İnanın bu halkta Mevlana sabrı var

AKIL ve mantıkla hiç bağdaşmayan olaylar yaşıyoruz. Bunlara tanık olup da aklımızı oynatmamamız mucize.

Ulus olarak Enis Öksüz'e gösterdiğimiz sabır, Mevlana'nın torunları olduğumuzun tartışılmaz kanıtıdır.

Düşünüyorum da acaba Ama Enis Bey bu sabrın farkında mı?

Ya da Türkiye'ye verdiği zararın?

Aslında Enis Bey'e kızmanın bir anlamı da yok.

Çünkü suç onda değil, onu parlamentoya taşıyanda.

Onu bakan yapanda ve bu kadar olaydan sonra onu hálá görevde tutanda.

Bakan olmuş bir insan, eğer ülkenin içinde bulunduğu durumun önemini kavrayamıyorsa, ona zaten söylenecek bir söz olamaz.

Ülkeyi bu duruma getiren arpalıkları hálá babasının çiftliği gibi kullanma inadı uğruna insan ülkesine nasıl bu kadar zarar verebilir, bunu bir türlü anlayamıyorum.

Yazık...

Notlarıma bakıyorum, dolar 23 Mayıs'ta 1 milyon 111 bin lira... Trend aşağı doğru...

Liderlerin içlerine sindiremedikleri halde IMF'nin Telekom koşulunu kabul etmek zorunda kaldığı gün ise 1 milyon 309 bin lira.

Soruyorum, bu farkın ülkeye yüklediği zararın sorumluluğunu Enis Bey vicdanında nasıl taşıyacak?

Ne yazık ki efelenmekle, hamasi nutuklar atmakla bu işler çözülemiyor.

Belki parti tabanından bazı övgüler yağıyor ama olan ülkeye oluyor.

Yazık... Çok yazık...

* * *

Gelelim bankacılık rezaletine...

Bu kadar bankaya izin veren, önüne geleni banka sahibi yapan gelmiş geçmiş bütün politikacılar bu günahın altından nasıl kalkacaklar?

Adamın ne olduğu belli, niyeti açık.

Halkı cafcaflı kampanyalarla kandırıp parasını toplamak, sonra da bunları bir güzel hortumlamak.

Gerisi kolay... Devlete dönüp ‘‘Ben işin içinden çıkamıyorum kardeşim, buyur banka senin olsun. Tepe tepe kullan’’ deyip tabelasından başka bir şeyi kalmayan bankayı devlete kakalayıp kenara çekilmek.

Akıl mantık alacak gibi değil ama oynanan oyun budur.

Hadi bu adamlara banka kurma izni verdin, bari doğru dürüst denetlesene.

Halkın parasını hortumlatmasana.

El konan bu kadar bankanın zararını bu garip millete ödetmek hangi vicdana, hangi hakka, hangi hukuka sığar?

Bu rezillikleri yapanlar üstelik öyle pişkin ki hiçbir şey umurlarında değil.

Utanmadan bir de ‘‘Bankama haksız yere el konuldu’’ diyerek zeytinyağı gibi üste çıkıyorlar.

* * *

İşte IMF ile politikacılar arasındaki anlaşmazlığın temelinde yatan olay burada düğümleniyor.

IMF ‘‘Kapkaç düzenine, soyguna, talana son verin, arpalıkları tasfiye edin, hırsızları yakalayın’’ diyor.

Yanlış mı söylüyor?

Buna karşın biz ne yapıyoruz?

Bu pespaye düzen devam etsin diye binbir fırıldak çeviriyoruz.

Bizim politikacılar ulusal onurlarına çok düşkünler ya IMF'nin bu müdahaleleri gururlarını kırıyor.

Ama nedense devleti talan ettirirken bu ulusal onur hiç ama hiç akıllarına gelmiyor.

Dünyada kapkaç düzeniyle kalkınmış, refahı yakalamış bir tek ülke yok.

IMF'nin katı tutumu, müdahaleciliği hepimizin onurunu zedeliyor. Ama bu duruma gelmişseniz yapacağınız başka bir şey yok.

Gerçek onurlu insanlar, ülkelerini ona buna avuç açtırmayacak şekilde yönetenlerdir.
Yazarın Tüm Yazıları