirmek istiyor.

SURVIVOR’A KATILABİLİRİM

Dans ve futboldan sonra hayatınızda ne gelir?
- Öncelikle futbol, şu sıralar dans, sonra eğlence... Benim için iş bittiği zaman parti başlar. Benimle gece çıkın, sabah beşe kadar eğlenelim, ertesi sabah erkenden uyanır işe giderim.

Peki dans mı daha zor futbol mu?
- Ben futbolcu olarak doğdum. Bu yüzden benim için spor kolaydı. Bundan iki ay önce eski futbolcu Pascal olarak tanınırken, şimdi kadınlar ve teyzeler bile dansımdan dolayı beni tanıyor.

Dans yarışması dışında neler yapıyor, nasıl para kazanıyorsunuz?
- Haber1903 diye bir internet sitemiz ve bu siteye ve şirkete bağlı bir radyo istasyonumuz var. Bu şirket voleybol ve basketbol menajerliği de yapıyor. Ben de ortağıyım. Bunun yanında Fotomaç’ta spor yazarlığı yapıyorum. Futbolla ilgili yeni projelerim de var. Yurtdışı bağlantılı bir okul düşünüyorum.

Yeniden futbol oynamayı düşünüyor musunuz?
- Geçen sene istemiştim, Kasımpaşa’yla konuştum. Ama olmadı.

Dans da ettiniz bundan sonra ne yaparsanız bizi şaşırtırsınız?
- Acun Ilıcalı’yla ‘Survivor’a gitme durumumuz var. İnsanlar benim başkalarıyla ilişkimi görecek. Zaten bütün gün belgesel kanalı izlerim. Yılanları, timsahları...

Türk vatandaşı olup adınızı değiştirmek istediğiniz doğru mu?
- Türk vatandaşı olmak istiyorum. Ama ismim Nouma, eğer değiştirmem gerekiyorsa o zaman değiştiririm.

10 yıl önce İstanbul’a geldiğinizde tereddütleriniz varmış. Neden?
- Daha önceki takımımın paraya ihtiyacı olduğu için beni Beşiktaş’la imza atmaya zorlamıştı. O zamanlar İstanbul’da sudan çıkmış balık gibiydim.

Sonra sizi Türkiye’ye bağlayan ne oldu?
- Kendimi burada çok iyi hissediyorum. Bu ülkeyi çok seviyorum. Fransa’dan çok, burada arkadaşım var. İnsanlar da beni çok seviyor. İşim de burada.

Bir yandan da paparazzilerin takip ettiği bir numaralı adam oldunuz. Agresif davranışlarınız da oldu. İşler neden o hale geldi?
- Beni kızdırmak kolay. En çok da insanların kabalığı kızdırıyor. Bir de doğrusunu bilmeden hakkımda yazı yazıyorlardı. Mesela geçen gün yarışma sonrası bir parti vardı. Menajerimin kızı 16 yaşında. O da yanımızdaydı. Fotoğrafımızı çekip, ‘Lolita sevgilisi’ diye yazdılar. Benim derdim bu.

KIZIM ŞAMPİYON BİR BİNİCİ

Kızım Mari 15 yaşında. Bir de üç buçuk yaşında Noa adında oğlum var. Hem arkadaşları hem de babalarıyım. Her gün mutlaka telefonla konuşuyoruz. Kızım da benim gibi sporcu. Fransa’da binicilik dalında şampiyonluk aldı. Aramız iyidir ama iki gün evvel felaketti. Mari kapıyı içeriden kilitleyip uyumuş. Gece eve geldim kapıyı açmıyor, uyanmıyor. Çilingirle açmak zorunda kaldık. Evde terör estirdim. (Gülüyor)

SERDAR ORTAÇ
Müzikten sonra en iyi olduğum şey plastik enjeksiyon kalıbı


Hayatla ilgili hep bir derdiniz varmış gibi, doğru mu?
- E hiçbir şeyi kafasına takmayan biri olsaydım, hayat çok kolay olurdu. Ama ben etrafımda, her olan bitenin sebeplerini sorgulayarak yaşıyorum. Böyle olunca da, zaten zor olan hayatım, daha da zorlaşıyor. Sahnede dans eden adam, evde Karadeniz türküleri dinleyip ağlıyor.

Evet sahnede güler yüzlüsünüz. Ama özel hayatınızda biraz agresif olduğunuz söyleniyor. Doğru mu?
- Evet ama sinirlenmeyi gerektiren şeylere sinirlenirim. Asabi olmak, duyarsız ve bencil yaşamaktan iyidir.

Peki siz kendinizi dışarıdan nasıl görüyorsunuz?
- Benim felsefemde Yaradan’dan dolayı her canlıyı sevmek var. Ancak herkesin beni sevmesini bekleyemem. Tek istediğim, şarkılarımla hatırlanmak. Zira bu dünyaya şarkılarımdan başka bırakabileceğim bir şeyim yok.

