IMF nefesini tuttu Türkiye'yi izledi

WASHINGTON'da IMF-Dünya Bankası toplantılarına katılan Türklere en çok sorulan sorular şunlar:

Seçimler olacak mı?

Olursa, nasıl bir sonuç çıkar?

Olmazsa, siyasi belirsizlik ne kadar sürer?

Irak'a bir müdahale olursa, Türkiye ekonomisi ne kadar zarar görür?

Soranlar aslında nasıl cevaplar duymak istediklerini belli ediyorlar. Beklemedikleri bir cevap verdiğinizde, yüzlerini buruşturuyorlar.

Genel beklenti seçimlerin mutlaka 3 Kasım'da yapılması yönündeydi. Aksi taktirde, siyasi belirsizlik içinde Türkiye ekonomisinin ağır bir darbe alacağı bekleniyordu. Seçimlerden ekonomik reformları yapmaya azimli bir hükümetin çıkması isteniyor. Irak'a olası bir müdahalenin ekonomiye maliyetinin ağır olabileceği düşünülüyor. Ama, bu maliyetin kısa dönemdeki yükünün Amerika tarafından karşılanacağı bekleniyor.

IMF de beklemede. Nefesler tutulmuş, Türkiye'nin nasıl bir karar vereceği bekleniyor. Yeni hükümetle uygulanan ekonomik programın üzerinden gidilip 2003 yılının planlamasının yapılması tasarlanıyor. Seçimlerin ertelenmesi gibi bir olasılığın siyasi belirsizlikler içinde programı aksatabileceğinden korkuluyordu.

SORUNLAR

Mali piyasalar şartlanmış durumda. Brezilya ve Türkiye'deki siyasi belirsizlik ekonomilerin istikrara kavuşmasının önünde en büyük engel olarak görülüyor. Brezilya'da gelecek hafta Başkanlık seçiminin ilk turu yapılacak. Çıkacak resim aşağı yukarı belli olacak. Seçimlerden sonra Brezilya'da işlerin rayına oturması bekleniyor. Türkiye için ise en az bir ay beklenecek.

Ayrıntılara girildiğinde, uluslararası mali piyasalar bankacılık sektöründeki çalkantının durup durmayacağını merak ediyor. Buna bağlı olarak, yaralı bir bankacılık sektörünün kamunun iç borçlarını sorunsuzca döndürmeye engel olup olmayacağı konuşuluyor. Konu hep aynı yerde takılıp kalıyor. Borçların sorunsuzca döndürülebilmesi için nominal ve reel faizler yeterli hızda düşecekler mi? Yaşanan siyasi belirsizliğin en önemli maliyeti de burada görülüyor.

Açıklanan ekonomik büyüme rakamları herkesi şaşırtmış. Ama, hiç kimse de sorunlarınızı büyüyerek aşma noktasına geldiniz demiyor, diyemiyor. Büyümenin geçici olduğu izlenimi hakim. Türkiye'yi yakından izleyen yabancılar da açıklanan ekonomik büyüme rakamlarını yorumlamakta zorlanıyorlar.

ASIL SORUN

Konuya analitik yaklaşanlar gelecek yılın ilk üç ayında nominal faizlerin yüzde 40'lar düzeyine düşmesi halinde kamu borçlarının çevrilmesinin rahatlayabileceği beklentisini taşıyorlar. Faizler dört ay içinde yüzde 40'lar düzeyine düşer mi? Elbette düşebilir. Ama, siyasi belirsizliklerin devam etmesi ve Irak'a yapılacak olası bir operasyonun uzun sürmesi durumunda bu soruya olumlu bir cevap vermek o kadar kolay olmuyor.

Irak'a bir operasyon olması durumunda, kısa dönemli maliyetin büyük bir kısmının ABD tarafından karşılanabileceği düşünülüyor. Ama, kendi yaratacağımız siyasi belirsizliklerin maliyetini kendimizden başka karşılayabilecek kimse yok.

Sorun da burada düğümleniyor.
Yazarın Tüm Yazıları