İngilizlere göre hain Ali Kemal nasıl öldü
Güncelleme Tarihi:
Faruk ZABCI / LONDRA
Oluşturulma Tarihi: Kasım 25, 2006 00:00
İngiliz politikacı Boris Johnson’un biyografisinde, büyükbabası olan Ali Kemal’in nasıl öldürüldüğü etraflı bir şekilde anlatılıyor.
İNGİLİZ politikasının renkli simalarından biri olan Muhafazakar Parti Hendon Milletvekili Boris Johnson’un biyografisinde, büyükbabası Ali Kemal’in ölümü ikinci bölüm olarak yer aldı. Altı yıl The Spectator dergisinin editörlüğünü yapan Boris Johnson, evlililik dışı ilişkisinin anlaşılmasıyla Muhafazakar Parti Genel Başkanı Michael Howard tarafından ihraç edilmişti. Andrew Gimson’un "Boris/Boris Johnson’un yükselişi" adlı biyografisine göre 1.Dünya Savaşı’nda sonra Mustafa Kemal liderliğindeki Türk Ulusal Hareketi’nin tescilli düşmanı olan Ali Kemal, İngilizler başta olmak üzere müttefiklerin yanında yer aldığı için öldürüldü.
1919 yılı Mayıs ayında içişleri bakanı yapılan Ali Kemal, 16 Haziran’da postanelere, İstanbul hükümetine ve müttefiklere gönderilen protesto telgraflarını kabul etmeme talimatı verdi. Bu telgraflar, müttefiklerin yardımıyla İzmir’e çıkan Yunan askerlerine karşı mücadele talebinde bulunuyordu.
TELGRAFIN ROLÜ
Mustafa Kemal Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında telgrafın büyük rolü bulunduğunu söylemesine dikkat çeken kitap, 20 Haziran 1919’da Atatürk’ün, Ali Kemal’in telgraf yasağına uyanlara askeri mahkeme tehdidini hatırlattı. Üç gün sonra hükümet geri adım atarak telgraf yasağını, yerel makamların onayı olması koşuluyla kaldırdı.
Savaş bakanı ile anlaşmazlığa düşen Ali Kemal, istifa ettikten sonra gazeteciliğe döndü ve Peyam-i Sabah (Sabah Mesajı) adlı gazeteyi çıkarttı.
Sürekli Kemalistlere saldıran Ali Kemal, yazılarında "İngilizlere karşı gelirseniz iyi olmaz" derken, milliyetçiler onu Türkiye’yi İngiliz kolonisine çevirmek isteyen bir vatan haini ilan ettiler.
10 Eylül 1922’de milliyetçilerle barış isteyen bir yazı yazan Ali Kemal, Kemalistler’in zaferine alkış tuttu ama bu son çabası onu kurtarmadı. 4 Kasım 1922’de İstanbul’da Cercle d’Orient Kulübü’nün önünden kaçırılan Ali Kemal, bir gemiye kondu ve Boğaz’dan İzmit’e götürülerek Nurettin Paşa’ya teslim edildi.
ATATÜRK’Ü KIZDIRAN OLAY
Kitapta bu olay şöyle anlatılıyor: "Nurettin Paşa, esirlerini çeteye vererek linç ettiren biriydi. Yunan piskoposu Hırisostom’u da aynı şekilde ortadan kaldırmıştı. Kana susamış çete, sopa, taş ve bıçaklarla Ali Kemal’in işini bitirdi Atatürk bu linç olayına çok kızmıştı. ’Biz dağdaki haydutlar değiliz’ diyerek, Nurettin Paşa’yı görevden aldı."
1919 yılı Mayıs ayında içişleri bakanı yapılan Ali Kemal, 16 Haziran’da postanelere, İstanbul hükümetine ve müttefiklere gönderilen protesto telgraflarını kabul etmeme talimatı verdi. Bu telgraflar, müttefiklerin yardımıyla İzmir’e çıkan Yunan askerlerine karşı mücadele talebinde bulunuyordu.
TELGRAFIN ROLÜ
Mustafa Kemal Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında telgrafın büyük rolü bulunduğunu söylemesine dikkat çeken kitap, 20 Haziran 1919’da Atatürk’ün, Ali Kemal’in telgraf yasağına uyanlara askeri mahkeme tehdidini hatırlattı. Üç gün sonra hükümet geri adım atarak telgraf yasağını, yerel makamların onayı olması koşuluyla kaldırdı.
Savaş bakanı ile anlaşmazlığa düşen Ali Kemal, istifa ettikten sonra gazeteciliğe döndü ve Peyam-i Sabah (Sabah Mesajı) adlı gazeteyi çıkarttı.
Sürekli Kemalistlere saldıran Ali Kemal, yazılarında "İngilizlere karşı gelirseniz iyi olmaz" derken, milliyetçiler onu Türkiye’yi İngiliz kolonisine çevirmek isteyen bir vatan haini ilan ettiler.
10 Eylül 1922’de milliyetçilerle barış isteyen bir yazı yazan Ali Kemal, Kemalistler’in zaferine alkış tuttu ama bu son çabası onu kurtarmadı. 4 Kasım 1922’de İstanbul’da Cercle d’Orient Kulübü’nün önünden kaçırılan Ali Kemal, bir gemiye kondu ve Boğaz’dan İzmit’e götürülerek Nurettin Paşa’ya teslim edildi.
ATATÜRK’Ü KIZDIRAN OLAY
Kitapta bu olay şöyle anlatılıyor: "Nurettin Paşa, esirlerini çeteye vererek linç ettiren biriydi. Yunan piskoposu Hırisostom’u da aynı şekilde ortadan kaldırmıştı. Kana susamış çete, sopa, taş ve bıçaklarla Ali Kemal’in işini bitirdi Atatürk bu linç olayına çok kızmıştı. ’Biz dağdaki haydutlar değiliz’ diyerek, Nurettin Paşa’yı görevden aldı."