Başbakan’ın yazar ve gazeteci dünürü

Güncelleme Tarihi:

Başbakan’ın yazar ve gazeteci dünürü
Oluşturulma Tarihi: Mart 21, 2004 00:52

1965’te, Sultanahmet Camii’nin yenilikçi genç vaizi diye Hürriyet’e manşet olmuştu. 1970’lerde gazete yazıları ve kitaplarıyla Milli Görüş akımının ideologları arasına girdi.

Tayyip Erdoğan’ın siyasi geleceğine dikkat çeken kişiydi: 1978’de Yeni Devir Gazetesi’nde MSP Gençlik Kolları Başkanı Tayyip Erdoğan hakkında ‘Bu gence dikkat edin’ diye yazdı. Dostlukları yıllar içinde ilerledi, İstanbul Belediyesi’nde çalışma arkadaşı oldular. Ardından oğlu Berat, Erdoğan’ın kızı Esra’yla nişanlandı. Yol arkadaşlığı akrabalığa dönüştü, Sadık Albayrak geniş kitleler tarafından Başbakan’ın dünürü olarak tanındı. Tayyip Erdoğan’ın aksine bugün de ‘Geçmişte söylediğim her şeye sahip çıkıyorum’ diyen Albayrak bir yandan Yeni Şafak’ta köşe yazarken bir yandan da gazetecilikle siyaset anılarını aktaracağı 40 ve 41’inci kitaplarını tamamlamaya çalışıyor.

Sadık Albayrak İkinci Dünya Savaşı’nın tüm şiddetiyle sürdüğü, kıtlık ve yokluğun Türkiye’yi de kuşattığı yıllarda, 1942 yılında Trabzon’un Of ilçesinin Yenice köyünde dünyaya geldi. Yemen savaşlarında şehit düşmüş bir dedenin torunu. Babası Ahmet Hamdi Bey, bilgili, sözü dinlenen, varlıklı biri. Sadık yaramaz, ele avuca sığmayan bir çocuktur. Okul çağına geldiğinde babası nasıl olsa okumaz diyerek Kuran kursuna göndermekte ısrar eder. Arkadaşları ilkokula giderken o hafızlık eğitimi almaya başlar. Ama boş vakitlerinde okula giden arkadaşlarıyla dere kenarlarında oynar, onlardan okuma yazmayı öğrenir.

Yazmayı sökünce evlerinin duvarına ‘Sadık sever güzeli’ yazar. İlk aşkını duvar yazısıyla duyurur ailesine. Baba Ahmet Hamdi Bey, küçük Sadık’ın gizlice okuma yazma öğrenmesine önce çok kızar, ancak sonunda köy mektebine başlamasına izin verir.

Zeki çocuktur, köyün öğretmeni onu ikinci sınıftan başlatır. Çocukluğu derelerin içinde yüzerek, balık tutarak geçer. Beşinci sınıfa geçtiğinde babası Trabzon’da bir dükkan açar, şehre taşınırlar.

İlkokulu bitirince Trabzon İmam-Hatip Okulu’na kaydolur. Kızlar Sadık ve arkadaşlarına ‘İmam! İmam!’ diye laf atarlar.

İmam-Hatip’te okurken Trabzon Pazarkapı Camii’nde cuma namazlarından önce vaaz vermeye başlar: ‘Bizimki İslam rönesansının çağdaş adımını atan nesildir’ diyor. 1962’de, 20 yaşında İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’nü, 14. sırada kazanır. Burada öğrenciyken vaizlik başvurusu için Ankara’ya, Diyanet İşleri Başkanlığı’na gider. ‘Kadro yok’ diye geri çevrilir. Araya birilerini sokar, görevi kapar. Artık İstanbul’un en genç vaizidir. Sultanahmet Camii kürsüsünden vaaz etmeye başlar. 22 yaşında, yakışıklı, kültürden, spordan, sanattan bahseden farklı bir vaizdir Albayrak.

ARTİST OLACAKTI AMA...

İstanbul’un en büyük camilerinden biri olan Sultanahmet’in kürsüsündeki genç ve yakışıklı vaiz Hürriyet muhabiri Orhan Kantoğlu’nun gözünden kaçmaz. Albayrak’la yapılan röportaj 1965’te Hürriyet Gazetesi’nin birinci sayfasında yer alır. Artık herkesin tanıdığı bir isimdir.

