İnsafsız bir banka hakkında rapor

Dün de bu konuda Bankalar Yeminli Murakıpları'nın hazırladığı bir rapordan alıntıları aktaracağımı söyledim.

İşte yasa tasarısında ‘‘son anda’’ yapılan değişiklikle ‘‘kurtarma operasyonuna’’ dahil edilen bir banka hakkında Başmurakıp N.Ö ve Murakıp Yardımcısı O.C'nin hazırladığı rapordan alıntılar:

‘‘30.09.2001 tarihi itibarıyla 611 trilyon 422 milyar TL. krediler kaleminin bakiyesinin tamamı gruba kullandırılan kredilerden oluşmaktadır. Aynı tarih itibarıyla ... off shore nezninde tutulan 198 trilyon TL'nin de dolaylı yollardan gruba kredi olarak kullandırıldığı düşünüldüğünde banka üzerinde gruptan kaynaklanan risk 1 katrilyon 451 trilyon 136 milyar TL. olarak hesaplanmaktadır.’’

Bir banka ki, kredi olarak verdiği paranın tamamını kendi grubuna kullandırmış.

Raporun burasında aynı bankanın iki yabancı banka üzerinde deposu bulunduğu ama bu depo karşılığında bu bankalardan yine aynı gruba kredi kullandırıldığı ve bu nedenle bu deponun kullanılabilir olmadığı yazılı.

Murakıplar bununla ilgili olarak şöyle diyor:

‘‘Bu tutar da dahil edildiğinde grup riski 1 katrilyon 492 trilyon 162 milyar liraya yükselmektedir.’’

Ve raporun en vahim bölümü 3. sayfanın son paragrafında.

‘‘Genel Değerlendirme’’ başlıklı bölüm bakın ne diyor:

‘‘31.12.2000 tarihli mali bünye raporunda kredilerin tamamının gruba kullandırılması ve uzun zamandır bunlardan tahsilat yapılamaması nedeniyle kredilerin tamamı sermayeden indirilen değerlere ilave edilmiş ve bunlara ait reeskontlar iptal edilmiştir.’’

Ve işte müthiş cümle:

‘‘...Banka tarafından % 11,6 olarak beyan edilen sermaye yeterlilik rasyosu %- 1617 (eksi bin altı yüz on yedi)'ye gerilemekte ve yasal limit olan % 8 oranına ulaşılması için gerekli ek kaynak miktarı 589 trilyon lira olarak hesaplanmaktadır.’’

Yani aslında banka 2000 yılından bu yana batık ama nedense el konmuyor.

Devam ediyoruz:

‘‘30.09.2001 tarihli veriler üzerinden hesaplanan sermaye yeterliliği standart rasyosu negatif olarak hesaplanmakta ve yaklaşık 1 katrilyon 558 milyar TL. sermaye ihtiyacı ortaya çıkmaktadır.’’

Bu büyük rezalet, murakıp raporlarında açıkça belirtiliyor.

Ve şimdi ‘‘kredilerinin tamamını’’ kendi grubuna kullandıran bu ‘‘banka’’ya ve benzerlerine bizim paramız verilecek.

Patronları daha ‘‘lüks bir hayat’’ sürsün diye.

Az ceza suçu artırıyor

BUNDAN galiba iki yıl kadar önceydi. Trabzonspor taraftarı adeti olduğu üzere olay çıkarmıştı ve ben de bu köşede, ‘‘İki üç maçlık eyyamcı cezalarla bu iş çözülmez. Bu iş adet haline geldi. Bu sahayı bir sezon kapatmak gerek’’ diye yazmıştım. Dönemin Trabzonspor Başkanı Mehmet Ali Yılmaz aramış, ‘‘Son derece haklısınız. En az bir sezon. Başka sahada oynamak Trabzonspor için de daha iyi olur’’ demişti.

Tabii Federasyon o zaman da ‘‘orta yolcu’’ bir kararla yanlış hatırlamıyorsam iki maçlık bir ceza ile işi geçiştirmişti.

Oysa Trabzon Avni Aker Stadı, bugün hem konuk, hem de ev sahibi takımlar için Afganistan'ın Tora Bora Dağları kadar güvensiz.

Bu durum giderek de pekişiyor.

Suçun tekrarının cezayı ağırlaştırıcı bir neden olduğu da hesaba katılınca, her sezon birkaç olay çıkaran bu taraftarın cezalandırılması farz.

En ağır biçimiyle!

Bu nasıl güvenlik?

TRABZON Avni Aker Stadı'nda spora yakışmayan olaylar yaşanırken, olayları çıkaran ‘‘güruh’’ kadar kusurlu bir başka grup da emniyet güçleriydi.

Ellerindeki kalkanlarla sadece kendilerini korudular.

Tribüne yönelik en ufak bir tedbir yoktu, olaylar sırasında da bir durdurma girişimi olmadı.

Sadece olayların kendi kendine durmasını beklediler.

Olay çıkaran grup işi sürdürse olaylar hálá devam ediyor, Trabzon Emniyeti de seyrediyor olabilirdi.

İçişleri Bakanı Yücelen, o maçın güvenliğinden sorumlu Trabzon Valisi ve Emniyet Müdürü hakkında nasıl bir işlem yapılacağını kamuoyuna açıklamak zorunda.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Bankalar murakıp raporu gözetiminde soyulmadığı zaman.