Almanya’da “Yemek ve içmek bedeni ve ruhu bir arada tutar” diye bir atasözü var. Gıda piyasasında hâkimiyet Aldi, Edeka, Kaufland, Lidl, Rewe, Netto, Penny, Hit, Real gibi binlerce mağazası olan zincir şirketlerin elindedir. Aralarında kıyasıya bir rekabet olduğu herkesçe bilinir. Sürekli fiyat düşürerek rakiplerini zorlarlar. Birkaç yıl önce ABD’nin en büyük mağazalar zinciri Wallmart, büyük bir kâr iştahı ile Alman pazarına girdi. Kısa sürede rekabete dayanamayıp her şeyi yok pahasına satıp toplanıp gitti. Almanya’da gıda ihtiyaç maddeleri satan yabancı zincir markalar yoktur, olmaz. Çünkü yerli şirketler dolaylı olarak buna izin vermez. Unutmayın.
#YazarTürkiye’de yaşanan son tartışmaların ardından, farklı üniversitelerden 611 profesör, doçent ve yardımcı doçent bir bildiri yayınladı. Aralarında Prof. Dr. Daron Acemoğlu ve Prof. Dr. Dani Rodrik dahil dünyaca ünlü akademisyenlerin de bulunduğu grup, fikir ve ifade özgürlüğü vurgusu yaptı.
#Akademisyenler‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisine imza atan akademisyenlere aralarında Prof. Dr. Korkut Boratav, Prof. Dr. Tülin Öngen, Prof. Dr. Taner Timur, Prof Dr. Gamze Yücesan Özdemir, Prof.Dr. Hayri Kozanoğlu, TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, Bayazit İlhan, CHP milletvekilleri Şafak Pavey, Aykut Erdoğdu, İlhan Cihaner, Zeynep Altıok ve Tuncay Özkan’ın da bulunduğu yaklaşık 200 aydından “Yanınızdayız” desteği geldi. Bugün düzenleyecekleri basın toplantısıyla desteklerini duyuracak olan aydınların açıklaması özetle şöyle:
#AkademisyenÖDP cephesinde umutlar yeniden yeşerdi. Nedeni de ortak eylemler düzenledikleri, Avrupa Sol Partisi içinde ittifak yaptıkları Syriza’nın Yunanistan’da oy patlaması yapması. “Syriza başardı, biz neden başaramayalım” havası, geçen haftaki kongreye de yansıdı. Yeniden genel başkan seçilen Alper Taş, Atina’ya giderek Syriza’nın mitingine bile katıldı. Sloganları da ‘Vatan sağ olsun yerine ‘Vatan sol olsun’
ALTINI çizerek tekrarlayalım: Tayyip Erdoğan'ın bugünkü Meclis tarafından Cumhurbaşkanı seçilmesi kanunen meşru olur, hukuken meşru olamaz. Kanuna uygunluk, her zaman hukuka uygunluk değildir. Ama ne yazık ki ülkemizde, nasıl elde edilirse edilsin, çoğunluk kararı meşruiyet için yeterli kabul edilmektedir!