Vaizlik yaparken ülkedeki fikir akımlarını izlemekten geri kalmaz. Necip Fazıl Kısakürek’in öncülüğündeki Büyük Doğu Fikir Kulübü’nün 100 üyesinden biridir. Bu arada, Yeşilay Cemiyeti Gençlik Kolları Başkanlığı yaparken liselerarasında kültür yarışmaları düzenler. Okulu bitirdikten sonra askerlik görevini yapar. Diyanet camiasının popüler vaizi bir de film teklifi alır. Bülent Ersoy’un üvey babası, yapımcı Cahit Poyraz, Hz. Yusuf filminde onu oynatmak ister. Albayrak, teklifi geri çevirir.

1970 yılında Diyanet’e bağlı Şer’i Siciller Dairesi’nde çalışmaya başlar. Bir yıl sonra ilk kitabı Sömürüye Karşı İslam’ı yazar. Bunu, Darül Hikmetül İslamiye adlı çalışması izler. Son Devir Osmanlı Uleması adlı biyografik çalışması Türkiye Yazarlar Birliği ödülü alır.

1972’de Kıymet Hanım’la evlenir. Geleneksel sanatlara ilgisi büyüktür. Düğün davetiyesindeki tuğrayı dönemin en ünlü hattatlarından Hamit Aytaç’a yazdırır. Ertesi yıl ilk çocuğu Serhat doğar.

Şer’i Siciller’de çalışırken arşivlerin tozlu raflarında kalmış binlerce belgeyi ortaya çıkarır. Bu arada, vakit buldukça İstanbul’un ünlü sahaflarını ziyaret eder. Kimsenin ilgisini çekmeyen, kıymetli eski kitapları satın alır. Her yıl bir kitap yazmayı daha o dönemde kafasına koymuştur.

ERDOĞAN ZİYARET ETMİŞTİ

Necmettin Erbakan öncülüğündeki Milli Görüş ekibi günlük bir gazete çıkarmaya karar vermiştir. Milli Gazete yayın hayatına başlar. Necip Fazıl, Mustafa Müftüoğlu, Osman Turan’ın olduğu yazı kadrosuna sonradan Abdurrahman Dilipak’la birlikte Sadık Albayrak da katılır. Politik içerikli yazıları tepki çekmeye başlar. Hakkında açılan soruşturma memuriyet hayatının bitmesine neden olur. 1977’de ise İskilipli Atıf Hoca’yla ilgili yazısından dolayı TCK 312’den yargılanır. Ceza alır, ancak tecil edilir.

Türkiye’nin içinden geçitiği zorlu günlerde siyasete de ilgi duyar. 1977 seçimlerinde Trabzon’dan MSP, 1991 ve 1995 seçimlerinde ise Refah Partisi’nden milletvekili adayı olsa da hiçbirinde seçilemez. Hilafet ve Halifesiz Müslümanlar kitabından dolayı ceza alır, cezasını Silivri Cezaevi’nde çeker. Albayrak, cezaevindeyken eşi Kıymet Hanım hastalanır. Çocuklarından Serhat 10, Berat henüz 4 yaşındadır. Aile o dokuz aylık süre içinde zor günler yaşar.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak o günlere ilişkin şunları söylüyor: ‘O dönemin zorluğu annemin hasta olmasıydı. Onun dışında cezaevine girdi diye üzülmedik.’ Ağabeyi Serhat Albayrak da babasını şu sözlerle anlatıyor: ‘Babam çok seyahat ediyordu. Sıradan bir çocuğun gördüğü ilgiyi göremedik. Babam bunu telafi etmesini bildi. Bir burukluk yaşamadık.’

Cezaevinde Albayrak’ı yalnız bırakmayanlardan biri de bugünün başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.’Ağabey’ diye hitap ettiği dostuna Silahlı Kuvvetler sigarası götürmeyi de ihmal etmez. İyi bir tiryaki olan Albayrak, ‘Tayyip Bey her gelişinde mutlaka birkaç paket Silahlı Kuvvetler sigarası getirirdi. O sigaralar hayatımın en kıymetli hediyeleriydi’ diyor, o günleri anarken.

