İnciler

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları çerçevesinde, öğrencilerin beden eğitimi hareketleri yaptıkları sırada çekilmiş fotoğraflarına baktım, kızların bacakları ortadaydı.

Bu yıl öteki "kapatma"ya yoğunlaşıldığından kızları kapatmak atlandı demek.

Veya iki "kapatma" arasında bağlantı kurmayı akıl ettiler.

Neyse... Kızların etek boyu laikliğin bu yıl tehlikede olmadığını gösterdi!

Korkarım sarışınlar bir damga daha yiyecek!

Bir sarışın kadın daha çıkar bir laf ederse...

Biri "Dağdaki çobanla oyum bir mi" demişti, öteki alkışlamayan seyirciye "Diyarbakır’dan mı geldiniz? Dağdan mı?" diye sordu.

"Aptallığı" bertaraf ettik sayılır, fakat "Ağzından çıkanı kulağı duymamak" yapışıp kalacak korkarım!

Bir polemik...

Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, maaşını eleştiren vekillere "Onlardan 550, benden 1 tane var" deyince Sırrı Sakık "O 550’yi halk seçti, seni kim seçti?" diye cevap verdi.

Ben de katılıyorum polemiğe.

İyi de Sayın Sakık, halkın seçtiklerini şöyle bir gözümün önünden geçiriyorum da... "Halk ince eler sık dokur" denemez pek.

Tamam, halkın seçmesi iyi, güzel de, "Halk neylerse güzel eyler" diye bir şey yok. (Bir "sarışınlık" da ben yapmış olayım)

Yani, halkın seçmiş olması kimseyi "Bulunmaz Hint kumaşı" yapmıyor.

Ama Fatih Terim bileğinin hakkıyla Fatih Terim olmuştur. Ve bu topraklarda neredeyse "Bulunmaz Hint kumaşı"dır.

UEFA’yı unutmayın.

Rüyamızda mı görmüştük o güne kadar?

Sırf bu bile yeter.

Tamam 30 küsur yıllık tiryakiyim...

Fakat kendim için bir şey istiyorsam namerdim!

Ben tütün üreticileri için üzülüyorum daha çok!

Tuna Kiremitçi geçenlerde "zevki erteleme" yöntemiyle sigarayı bırakan birinden söz ediyordu...

Ben de inanıyorum bunun olabileceğine.

"Zevki erteleme"nin "bırakmak", hatta "hiç başlamamak" için iyi bir yöntem olduğuna bizzat şahit olmuşluğum var.

Hem de bakın hangi konuda:

Adı bende saklı, yaşı 43 bir "genç kız"...

İlk sevişmesini en uygun adamla, en hazır olduğu zamanda, en romantik ortamda gerçekleştirmek için söz vermiş kendine yıllar önce.

"Hayır, bu adam değil",

"Hayır, burası değil"

"Hayır, bugün değil"
derken şimdi 43 yaşında bir bakire!

Hálá, zemin, zaman ve adam kolluyor.

İçtiğimiz sudan yediğimiz domatese; giydiğimiz tişörtten bindiğimiz arabaya kadar kansere sebep olmayan bir şey yok, uzmanların dediğine göre...

Sloganımız "Köyümüze geri dönelim" olacak galiba.

Fakat kırsalda da "kene" var.

Aşağı tükürsen kanser, yukarı tükürsen kene!

Fena sıkıştık arkadaşlar!

Deniz Gezmiş 36 yıl sonra "moda" oldu.

"Moda" değilse nedir?

Türkiye’nin jetonu 36 yıl sonra düşmüştür!

Ya da reenkarnasyon gerçekleşmiştir, 68 kuşağının ölmüşleri "08 kuşağı" olarak yeniden hayattadır!

MIŞ MUŞ

 Kilo da verdiren Viagra geliyormuş.Bilim adamları iktidarsızlığa şişmanlık süsü vererek bu kıyağı da yaptılar hemcinslerine!

Babacan, Bush’un Türkiye’yi "Demokratik bir ülke modeli" olarak göstermesinden memnun olmuş.Daha ziyade şaşırmıştır. Hani biz pek belli etmiyoruz ya demokratik ülke olduğumuzu...

Erdoğan’a doktor "göz"den zorunlu istirahat vermiş.Bu geçer de ufukta görünen "kafa"dan zorunlu istirahat kötü.
Yazarın Tüm Yazıları