Bu sene 40 yaşına gireceksiniz. Eğer hayatınızı dönemlere ayırsak, 20’ler, 30’lar ve gelecek 40’lı yaşlar için neler söylersiniz?
- 20’lerimde her şeyi isterdim; her güzel arabaya binmek, her yeri gezmek, her kadını sevmek... 30’larda en iyi arabayı sürmeyi, en iyi ülkeleri gezmeyi ve en iyi kadını istedim. Şimdi en huzurlu evi, sadece ülkemi ve annem gibi bir kadını sevmek istiyorum.

Geçen röportajımızda, “Biraz huysuz bir dönemdeyim, huzura çevirmeye çalışıyorum” demiştiniz. O huzuru bulabildiniz mi?
- Kalabalık hayatlarda huzur çok kolay bulunmaz. Aksine sizi huzursuz edecek birileri muhakkak çıkar. Daha meşhur olsan, daha zengin olsan ya da daha çok dostun olsa neyi değiştirir ki... Daha az dostun, daha az düşmanın ve daha az sorunun olursa, çok daha mutlu olursun. Bana çok basit şeyler huzur veriyor. Örneğin evdeki çalışanımın yeni bir ev almak için planlar yapması, annemin beni arayıp, “İyi ki doğurmuşum seni evlat” demesi...

En son klip şarkınız ‘Mikrop’ta “Hayatından mikropları at” diyorsunuz. Sizin hayatınızda çok mikrop var mıydı?
- Hepsinden kurtuldum. Sana da tavsiye ederim.

Herkesi yakalayabilen bu şarkıları nasıl yazıyorsunuz?
- Şarkı yazmanın bir kuralı veya matematiği yok. Formülü bulduğumu söyleyenler, yanılıyor. Hadi ben formülü buldum, peki sen niye bulamıyorsun o zaman! Allah vergisi bir yetenekten başka bir şey değil bu. İlhamın sözlükte karşılığı, ‘Tanrı’nın, insanın yüreğine doldurduğu Tanrısal âleme özgü duygu ve düşünceler’. Ve ben, Allah’ın verdiği bir şeyi geri alacağını sanmıyorum.

Müziğinizin eleştirilen iki yönü var. Biri, melodilerin benzerliği diğeri bazı sözlerin anlamlı bulunmaması. Bu eleştirilere cevap veriyor musunuz?
- Unutmamak gereken şu: Melodileri birbirine benzeyen şarkılar yazan insan, aynı insan. Yani Allah ona tek bir kalp, tek bir duygu vermiş. Eğer yazdıkları birbirine benzemezse bir sahtekarlık vardır. Bu yüzden eğer birbirine benziyorsa, bu çok normal.

AŞKIN KARŞISINDA ERİDİM, YANDIM

Hayatta müzikten ve sahneden sonra en iyi olduğunuz konu ne?

- Ben eski tornacılardanım. Plastik enjeksiyon kalıbı hakkında çok şey bilirim. Halen babamın işyerinde olanlardan haberim var. Siyaseti severim ancak korkarım. Zaten bir insanın siyasetten korkmadığı günlerin gelmesi demek, demokrasinin de gelmesi demektir.

Genelde hep aşk üstüne yazıyorsunuz. Bunlar kendi yaşadıklarınız mı?
- Bize öğretilen bu... Aşk şarkılarından başka bir konuda şarkı yazmak için, Yeşilçam’ı veya trajik yaşam tarzımızı unutmak gerekiyor. Oysa ki Türkiye başlı başına bir trajediler ülkesi. Bu bakımdan ne yaşarsan, onu yazarsın.

En son “Onun için canımı vermek. Öleceksem onun için ölmek istiyorum” diyebileceğiniz bir aşk arıyordunuz. Buldunuz mu?
- Her gencin zamanında hayalleri olur, benim de vardı. Hayaller bir yere kadar insanı doyurur. Gerçekleşmedikçe de, anlamını kaybeder. O yüzden ben oraları geçtim. Gerçekler üzerine yaşıyorum artık ve gerçekler de keskin ve net.

“Kendimi seveceğim kadına saklıyorum” diyorsunuz. Nasıl bir kadındır o?
- Bugüne kadar, annemle babamın birbirlerine duyduğu efsane aşk bana kılavuz oldu. Bugünden sonra hayatımda annem gibi kadın olmazsa hiç olmasın daha iyi. Sevenlerimle de mutluyum ben.

Hayatınıza böyle bir kadın girdi mi?
- Elbette ki sevdim. Ya da öyle inandım. Taş olsa erir aşkın karşısında. Ben de çok eridim, çok yandım. Her şey olduğu dönemde güzeldi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!