IMF'le anlaşma imzalanacak mı?

Erdal SAĞLAM
Haberin Devamı

IMF Yönetimi bugün 4. madde incelemesi kapsamında hazırlanan Türkiye Raporu'nu görüşüp, karara bağlayacak.

Bütün dünyanın finansman kuruluşlarına, bankalarına ulaştırılacak olan Türkiye Raporu, büyük ihtimalle, sert sayılabilecek eleştirilerle dolu olacak. Türkiye'nin bir türlü yapısal uyum programlarını hayata geçirme becerisi gösterememesi, doğal olarak eleştirilecek.

Yeni Hükümetin IMF konusunda takınacağı tutum, ekonomi yönetiminin bakışı, ekonominin geleceği açısından, bizce çok önemli bir rol oynayacak.

IMF'le ilişkilerin ne olacağını, güvenoyu ve belirli bir ekonomik kadro ve programın oluşumundan sonra IMF'e gidilip, yeni bir anlaşma istenip istenmeyeceğini, Devlet Bakanı Güneş Taner'e sorduk.

Taner'in IMF'e bakışı biraz değişik. Taner, IMF'le ilişkileri diğer uluslararası kuruluşlarla Türkiye'nin ilişkisi kapsamında değerlendirip, ‘‘ilişki kuracağız’’ demekle yetiniyor.

Taner, geçmiş hükümetin IMF dahil uluslararası kuruluşlarla ilişkileri zora soktuğunu belirtip, IMF'le temasa geçilip alınan kararları, ekonomi yönetimini, yeni anlayışı anlatacaklarını söylüyor. Ama burada kalıyor...

‘‘Yeni bir anlaşma istenecek mi?’’ sorusuna verdiği yanıt ise ‘‘Gerek yok’’ biçiminde. ‘‘Zaten IMF'in bizden isteyecekleri belli, biz o tedbirleri zaten alacağız, anlaşmaya gerek yok’’ diyor.

Taner, şeffaf bir yönetim getireceklerini belirterek, geçmiş hükümetin rakamları bile sakladığını, o anlayışla IMF dahil hiç bir uluslararası kuruluşla sağlıklı ilişki kurulamayacağını hatırlatıp, ekliyor:

- Şeffaflık anlayışımız gereği, rakamları ortaya koyup içerde güveni sağlayacağız, ardından bu rakamları uluslararası kuruluşlara vereceğiz.

Güneş Taner, bugün Maliye Bakanı Zekeriya Temizel ile birlikte bir basın toplantısı düzenleyip, ekonomide gelinen noktayı kamuoyuna açıklayacak.

Taner o rakamları verecek mi bilmiyoruz ama önümüzdeki Ekim ayından itibaren, gelecek yılın ortasına kadar Hazine'nin durumu çok sıkışık. Örneğin sadece 1998 Nisan ayında yapılacak içborç geri ödemesinin toplamı 800 trilyonu aşıyor, neredeyse 1 katrilyon liraya ulaşıyor.

STAND-BY'SIZ OLUR MU?

Yani Hükümetin önümüzdeki yılın ilk yarısını yüklü dışborç bulmadan geçirmesi, hemen hemen imkansız. Dışborç bulmanın, uygun faiz ve vade yapısıyla dışborç bulmanın yolu da uluslararası finans çevrelerinde Türkiye'nin kredibilitesinin yeniden yükseltilmesine bağlı.

Yeni Hükümetin anlayışının, özellikle Taner'in kuracağı ekonomi ekibinin kredibilite açısından büyük katkı yapacağını, hemen herkes kabul ediyor.

İyi de, bu yeterli olacak mı? Türkiye bu kadar kısa sürede bu darboğazı aşacak kredibiliteyi kazanabilmek için, bizce radikal adımlar atmalı.

Bunun yollarından biri de IMF'le yeni bir stand-by anlaşması imzalamak.

Bu gerekliliği, aklına güvendiğimiz iktisatçılar, bankacılar ve Taner'in güvendiği teknisyenler de kabul ediyor.

Tabi ki iyi bir ekonomi programı hazırlanabilir. Ancak ‘‘ben yaptım tamam’’ demekle işin bitmeyeceği açık.

Ekonomi yönetimine getirilecek kadrolar, yaptıkları programı IMF'e kabul ettireceklerdir. Hatta IMF uzmanlarından bile iyi yapacaklardır. Bu kişiler IMF'i, Hükümeti zor duruma sokmayacak formülleri bulacak kadar iyi biliyor.

Ancak yine de kurumsal bir işbirliği gerekiyor.

Türkiye'nin içine girdiği darboğazın boyutu, bizce, ‘‘Politikacıların IMF Kompleksi’’ni unutturacak kadar büyük boyutta.

Yazarın Tüm Yazıları