BU GENCE DİKKAT EDİN

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la Sadık Albayrak arasındaki çeyrek asrı aşan dostluğun temelleri 1980 öncesine dayanıyor. Albayrak, Yeni Devir Gazetesi’nde 1978 yılında ‘Bu gence ve kadrosuna dikkat edin!’ diye bir yazı yazar. Dikkat çektiği genç MSP Gençlik Kolları Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan başkası değildir: ‘Gençlik kolları başkanı olarak müthiş bir performans sergiliyordu. Konuşmaları etkileyiciydi. Disiplinli, ekibine önem veren, yaptığı her işi büyük özenle yapan genç bir adamdı. Siyasetin içinde genç ve başarılı bir yüz olarak dikkatimi çekmişti. Yazıda bunu anlatmak istemiştim.’

Aradan geçen yıllar boyunca Erdoğan’la Albayrak arasındaki dostluk daha da pekişir. Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilince Albayrak kültür danışmanı sıfatıyla belediyede çalışmaya başlar.

Siyasi koordinatlarını tanımlarken geçmişinden utanç duymadığını, düşüncelerini yaşamak ve yaşatmak için kalemiyle mücadele verdiğini söyleyen Albayrak, artık dostu Erdoğan’ı ‘bayrak yarışının sprinteri’ şeklinde tanımlamaktadır. Geçmişte taşıdığı bayrağı Erdoğan devralmıştır. Dava arkadaşına elinden gelen desteği vermekle yükümlü hissetmektedir kendini.

TEMMUZDA EVLENECEKLER

Erdoğan’ın büyük kızı Esra, Albayrak’ın küçük oğlu Berat’la nişanlanınca yılların yol arkadaşlığı akrabalığa dönüşür. Sadık Albayrak, 26 yıl önce ‘Bu gence ve kadrosuna dikkat edin! İstikbal vaat ediyorlar’ diyerek dikkat çektiği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la dünür olur.

Sadık Albayrak, oğlunun nişanı ile ilgili detay vermekten özenle kaçınıyor. ‘İki aile arasında, çocukların rızasıyla olan mutlu bir olay bu. Detayları çok önemli değil. Ben baba olarak çocuğumun mutluluğunu görmekten dolayı sevinçliyim. Sayın Başbakan da oğullarından sonra kızının mürüvvetini görmekten mutlu. Hepsi bu’ diyor. Erdoğan ve Albayrak aileleri düğün tarihini belirlemiş. Berat Albayrak ve Esra Erdoğan temmuzda sade bir nikah töreniyle dünyaevine girecek.

1971’den bu güne 39 kitap yazan Albayrak şimdi anılarını kaleme alıyor. Basın anılarını ‘Solaklı Deresi Neresi’ adlı kitabında topluyor. Siyasi anılarını da ‘Vekil Değil Mütevekkil’ adını verdiği kitabında yayımlayacak.

HAYATI BELGESEL OLDU

Albayrak’ın hayatı ‘Bir Neslin Temsilcisi’ adlı belgesele konu oldu. Filmin yarım saatlik versiyonu yazarın 40. yıl galasında gösterilecek. Kendisi için de iki saatlik bir versiyon hazırlanacak. Film hazırlama fikri Berat ve Serhat Albayrak’ın arkadaşı, Üniversal Film’in sahibi Yalçın Şen’e ait. ‘Madem babanızın bu kadar renkli bir hayatı var, belgesel yapalım’ diyen Şen, kolları sıvadı. Platin TV Prodüksiyon’la anlaştı. Belgeselin yönetmenliğini rahmetli Barış Manço’nun prodüktörü Berna Korkut üstlendi. Metin yazarlığını ve seslendirmesini Asmalı Konak dizisinde ünlü sanatçı Özcan Deniz’i seslendiren Volkan Ateş yaptı. Altı ayda hazırlanan belgeselin çekimleri Trabzon, Of ve İstanbul’da gerçekleştirildi. Filmde oğullarının yanı sıra İslami kesimin tanınmış birçok gazeteci, yazar ve siyaset adamı da düşüncelerini açıklıyor, hatıralarını anlatıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!