İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğu’nda "terörist muamelesi" gördüğünü öne süren Prof. Dr. Hilmi İbar’ın, başkonsolosluk aleyhine açtığı 20 milyar liralık manevi tazminat davası devam ediyor

Güncelleme Tarihi:

İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğu’nda terörist muamelesi gördüğünü öne süren Prof. Dr. Hilmi İbar’ın, başkonsolosluk aleyhine açtığı 20 milyar liralık manevi tazminat davası devam ediyor
Oluşturulma Tarihi: Ekim 13, 1999 00:00

Haberin Devamı

Beyoğlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki duruşmaya, davacı Prof. Dr. Hilmi İbar katıldı.
Duruşmada söz alan Prof. Dr. İbar’ın avukatı Tamer Babaç, bu olaya ilişkin olarak 14 Temmuz ve 15 Temmuz 1998 tarihleri arasında Samanyolu ve Show TV ve Hürriyet ve Bulvar gazetelerinde görüntülü ve yazılı haberlerin çıktığını belirterek, konuyla ilgili bilgi edinmek amacıyla söz konusu basın kuruluşlarından bunların istenmesini talep etti.
Davacı avukatın talebinin gelecek celse incelenmesine karar veren hakim, davalı tarafa tebligat yapılması amacıyla duruşmayı erteledi.
Prof. Dr. Hilmi İbar’ın avukatı Tamer Babaç tarafından hazırlanan dava dilekçesinde, İngiliz Polis Teşkilatı’nda görevli 17 yıllık eşinden boşanan Prof. Dr. İbar’ın, İngiltere’de 2 kız çocuğunu bırakarak oğluyla Türkiye’ye döndüğü belirtiliyor.
Hilmi İbar’ın evlendiği ikinci eşi ile kız çocuklarını görmek üzere 1996 yılı Ekim ayında İngiltere’ye gittiği ve havalimanında polis tarafından alıkonulduğu, hiçbir gerekçe gösterilmeden ve kimseyle temas ettirilmeden 8 ay cezaevinde tutulduğu ifade edilen dilekçede, bu sürecin sonunda "İlk eşinin evine 3 adet içi sıvı dolu patlayıcı şişe bıraktığı" gerekçesiyle mahkemeye çıkartıldığı ve 16 Haziran 1997 günü suçsuz bulunarak beraat ettiği ve serbest kaldığı ifade ediliyor.
Dilekçede, serbest bırakıldıktan sonra ertesi gün Türkiye’ye dönen İbar’ın, İngiltere’de uğradığı haksızlık ve düzmece evraklar nedeniyle bu ülkede maddi ve manevi tazminat davası açmak istediği ve vize almak için başvurduğu İngiltere Başkonsolosluğu’nda görevli kişilerin, açacağı dava için elinde bulunan belgeleri getirmesini ve bunların incelenmesi sonucunda vize alabileceğini bildirdikleri belirtiliyor.
Müvekkil ve eşinin, randevunun verildiği 14 Temmuz 1998 günü elinde belgeleri ve suçlandığı kimyasal tuz çökelekleri ile yeniden başkonsolosluğu gittiği, girişte elindeki maddeler kontrol edildikten sonra içeri alındığı belirtilen dilekçede, müvekkil ve eşinin görüşme için bekledikleri sırada görevlilerin bir anda odaları boşalttığı ve içeriye polislerin girerek Prof. Dr. İbar ve eşini karakola götürdükleri kaydediliyor.
Prof. Dr. İbar ve eşinin karakolda, İngiliz Başkonsolosluğu tarafından tehdit ve patlayıcı madde bulundurmak suçundan şikayet edildikleri için Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözlem altına alındıklarını öğrendikleri anlatılan dilekçede, alınan ifadeler ve ellerindeki tuz çökeltilerinin incelenmesi sonucu herhangi bir suç unsuru oluşmadığı gerekçesiyle müvekkil ve eşinin serbest bırakıldıkları ifade ediliyor.
Bu olayın basın kuruluşlarına "İngiliz Konsolosluğu teröristlerce basıldı, patlayıcı madde bulundu" şeklinde aksettiği belirtilen dilekçede, müvekkil ve eşinin, gerek halk topluluğu ve gerekse basın huzurunda hakarete uğradığı, onur kırıcı davranışlar ve terörist muamelesi gördüğü bildiriliyor.
Bu olayın Prof. Dr. Hilmi İbar ve eşinde telafisi imkansız acılar yarattığı ve manevi olarak yaralar açtığı ifade edilen dilekçede, az da olsa bu ızdırabın telafisi amacıyla 20 milyar liralık manevi tazminatın davalı İngiliz Başkonsolosluğu’ndan tahsil edilerek davacıya verilmesi isteniyor.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!