Ramazan nedeniyle beslenme ritmimiz değişti. Sahur-iftar şeklinde günde iki öğün ile beslenmeye geçtik. Sadece bedensel değil ruhsal beslenmede de değişimler yaşıyoruz. Manevi yaşam ve inançlarımızla bağlarımız bu ay çok daha güçlü ve yoğun.
Oturmak bize iyi gelmiyor. Metabolizmamız yavaşlamaya, kaslarımız insüline karşı direnç oluşturmaya, kolesterol dengemiz bozulmaya, mitokondrilerimiz aptallaşmaya başlıyor.
Toksinler nasıl birikiyor, onlardan nasıl kurtulabiliriz?
Her şey gibi “yeni hayat” ve “yeni insan” yani “bizler” bu güzelim geleneksel yaklaşımı da hızla bozduk. Çözüm var mı? Var! Çözüm detoksa da detoks yaptırmakta ama yeniden eski ve doğru anlamını kazandırmakta, ruhsal yönünü yeniden yapılandırmaktadır.
Toksinlerden arınma, yani ‘detoks kürleri’ yükselen bir sağlık trendi. Ne var ki arınmayı sadece kimyasal detoks zannedip işin ruhsal boyutunu ihmal ediyoruz. Yani ‘detoks’ yapayım derken ‘retoks’ yapıyoruz!
Eski bir Çin atasözü “Hastalık vücuda ağızdan girer” der. Doğrudur! Hastalıkların çoğu beslenme yanlışlarımızın beklenen sonuçlarıdır.
Aklınıza şöyle bir soru gelebilir: Detoksu zaman zaman tekrarlanan kürler yerine kalıcı süreçler haline getirmek daha çok fayda sağlamaz mı? Sorunun cevabı kocaman bir “EVET”tir ve böyle bir şey yapmak zannedildiğinden de kolaydır.
Amacınız yalnızca bedensel toksinlerden arınmak olursa, detoks stratejileriniz daha baştan iflas eder. Bu nedenle, detoks çabanızı inanç dünyanızı zenginleştirmek ve manevi yanınızı güçlü ve huzurlu hale getirmek üzerine kurgulamalısınız
Sağlıklı olmak için önce sağlığınızı korumaya çalışmanız lazım.
PAZARTESİ-Salı, Adana’daydım. Bir proje için. Ne olduğunu söylemeyeyim, sürpriz.
Ayda iki kez dilediğiniz yemeği yiyebilme özgürlüğünüz var.
Murat Şahin, fobiler ve korkular üzerine güzel bir öykü yollamış. Çok hoşuma gitti. Teşekkür ediyorum...
Bir çılgınlıktır gidiyor, kiminle karşılaşsam bağırsak detoksu yaptırmamı tavsiye ediyor. Yeni moda bu, giderek de yayılıyor. Benim avantajlarımdan biri Osman Müftüoğlu’un tanıyor olmak, hemen yakalıyorum, soruyorum, hocam nedir bu detoks meselesi...
Araştırmalar, besinlerdeki kolesterolün kan kolesterol düzeylerine zannedildiği kadar fazla etki etmediğini doymuş yağların kolesterolden daha ciddi bir tehdit unsur olduğunu gösteriyor
Hürriyet binasında detoksçularla retoksçular arasındaki çekişme gittikçe tırmanıyor. Bu çekişme hiç brokoli yemememe rağmen beni bile brokoli dostu yaptı
SİLAHA karşıyım fakat iyi kesilmiş güzel bir sopanın dengeleyici gücüne inanırım!
AMERİKA’da iki hamburgerci birbirine girmiş, belki haber gözünüze takılmıştır.
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu’nun son kitabına "Yaşasın Yemek" adını verdiğini öğrenince "Hoca yola geldi sonunda..." dedim kendi kendime.<br><br>Çok iyi hazırlanmış, okumak için ömür harcatmayan fakat karşılığında ömrünüze ömür katacak bir kitap olmuş.
Son yıllarda sağlık konusunda fikir açıklamak çok kolay hale geldi!
Geçen hafta Viyana’da yapılan "Cinsel Sağlık" konulu uluslararası bir toplantı yıllardır bilinen bir gerçeğin altını yeniden çizdi.
Yaşlanmaya karşı çıkıp "Anti Aging" deyimine takılıp kalanların aynı zamanda kötü birer şarap tüketicisi olduğunu düşünüyorum! Sebebi, yaşlanan her şey gibi şarabın da, insanın da yıllandıkça yeni lezzetler, değerler ve derinlikler kazandığını bilmemdir.
PROFESÖR Dr. Osman Müftüoğlu, birtakım dış mihrakların gazına gelerek milletimizi otçul bir yapıya yönlendiren, görüşleri bazı çevrelerde destek de bulan bir tıp insanı.
PROF. Dr. Osman Müftüoğlu, dünkü gazetede ‘Beslenme biçiminizi test edin’ çağrısında bulundu. Her ne kadar sayın hocamın ‘detoks’ modeline karşı geliştirdiğimiz ‘retoks’ ekolüne bağlı olsak da, dediklerine kulak veriyoruz.
GEÇEN çarşamba günü canım nasıl işi kırmak istiyor anlatamam. Salı günü iyi çalışmışım, çarşamba işe gitmeme pek de gerek kalmamış zaten.
PROFESÖR Dr. Osman Müftüoğlu'nun yazılarını ilgiyle ve beğenerek okuyan ancak dediklerini yapamayanlardanım.