IMF ile yeniden

Erdal SAĞLAM
Haberin Devamı

Piyasalar yeni yıla olumlu bir havada girdi. Faizler düştü, borsa yükseldi...

Yılbaşı sonrası, tatil arası olmasına rağmen, geçtiğimiz Cuma günü bankaların Merkez Bankası'na sattıkları döviz miktarı 200 milyon doları buldu. Önceki gün ve dün de aynı eğilim devam etti.

Piyasalardaki olumlu havanın benzerinin bürokratlar tarafından da paylaşıldığını görüyoruz.

Gerek Hazine Müsteşarı Yener Dinçmen, gerekse de Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'in ileriye dönük olumlu beklentilere sahip olduklarını gözledik.

Erçel, döviz girişinin devam edeceğini, rezervlerin artacağını söylüyor.

Dinçmen, Hükümeti yapısal tedbirleri uygulamaya sokmak konusunda kararlı gördüğünü, işlerin iyi gittiğini söylüyor.

İşte böylesine bir ortamda IMF heyeti bir ziyarete daha başlıyor.

Bürokratlar önümüzdeki Pazartesi günü başlayacak IMF görüşmelerine hazırlanmaya başladılar. Önceki gün yapılan toplantının ardından bugün yeniden biraraya gelecekler.

Ziyaret öncesinde Maliye Bakanlığı harıl harıl 1997 yılı bütçe gerçekleşmelerini toplamaya çalışıyor. IMF Heyetinin temasları sırasında, yani ayın ortalarında, geçen yıla ilişkin rakamlar kesinleştirilecek.

Perşembe günü açıklanacak Merkez Bankası para programının ardından Maliye Bakanlığı da, 1997 yılı rakamlarını kesinleştirip, 1998 yılının ilk üç ayına ilişkin gelir ve harcama hedeflerini açıklayacak.

Yanısıra, IMF Heyeti gelmeden sosyal güvenlik reformu tasarısının, önümüzdeki hafta da vergi reformunun TBMM'ye getirilmesi bekleniyor.

DENGELER BIÇAK SIRTI

Kısacası; bürokratlar istikrarı korumaya dönük çabalarına devam ederken, Hükümet de şu anda bu çabaları destekler gözüküyor.

Ancak piyasada oluşan bu olumlu havaya biraz temkinli yaklaşmak gerektiğini düşünüyoruz.

Faizlerin düşüşünde Hazine'nin borçlanma programını açıklaması ve repoya stopaj gelirken tahvil-bonoda düşürülmesinin etkili olduğu unutulmamalı.

Borsadaki artışta, elinde yüklü kağıt bulunup, Aralık'ta bunlardan kurtulamayan bazı büyük yatırımcıların etkili olduğu söyleniyor.

Döviz rezervindeki artışta da her Aralık'ta ortaya atılan devalüasyon söylentilerinin yine fos çıkmasının etkisi olduğu gözardı edilmemeli.

Yani oluşan olumlu havada konjonktürel gelişmeler oldukça etkili.

IMF'in enflasyonda radikal bir iniş konusunda ne kadar ısrarcı olacağı henüz belli değil. Bu nedenle de IMF'le anlaşma netlik kazanmadı.

IMF'le anlaşmaya bağlı olarak kurların ne olacağı, kurların da etkisiyle, ihracattaki bir aksamanın döviz girişleri ve ödemeler dengesine nasıl bir etki yapacağı konuları da belirsizliğini koruyor.

Enflasyonun yüzde 100'lere dayandığı, bu noktadan geri dönüşün zor olacağı unutulmamalı.

Rating kuruluşlarının takınacağı tutum belirsizliğini korurken, Hazine'nin asıl ihtiyacı bulunan ilk 5 ayda dışborçlanmada sıkıntı çekeceğini, artık Hazine de dahil, herkes kabul ediyor.

Kısacası; her ne kadar olumlu bir hava esse de, bu havanın heran tersine dönebilecek kadar hassas bir dengede olduğu gözardı edilmemeli.

Örneğin; tütüne verilecek yüksek bir fiyat, ya da artırılan zırai kredi faiz oranlarının yeniden indirilmesi gibi, politikacıların ‘‘önemsiz’’ görebileceği bir kararı vermeleri, işleri heran tersine çevirebilir.

Ya da alınacak bir erken seçim kararı...

Hükümet, dengelerin bıçak sırtında gittiğini, hiç aklından çıkarmamalı.



Yazarın Tüm Yazıları